Çocuk işçi ölümlerine bir yenisi daha eklendi: Arda Tonbul’un beyin ölümü gerçekleşti
Gazete Pencere Haber Merkezi
İstanbul'un Büyükçekmece ilçesinde staj gördüğü iş yerinde kafası sac büküm makinesine sıkışan 14 yaşındaki Arda Tonbul günlerdir yoğun bakımda verdiği yaşam mücadelesini kaybetti. Birleşik Metal-İş’ten yapılan açıklamada “İşverenlerin kâr hırsı, devletin denetim sorumluluğunu yerine getirmemesi nedeniyle çocuklar ve gençler daha hayatlarının baharında iş cinayetlerinde hayatlarını kaybediyor” denildi.
Geçtiğimiz gün İstanbul’da işçilerin kaldığı konteynerde çıkan yangında hayatını kaybeden Muhammed Şahin ve Murat Çolak’a da değinilen açıklamada “Yoksulluk, yaşanan ekonomik kriz, işsizlik binlerce insanı yerlerinden yurdundan ederek ailelerinden uzakta yaşam kavgası içine sokuyor. İşçiler ucuz diye şantiyelerde, işyeri sahası içinde bulunan sağlıksız barınaklarda kalmak zorunda bırakılıyor” denildi.
Birleşik Metal-İş’ten yapılan açıklama şu şekilde;
Arda Tonbul daha 14 yaşında, metal sektöründe, normalde fabrikanın kapısından içeri adım atamayacak bir yaşta. 16 yaş altı çocukların ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılması yasakken staj adı altında denetimsiz, kontrolsüz bir şekilde tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde çalıştırılması iş cinayetlerine davetiye çıkarıyor.
Arda gibi yaklaşık bir buçuk milyon çocuk, devlet eliyle, Meslek Eğitim Merkezleri (MESEM) aracılığıyla sermayeye ucuz emek olarak pazarlanıyor. Haftanın bir gününü okulda geçiren çocuklar, diğer günler staj adı altında, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinden yoksun şekilde fabrikalarda çalıştırılıyor. Arda’nın da İstanbul Büyükçekmece'de MESEM kapsamında staj gördüğü fabrikada, 9 Ocak’ta kafası sac büküm makinesine sıkıştı. 16 dakika boyunca kimsenin görmediği çocuğun günlerdir verdiği yaşam mücadelesinde beyin ölümü gerçekleşti.
"Konteyner yangınında katledildiler"
Öte yandan Muhammed Şahin ve Murat Çolak ve adı belirlenemeyen bir işçi daha İstanbul Sultanbeyli’de 15 Ocak’ta çelik yapı malzemeleri üreten bir fabrikanın sahası içinde, sabahın erken saatlerinde kaldıkları konteynerda ısınmak için sobaya koydukları tinerin parlaması sonucu çıkan yangında hayatlarını kaybetti. İki işçi de yaralandı.
Yoksulluk, yaşanan ekonomik kriz, işsizlik binlerce insanı yerlerinden yurdundan ederek ailelerinden uzakta yaşam kavgası içine sokuyor. İşçiler ucuz diye şantiyelerde, işyeri sahası içinde bulunan sağlıksız barınaklarda kalmak zorunda bırakılıyor. İnsani koşullardan uzak alanlarda yaşamak zorunda kalan işçiler, kış aylarında ısınma derdiyle de yüz yüze geliyor. