CHP lideri Özgür Özel: Buğra Gökce'nin nikah fotoğrafları Silivri Cezaevi Müdürü'nde duruyor
Gazete Pencere- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, tutuklu bulunan İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Doç. Dr. Buğra Gökce’nin "22 Metrekare Gökyüzü" adlı kitabının imza gününde konuştu. Özel, Gökce’nin kitabını vekâleten imzaladığını belirterek iktidara sert eleştiriler yöneltti.
Özel, daha önce yayımlanan "Millete Emanet" kitabının gelirinin Aile Dayanışma Ağı’na aktarıldığını hatırlatarak, 19 Mart sürecinden zarar gören öğrencilere ve ekonomik sıkıntı yaşayan yurttaşlara destek sağlandığını söyledi.
Buğra Gökce’nin geçmişte Çankaya Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Planlama Ajansı’nda kritik görevler üstlendiğini vurgulayan Özel, Gökçe’yi "bilim insanı ve düşün insanı" olarak tanımladı.

Özel, Buğra Gökce’nin tutukluluğu sırasında Filiz Kahveci ile Silivri Cezaevi’nde evlendiğini belirterek, nikâh fotoğraflarına cezaevi yönetimi tarafından el konulduğunu ve fotoğraflara hâlâ ulaşılamadığını ifade etti.
CHP Lideri, bu özel anların fotoğraflarının Silivri Cezaevi Müdürü'nde durduğunu şu, almak istediklerinde dijital fotoğraflar olmasına rağmen 'yandı' bahanesinin bile kullanıldığını ifade etti:
“Filizle Buğra bu evliliği darbeye ve darbecilere rağmen Silivri'de gerçekleştirdiler. Ben de orada nikah şahitleri oldum. Ama maalesef size gösterebileceğimiz bir nikah fotoğrafımız yok. Var ama o da darbe tarafından el konuldu ve insanların bu en özel anı, hayatlarını birleştirdikleri o anın fotoğrafları şu anda Silivri Cezaevinin müdüründe duruyor.
Biz o fotoğrafları görmedik. O fotoğrafları Cezaevi müdürüne sorduğumuzda önce baskıda, sonra izinde, bir ara yandı falan dediler. Dijital fotoğraf yanar mı? Sonra dediler ki buradan çıkarken vereceğiz. Biz tabii fotoğraflara kavuşmayı değil bir an önce Buğra'ya kavuşmayı istiyoruz. Sevgili annesi öyle istiyor, kız kardeşi öyle istiyor, ağabeyi öyle istiyor, eşi öyle istiyor ve bütün sevenleri arkadaşları öyle istiyoruz.

"İddianamede tutukluluğu gerektirecek delil yok"
Gökce’nin tutukluluğuna tepki gösteren Özel, iddianamenin hazırlandığını ancak içeride tutulmasını gerektirecek herhangi bir somut delil bulunmadığını savundu. Tutukluluğun siyasi bir husumetten kaynaklandığını söyledi.
Özel, iktidarın yargı gücünü siyasi amaçlarla kullandığını öne sürerek, “Siyasi rekabet yapamayanlar yargı üzerinden engel olmaya çalışıyor” dedi.
"Kaleme ve yüreğe yenilecekler"
Konuşmasının en dikkat çeken bölümünde Özel, AKP iktidarına seslenerek şu ifadeleri kullandı:
"Buğra Gökce’nin kalemine, zihnine ve yüreğine; Ekrem İmamoğlu’nun ve tüm yol arkadaşlarımızın yüreğine yenilecekler."
Özgür Özel'in imza gününde yaptığı konuşma da şu şekilde oldu:
“Öncelikle biz 'Millete Emanet' kitabını altını çizerek bir kez daha millete emanet ediyoruz. Çünkü o kitabın bütün geliri Aile Dayanışma Ağı'na, yani 19 Mart darbesinden zarar gören herkese, yurdundan çıkarılan öğrencilere, bursu kesilen öğrencilere ve 19 Mart darbesinden sonra önemli ekonomik sıkıntılar yaşayan herkese çok önemli bir katkı sağlıyor.”
Bugün ise Buğra Gökce'nin çok önemli bir bilim insanı, düşün insanı olan, bizim yakın çalıştığımız bir arkadaşımız olan, geçmiş dönemlerde Çankaya Belediyesi'nde Başkan Yardımcılığı, sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde Genel Sekreterlik, İstanbul Planlama Ajansı Başkanlığı gibi çok kritik görevlerde bulunmuş olan bir yol arkadaşımız maalesef Silivri'de ve bugün o 22 Metrekare Gökyüzü adlı kitabını yazdı.
