CHP'den Trump'a tepki: 'Sarılmakla iktidarda kalamazsın'
(İSTANBUL) -CHP Genel Başkanı Özgür Özel, dün gerçekleştirdiği konuşmada önemli mesajlar paylaştı.
CHP, tutuklu cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'na özgürlük ve erken seçim talebiyle her hafta düzenlediği "'Millet İradesine Sahip Çıkıyor'" mitinglerinin 60'ıncısını, İmamoğlu'nun tutukluluğunun 200. gününde Şişli'deki Cevahir Alışveriş Merkezi önünde gerçekleştirdi. Gündemdeki konulara ilişkin ifadelerde bulunan CHP lideri Özel, şunları kaydetti:
"Hatırlayın, Erdoğan ne demişti: Bu soruşturma başladığında bir araya varmazlar, birbirlerinin yüzüne bakamayacaklar, ailelerinin gözünün içine bakamayacaklar. Bak, bak, bak. Ne kadar kötü imalar, ne kadar iddialı bir iftira. Bakın şimdi Ekrem Başkan'ın yerine Dilek İmamoğlu'nun gözüne siz bir bakın bakalım. Hiç bu gözde, Ekrem'in gözüne bakamayacak bir göz var mı? Dilek Hanım'a da, bütün tutuklu eşlerine de, hepinize de Allah güç verdi, kuvvet verdi; Allah hepinizden razı olsun. Biz birbirimizin gözüne de bakıyoruz, yüzüne de bakıyoruz. Buradan, Şişli'den Tayyip Erdoğan'ın gözüne bakarak: Sayın Erdoğan, "bir ay" dedin; üzerinden 6 ay 20 gün geçti. Sokaktayız, meydandayız. Ben Şişli'de 10 binlerin yüzüne bakıyorum ve şunu söylüyorum: Arkadaşlarımız masumdur; sonuna kadar arkalarındayız.
"CHP bu ülkenin son kalesidir, ele geçirilemez. Korkuyla iktidarda kalmaya çalışanlara meydan okuyoruz."
Diyor ki, "CHP birbirine düşecekmiş" bizi birbirimize düşürmek için kayyumları denediler, mahkemeleri denediler, iftiracıları denediler. CHP her geçen gün büyüyerek bir arada duruyor. Ama öbür tarafta bir damat, bir oğlan. Bir de TikTok'çu Hakan; birbirlerini yiyorlar, birbirlerine. Birbirlerine manşetlerden, yandaş gazetelerden operasyon çekenler, Cumhuriyet Halk Partisi'ni asla ve asla karıştıramazsınız. İstediğiniz kadar saldırın, istediğiniz kadar uğraşın; biz birbirimizden ayrılmayız. Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkenin son kalesidir, ele geçmez, geçirilemez.
"Uzun zamandır yaşadığımız bu zor günleri, sizlerin öfkesi ve direnciyle aşacağız."
Elbette tek başına bir kurtuluş mümkün değil. Bugün bu meydanda bizimle birlikte olan tüm siyasi partilere, tüm sendikalara, tüm derneklere, tüm örgütlere ve tüm yüreklere binlerce teşekkür ediyorum; bu ülkenin umudunu siz ayakta tutuyorsunuz. Haftanın ortasında, hava soğumaya başlamış; akşamın 9.30'u, 10'u buradasınız ve bir inançla buradasınız; bir mücadele için buradasınız. İnanan bu meydanlar hem mahkemelerdeki adalet talebinin, hem seçtiklerimize yapılan haksızlıkların karşısındaki adalet talebimizin meydanları; hem de tarihin en büyük ekonomik sıkıntıları ile boğuşan emeklilerin, emekçilerin, esnafın, çiftçilerin, gençlerin, bütün mağdurların mücadelesini büyüttüğü meydanlar. Sizler böyle; bu meydanlara sığmadıkça, bu meydanlardan taştıkça buraya öfkenizi, direncinizi ve mücadelelerinizi taşıdıkça bu kötü günlerden kurtulacağız. Elbette biliyoruz, bu iktidar emeklinin düşmanıdır. Geldiğinde 8 çeyrek altında en düşük emekli maaşı; şimdi 2 çeyrek altın. Şaka değil. Tayyip Erdoğan hiç gelmese, hiç karışmasa, hiç emekliye ilişmese, basit hesapla 7 kere 8 = 56; bugün en düşük emekli maaşı 56 bin lira olacaktı. 7 çeyrek altın alıyordu. Asgari ücret hiç bulaşmasa, gelip uğraşmasa, asgari ücretliye hiç karışmasa 7 kere 7 = 49; bugün 49–50 bin liraydı asgari ücret. Ama maalesef asgari ücreti 22 bin liraya mahkum etti. Geçen sene yüzde 44 enflasyon varken yüzde 30 zam verdi. Bir yılda, yani her asgari ücretlinin cebinden yüzde 15 sırf enflasyon farkını çaldı.
Ayrıca TÜİK yüzde 44 gösteriyor ama enflasyon geçen sene yüzde 80'di. Şimdi enflasyon sadece Eylül ayında Avrupa'daki 1 yıllık enflasyonu bir ayda yaşadı. Türkiye enflasyonda Avrupa birincisiyiz ve Avrupa'nın en yoksul ülkesiyiz; dünyanın vergisi en adaletsiz toplanan ülkelerinden bir tanesi. Şişli'den bıkmadan, usanmadan söylemek lazım: Türkiye'de 100 lira vergi toplanıyor; bu verginin 66 lirası fabrikanın patronuyla, fabrikanın bekçisinden, hatta sokakta işsiz gezenden eşit alınıyor. Dolaylı vergi: elektrikten, sudan, telefon faturasından, evladını aldığın sütten, evine aldığın ekmekten, ilaçtan; fabrikatör milyarder de aynı vergiyi veriyor, en gariban da aynı vergiyi veriyor. Yüzde 66 böyle. Yüzde 23 aldığınız maaşlardan; şu AVM'de çalışan emekçi kardeşimin maaşı eline geçmeden kesilen para, hepinizin; maaşınıza dokunmadan alınan vergi yüzde 23. Yaptı mı sana yüzde 89; geriye kalan yüzde 11, bütün holdinglerin, bütün bankaların, bütün ihracatçıların, bütün fabrikatörlerin, bütün şirketlerin toplam ödediği kurumlar vergisi yüzde 11. Yani 100 liralık verginin... Bunu anlatın; eğer bunu anlatabilirsek AK Partili seçmen bunu bilirse bir daha bunlara oy değil, dönüp selam bile vermez. MHP'nin seçmeni bunu bilse bunlara dönüp selam vermez. 100 lira vergi, 89 lirası biz garibanlardan, 11 lirası bu zenginlerden. Andolsun ki iktidar olacağız; bunu tam tersine çevireceğiz, andolsun.
"1392"
Bu mücadeleyi vermeye, hep beraber vermeye, hakkımızı söke söke almaya, kısa çöpün hakkını uzun çöpten, bu milletin hakkını bu ülkeyi yöneten bu uzun adamdan almaya, onu yollamaya, halkın iktidarını kurmaya hazır mısınız? İşte bunun için mücadele ediyoruz. Ekrem İmamoğlu'nun özgürlük mücadelesi ülkenin iktidar mücadelesidir. Bizim arkadaşlarımızın özgürlük mücadelesi emeklinin iki çeyrek altına değil, 8 çeyrek altına, 10 çeyrek altına ulaşma mücadelesidir. Asgari ücrete niyetleniyorlar. Şimdi siz mücadele etmezseniz, biz mücadele etmezsek, sesimizi yükseltmezsek, direnmezsek, eylem yapmazsak, asgari ücrete yüzde 20 zam yapmaya hazırlanıyorlar. Asgari ücreti 26 bin lira yapmaya 1 yıl boyunca daha, yani bu sene Ocak ayından 2026 sonuna kadar 26 bin liraya geçinin demeye hazırlanıyorlar. Biz buna sessiz kalmayacağız; asgari ücretlinin hakkını alacağız, emeklinin hakkını alacağız. Vermeyecekler, vermeyenleri indireceğiz; halkı iktidara getireceğiz.
Kaynak:ANKA