Bahçeli: Selahattin Demirtaş teröristtir, Osman Kavala casustur

Bahçeli: Selahattin Demirtaş teröristtir, Osman Kavala casustur
Gazete Pencere Haber MerkeziMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. CHP'nin 38. Olağan Genel Kurulu'na ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, Kemal Kılıçdaroğlu ve yeni Genel Başkan seçilen...

Gazete Pencere Haber Merkezi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. CHP'nin 38. Olağan Genel Kurulu'na ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, Kemal Kılıçdaroğlu ve yeni Genel Başkan seçilen Özgür Özel'in Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'ya selam göndermesini eleştirerek "CHP Yönetimine diyorum ki; Selahattin Demirtaş teröristtir. Osman Kavala Sorosçu'dur, casustur, suçludur ve cezasını çekecektir" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun Kurultay'da seçimler öncesinde 6'lı Masa'dan kalkan daha sonra geri dönen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e yönelik olarak "Seçimlere sırtımda hançerle girmek zorunda kaldım" sözlerini değerlendiren Bahçeli "Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'sırtımdaki hançerle seçime girmek zorunda kaldım' açıklamaları, gecikmiş bir itiraf, beyhude bir sızlanmadır. O hançer tutan ellerin yanına yöresine geldiğinde iyilik meleği olmadığını bilmesi gerekiyordu" ifadelerini kullandı.

İsrail-Filistin çatışmalarına da değinen Bahçeli, "İsrail ve Filistin arasında kalıcı barış için yarın bile geçtir" dedi. Batılı ülkeleri sessiz kalmakla suçlayan Bahçeli "Sözde medeni ülkelerin hepsi Gazze'deki yıkım karşısında 3 maymunu oynamaktadır" diyerek ekledi:

"MHP’nin Sayın cumhurbaşkanımızın alacağı her karar ve politikanın sonuna kadar yanındadır"

Bahçeli'nin açıklamalarında öne çıkanlar şöyle:

"Günü birlik siyaset yapmıyoruz. Güdümlü siyaseti tanımıyoruz. Kuru gürültüden ibaret bir siyaseti takmıyoruz. Boş söyleyene, çok söyleyene aldanmıyoruz. Bugün hepimizin öncelikli görevi dünyada yaşanan meseleleri kavramak, ve yapıcı, iyi niyetli ve sağ duyulu teklifler getirmektedir. Daha güvenli, daha gelişmiş daha müreffeh bir Türkiye.

Türk milleti ve onun sillesinden bir hilal gibi parlayan MHP hiçbir zaman dar görüşlü kısa menzilli olmamıştır. Ülkü ve ülke sevdamızı asla pazarlık malzemesi görecek kadar alçalmadık. Bir doğru imanın, bin eğriyi düzelteceğine inandık. Fildişi kulelerde milliyetçilik taslamadık.

"Kılıçdaroğlu'nun hançer açıklaması gecikmiş bir itiraftır"

CHP’nin 38’inci Büyük Kurultayı’nda Genel Başkanlık yarışını kaybeden Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım” itirafı gecikmiş, miadı geçmiş bir itiraf, beyhude bir sızlanmadır. O hançer tutan ellerin, yanına yöresine geldiğinde iyilik meleği olmadığını Kılıçdaroğlu’nun da bilmesi gerekiyordu.

Hiç kuşkusuz CHP’deki Genel Başkan değişimi bizim konumuz ve gündemimiz değildir. Kurultay delegeleri kararını vermiş, bize de saygı duymak ve hayırlı olsun demek düşmüştür. Üzüldüğümüz husus, Atatürk’ün kurduğu partinin büyük kurultayında şehitlere rahmet dilemek yerine casuslara, teröristlere, işbirlikçilere, kiralık gazetecilere selam gönderilmesidir. Kalem selamdan, selam kelamdan önce gelir.

Bir selam bin hatırdır. Selam Allah’ın selamıdır, ancak teröriste selam veren sırtına ihanetin semerini vurmuş demektir.

Cumhuriyet’in ve CHP’nin 100’üncü yılında, genel başkanlığa aday isimlerin kurultay salonundan terörist Demirtaş’a selam göndermesi PKK’yı selamlamaktır, kahpe pusuları selamlamaktır, kanlı saldırıları selamlamaktır, bölücülüğü selamlamaktır, melanet ve rezalete selam durmaktır. İlk tuğla yanlış konulmuş, ilk düğme yanlış iliklenmiş, ilk adım boşluğa atılmıştır. CHP’nin 38’inci Büyük Kurultayı’nda Kuvayı Milliye reddedilmiş, Milli Mücadele inkar edilmiş, 100 yıllık geçmişin hatıralarıyla Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetleri yok sayılmıştır. Çam dalından ağıl olur mu? Elbette olmaz.  Biliniz ki bu tiplerden de millete ve ülkeye hayır gelmez, gelemez, gelmeyecektir. Biz Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerini inşa, imar ve ihyanın peşindeyiz. Tavsiyem odur ki, hiç kimse hesap hatası yapmasın, küçülmüş siyasetçilerin zillet projelerine Türkiye’yi asla teslim etmeyeceğiz.