Bugün yanımda Filiz Hanım var, değerli eşleri. Buğra Gökce tutuklandığında Filiz Hanım'la evli değildiler. Mayıs ayı içinde, mayıs sonu haziran başına bir evlilik planları vardı. Ben de onların nikah şahidi olacaktım. Ama darbe bu evliliğe de engel olmaya çalıştı.
Nikah fotoğrafları için yandı demişler
Filizle Buğra bu evliliği darbeye ve darbecilere rağmen Silivri'de gerçekleştirdiler. Ben de orada nikah şahitleri oldum. Ama maalesef size gösterebileceğimiz bir nikah fotoğrafımız yok. Var ama o da darbe tarafından el konuldu ve insanların bu en özel anı, hayatlarını birleştirdikleri o anın fotoğrafları şu anda Silivri Cezaevinin müdüründe duruyor.
Biz o fotoğrafları görmedik. O fotoğrafları Cezaevi müdürüne sorduğumuzda önce baskıda, sonra izinde, bir ara yandı falan dediler. Dijital fotoğraf yanar mı? Sonra dediler ki buradan çıkarken vereceğiz. Biz tabii fotoğraflara kavuşmayı değil bir an önce Buğra'ya kavuşmayı istiyoruz. Sevgili annesi öyle istiyor, kız kardeşi öyle istiyor, ağabeyi öyle istiyor, eşi öyle istiyor ve bütün sevenleri arkadaşları öyle istiyoruz.
Biz bu zulüm döneminin bir an önce bitmesini, artık bütün ne toplanacaksa toplandı. İddianame yazıldı. İddianamede Buğra Gökce Buğra Gökce'yi içeride tutacak en ufak bir kanıt yok. Buğra Gökce niye içeride? Bir büyük husumetten dolayı içeride.
Çünkü Buğra Gökce Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı yolculuğunun yol arkadaşıdır. Buğra Gökce Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidar yolculuğuna kilometre taşları diken birisidir. Bizi iktidara hazırlayan ekibin içindedir. Tek silahı kalemidir. Bütün gücü zihnindedir. Ama maalesef şu anda Silivri Cezaevi'ndedir.
Rejim Buğra Gökce'den korkmaktadır. Rejim Ekrem İmamoğlu'ndan korkmaktadır. Rejim bizimle rekabetten korkmaktadır. Siyasi rekabet yapamayanlar kurdukları bir yapı üzerinden birilerinin elindeki yargı gücünü orantısız kullanarak Kadın kolları, gençlik kolları gibi yargı kolları başkanlığı oluşturarak iktidarımıza engellemeye çalışmaktalar.
Ama Buğra Gökce'nin kalemine, zihnine, yüreğine Ekrem İmamoğlu ve tüm arkadaşlarımızın yüreğine yenilecekler. O gün Silivri'de söylemiştim. Gelin hanımın gözyaşlarına yenilecekler. Gelin hanımın gözyaşları, küçücük çocukların çizdiği kalpler ve hepimizin inancı bu ceberrut rejimi yenecek ve halkın iktidarını hep beraber kuracağız.
Biz bugün bu kitabı Buğra Gökce çıkıp kendisi imzalayana kadar ona vekaleten imzalıyoruz. Bu kitap benim ve burada çok kıymetli Genel Başkan Yüksek Disiplin Kurulu üyemiz, Genel Başkan Yardımcılarımız, milletvekillerimiz, parti meclis üyelerimiz var. Her birisi bu kitabı Buğra Gökce'nin yerine imzalıyor.
Halen daha Mustafa Balbay anlatır. Diyor ki: Genel Başkanım halen daha senin imzaladığın kitapları mı imzalıyorum diyor. Ben bundan 12 yıl önce Mustafa Balbay'ın yazdığı kitabı yine böyle bir kitapçıda o çıkıp kendi imzasını atana kadar ona vekaleten imzalıyorum deyip onun da ismini açtığım kitaplar halen daha Mustafa Balbay'ın önüne gidiyor ve Mustafa Balbay tarafından halen daha imzalanıyor.
Biz Veli Ağbaba ben Nurettin Demir bir gün sabahtan akşama o kitapları imzalamıştık. Şimdi bu kitabı da ilkini kimin adına imzalıyorum? Sedef Çevik. Sedef Çevik Hanımefendi. Sedef Çevik Hanımefendi için imzalıyorum. Sedef Çevik Buğra Gökce çıkınca gidecek onu bulacak, bir imza da ondan alacak.
Kaynak:Haber Merkezi