CHP’li Resul Emrah Şahan anlattı: Üç arkadaşın 24 yıllık kaderi Silivri'de kesişti
Gazete Pencere- Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile beraber 19 Mart'ta gözaltına alınıp, 23 Mart'ta tutuklanmıştı. Yine aynı operasyonlarda İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün de tutuklananlar arasında.
Yine bir bürokrat olan ve aynı zamanda MS hastası olan Tayfun Kahraman da 2019 yılında İBB'de Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı olarak göreve başlamış, 25 Nisan 2022’de Gezi Parkı davası kapsamında 18 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Şişli Belediye Başkanı Şahan , daha önce 'Kent Uzlaşısı' soruşturması kapsamında tutuklanmıştı. 12 Eylül’de ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) soruşturması kapsamında 'kaçma şüphesi' gerekçesiyle ikinci kez tutuklanmasına karar verilmişti.
Şahan'ın avukatları tarafından yapılan itirazlara henüz mahkemeden olumlu bir yanıt gelmedi. Şahan geçtiğimiz günlerde “Silivri No:9” adlı besteyi cezaevinden besteleyip sosyal medya hesabından paylaştı. Şahan'ın bestesini ünlü piyanist Dengin Ceyhan icra etti. Beste ve müzik dinleyenlerin de beğenisini kazandı.
Yine tutuklu isimlerden olan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün 30 Temmuz tarihinde Silivri'de 30 Temmuz tarihinde dünya evine girdi. Sinem Keleş, cezaevi önünde basına kısa bir açıklama yaparak "Silivri’nin duvarlarının, tel örgülerinin umudu, sevgiyi, aşkı yenemeyeceğini, baskıya, zulme engel olamayacağını gösteriyoruz" ifadelerini kullanmıştı.

Üçünün de kaderi Silivri de birleşti
Tutuklu belediye başkanı Şahan bugün sosyal medya hesabından duygusal bir paylaşım yaptı. Şahan; Gürkan Akgün ve Tayfun Kahraman ile 24 senelik arkadaş olduklarını ve yolculuklarının Silivri'de kesiştiğini yazdı.
Şahan, iki arkadaşını bazen avukat görüşlerinde uzaktan gördüğünü ve konuşmaya gerek bile kalmadığını söyledi. Üniversite döneminde Tayfun Kahraman'ın üst dönem olmasına rağmen Akgün ve kendisi ile takıldığını ifade eden Şahan, Mimar Sinan rıhtımında yaşadıkları anıları yazdı.
Silivri'de olmalarının tesadüf olmadığını kaydeden Şahan, kariyerlerinin hiç CEO, CFO kademeleri gibi yıldızlı olmadığını, tozlu kafelerde vestiyerlik yaptıklarını, işsiz kaldıklarını ve afişler astıklarını belirtti. Son 3 senedir Tayfun Kahraman'a ziyaretçi olduklarını ancak 8 aydır beraber kaldıklarını kaydeden Şahan son olarak "Şimdi siz 24 yılı böyle geçirmiş, harcı sağlam bu zemini yıkabilir misiniz?" ifadelerini kullandı.
Resul Emrah Şahan'ın sosyal medya hesabından yaptığı o paylaşım şu şekilde:
Tam 24 yıllık arkadaşlık.
Ömrümüzün yarısından fazlasını birlikte geçirdiğimiz üç samimi arkadaş. Yolculuğumuz Silivri’de kesişti.
Gürkan Akgün, Tayfun Kahraman ve ben. Tabi ki tesadüf değil. Bazen avukat görüşlerinde görüyorum uzaktan. Konuşmaya gerek kalmıyor bile.
Tayfun üst dönemdi. Ama hep bizle takılırdı. Ben Ankara'nın bozkırından, Gürkan Sürmene’nin bağından Mimar Sinan’ın rıhtımına, o güzel boğaz kokan okula gelmiştik. İnsan 7’sinde neyse 70’inde de o misali o yıllardan bugünlere izlerimiz, anılarımız var inanın. Rıhtımda daha 1. Sınıfta Tayfun’un bize rektör seçimlerini anlatmasını ve bizim ona “Abi daha 1. sınıfız rektör seçimi falan gündeme giremedik.” diye geyik yapmamız. Gürkan’ın her koşuldaki engin sakinliği ve dinginliği. Atölye çalışmalarındaki teslime son 4 saat kala bir grubun yükünü alan Arap atı performansı. Unutulur gibi değil… Benim de sanat, bienal ve modern sanat iştahım, hevesim ama arkadaşlarımın akran zorbalığı ve dalgalarıyla bir türlü cesaret edemeyişim… Karton çay bardaklarını rıhtımdaki banka dizip “Emrah gel gel bienal var burda!” diyen bir arkadaş grubunuz varsa hele.
Ve o 24 sene; hayatı ciddiye alma, dalgaya vurma, bu dostlukla yaşlanarak birlikte sürmüşse; Silivri’de yan yana olmamız inanın tesadüf değil.
O değil de Gürkan’a çarpan serçeyi hiç ama hiç unutmayacağım. Rıhtımda boğazın, İstanbul’un keyfini çıkaran Trabzon’un has evladına İstanbul ilk “Merhaba”sını bir serçeyle yapmıştı.
Tayfun o kadar içselleştirmişti ki hoca olmayı, bazen atölye derslerine gelir paftalara yorum yapardı. Sanırsın bir hoca. Sonunda da oldu zaten. Aralarında en kötü ve acımasız senaryolarda şakaları yapan hep ben oldum ama. Gitar çalan güzel bir dostumuza yaptığım “Deep Purple alt grubu seçildiniz otel lobisine gitarla gelin” şakasından sonra gelen yoğun arkadaş tepkisi sebebiyle durmuştum.
Bizim için hayat hem çok ciddi hem de çok dalga geçilecek bir işti hep. En ciddi konuda bile birden bandı sarabilirdik. Çünkü hepimizin derdi ve hepimizin buluştuğu zeminler aynıydı.
Tüm bunların yanında İstanbul’da planlama okumak ciddi bir işti. Tayfun, meslek odası mücadelesinde; Gürkan, İstanbul’un dönüşüm mahallelerinde halk toplantılarında doğruyu anlatmak, o kentin gerçek sahiplerinin barınma hakkının yanında mücadele etmek için geziyorlardı İstanbul’u. Ben daha çok Roman mahalleleri ama en çok Sulukule için mücadele peşindeydim. Ev ev gezip, rahmetli İmam Asım Amca ile birlikte Sulukule bugünkü gibi olmasın diye mücadele ediyordum. Hiç bitmedi bu halimiz. Cebindeki son akbille mahalle toplantılarına giden bu üç plancıdan bir Meslek Odası Başkanı bürokrat, bir İBB Genel Sekreter Yardımcısı, bir Belediye Başkanı çıktı.
Kariyerimiz hiç öyle CEO, CFO kademeleri gibi yıldızlı olmadı inanın. Öğrenciliğimizde tozlu kafelerde değişimli vestiyerlik de yaptık, afiş de astık, işsiz de kaldık. Ama derdimiz hep aynıydı. Aynı şeylere gülerken aynı şeylerle dertlendik. Bu kentin eşitsizliği, adaletsizliği ve planlama ile bunlara karşı yapacağımız mücadeleyle yeni sözü kurma çabasıydı bizimki…
Son üç sene Tayfun’a Silivri’de görüşçü olduk Gürkan ile. Ve son 8 aydır yan yanayız.
Şimdi siz 24 yılı böyle geçirmiş, harcı sağlam bu zemini yıkabilir misiniz?
Kaynak:Haber Merkezi