"Demirtaş terörist, Kavala casustur"

Ne esef verici bir durumdur ki, ülkesine sırt dönmüş, milletine yüz çevirmiş, milli meselelerle ihtilafa düşmüş ikiyüzlü bir muhalefet anlayışı karşımızdadır. CHP yönetimine hakim olan siyasi akıl rehinli ve hacizlidir. Bunların irtibatları ve ilişki ağları sancılı ve karanlıktır.

CHP yönetimine diyorum ki;  Selahattin Demirtaş teröristtir, HEDEP bölücüdür, siyasetteki nifak tohumu ve ayrık otudur. Osman Kavala Soros’çudur, casustur, suçludur ve cezasını çekecektir.

"Türkiye'nin İsrail terörüne karşı duruşu hamdolsun sağlamdır"

Filistin'de soykırımın yapıldığı, dehşet verici insanlık suçu işlendiği bu dönemde zalimlerin karşısında, mazlumların yanında durmalıyız. Çocukları katledenlere sessiz kalamayız. Sözde medeni ülkelerin hepsi Gazze'deki yıkım karşısında 3 maymunu oynamaktadır. Uluslararası hukuk ayaklar altında. Ne var ki önü alınamayan, kendiliğinden organize olan kalabalıklar İsrail saldırılarını protesto etmektedir. İsrail'e öfke yağmaktadır. Buna rağmen Gazze, havadan ve karadan abluka altındadır.

Bu gidişat durmazsa, bu soykırım durmazsa Ortadoğu her türlü ihtimale açık olacaktır. İsrail ve Filistin arasında kalıcı barış için yarın bile geçtir. Son din İslam'dır, galip olan da Allah'tır. İsrail terörüne karşı Türkiye'nin duruşu hamdolsun sağlamdır. MHP’nin Sayın cumhurbaşkanımızın alacağı her karar ve politikanın sonuna kadar yanındadır.

Astana zirvesi

Türk Devletleri Teşkilatı 10’uncu Zirvesi 3 Kasım 2023 tarihinde Kazakistan’ın başkenti Astana’da yapılmıştır.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Kasım Cömert Tokayev’in ev sahipliğinde "Türk Devri" temasıyla Astana’da düzenlenen Zirve dünyaya müessir ve müstesna nitelikli bir mesaj vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılında, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefleriyle Türk Devri’nin tutuşan meşalesi takdir edilecek ve hürmet duyulacak bir aydınlığın habercisidir. Türk dünyasının birlik ve beraberlik ruhu her alanda kökleşmeye başlamıştır.

"Önümüzdeki yüzyıl ikinci Türk Yüzyılı olacak"

Bazı çatlak seslere rağmen tarihçilerin önemli bir bölümü 16’ıncı yüzyılı Türk Yüzyılı olarak tanımlamışlardı. Allah’a çok şükür önümüzdeki yüzyıl ikinci Türk Yüzyılı olacak, Türk kültür ve medeniyeti eski görkemli günlerine tekrar vasıl olacaktır.

Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi, dünyanın umudu Türk Devri’dir. Yerden havaya toz kalkar, havadan yere rahmet iner, her kap kendine sızar, Türklük kıyamete kadar yaşar. Millet kavramını tartışmaya açmak ve mensubiyet üzerinde kuşku uyandırmak için pusuya yatanlar, Alt kimlikleri dirilterek etnisite temeline dayalı, ayrışmış bir toplum oluşturmak amacıyla ortam yoklayanlar, Millete ait değerleri eleştirerek, milli tarih ve ecdadımız üzerinde tereddüt meydana getirmek için hava koklayanlar, Bu yolla millet varlığından, milli kimliği zayıflamış, toplumsal bütünlüğü aşınmış şaşkın yığınlar yaratmak için fırsat kollayanlar Türk Devri’nde tasfiye edileceklerdir.

Haksızlıklar karşısında sinmek ve suskun kalmak Türklüğe yabancıdır. Mazlumlara sırt dönmek mertliğin ve Türklüğün kitabında yazmayan acizliktir.

Türk Devri’nin mimarları Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, Özbekistan Cumhurbaşkanına, Kazakistan Cumhurbaşkanına, Azerbaycan Cumhurbaşkanına, Kırgızistan Cumhurbaşkanına, gözlemci ülkeler olan Türkmenistan Cumhurbaşkanı ile Macaristan Başbakanına en derin şükran hislerimle teşekkür ediyorum.

Kıbrıs Türk Devleti’nin önümüzdeki Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi’nde gözlemci üye statüsüyle yer alacağına inanıyor, 3 Kasım Astana Zirvesi’nin Türk milletine ve Türk devletlerine hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum.

10 Kasım mesajı

Önümüzdeki Cuma günü, yani 10 Kasım’da, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete irtihalinin 85’inci yıldönümünü anacağız.

Ölüm raporunu imzalayan dokuz tıp profesörünün aynen dediği şuydu: “10 Kasım 1938 Perşembe sabahı, saat dokuzu beş geçe, muazzez ve büyük hasta terk-i hayat eylemiştir.”

Aziz Atatürk fani bir insandır, ömrü hem sayılı hem de sınırlıdır. Fakat geride bıraktığı muhteşem eserleri, muazzam emanetleri, müstesna hizmetleri, muhterem mücadeleleri maşeri vicdanda, milli hafızada ebediyen varlık hükmünü koruyacaktır.

"Bir arada ve bağımsız olarak yaşama azim ve iradesi kırılmadıkça bir milletin asla yok edilemeyeceğini” herkese ispat ederek mazlum milletlerin istiklal mücadelelerine örnek olan Atatürk’ü yüzyılın dehası yapan özelliklerinin başında, "kuvvetli öngörüsü” gelmektedir.

Atatürk, Türk milletinin varlığına kast eden her türlü sinsi tertibin farkına vararak onları deşifre etmiş, milleti uyandırmış, Türk milletinin yolunu aydınlatmıştır.

Her alanda bağımsız olmayı esas alan, milli menfaatlerden taviz vermeyen, baskıya, dayatmaya, esarete karşı geri adım atmayan bir politika izlemiş, tüm dünyanın Türkiye’ye gıptayla bakmasına neden olmuştur.

O,  Türk milletinin tarihi ve milli ortak değeridir. Atatürk’ün kurtuluş mücadelesini verdiği zorlu dönemde yaşananlar her Türk vatandaşının çok iyi öğrenmesi ve ibret alması gereken bir dönemdir. Çünkü Büyük Atatürk’ün de dediği gibi, Türk milletinin; "Şahsi menfaatlerini düşmanların siyasi emelleriyle birleştirebilecek gafillerin ihanetleriyle” her zaman karşılaşması mümkündür. Atatürk; bir yandan Türk milletinin kendine olan güvenini, var olma kararlılığını güçlendirirken; diğer yandan da milletin arasına nifak sokan art niyetlilerle mücadeleye öncelik vermiştir.

Bu nedenle; "Türk milletinin gurur duyduğu, feyiz aldığı değerleri yıpratarak güven duygusunu yok etmek isteyenlerin” hedeflerinden biri de Atatürk olmuştur. Selanik’teki pembe boyalı evin ikinci katındaki ocaklı odada doğan, 57 yıllık bir hayata devasa bir tarihi sığdırıp İstanbul Dolmabahçe’de rahmeti rahmana kavuşan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü Türk nesilleri her daim saygıyla hatırlayacaktır. 10 Kasım esasen bir matem günü değil, Aziz Atatürk’ü idrak vesilesi, düşüncelerini ifade vetiresi, eserlerini muhasebe veçhesi, Cumhuriyet’i öncesi ve sonrasıyla kavrama vefasıdır.

Bizatihi dile getirdiği şu sözleri bizim için paha biçilemez değerdedir:

“Benim hayatta yegâne fahrim, servetim Türklükten başka bir şey değildir.”

Türklüğün medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyetinin, bundan sonraki inkişafı ile istikbalin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacağından şüphe duymuyordu. Devamında aynen dediği şuydu: “Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, dileğim şudur: Beni hatırlayınız.” Elbette her zaman hatırlayacağız, her ortamda da hatırlatacağız. Milli Mücadele’nin Lideri, Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi, ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 85’inci yıl dönümünde saygıyla, minnetle, rahmetle anıyorum. Türk milleti hiçbir güce eğilmeyecek, vatan evlatlarının özündeki cevheri ortaya çıkartarak şer odaklarının heveslerini kursaklarında bırakacaktır.

Bu vesileyle Kurtuluş Savaşı’nın isimli isimsiz nice kahramanına, şehitlerimize, elleri öpülesi ceddimize de Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, aziz hatıraları önünde tazimle eğiliyorum.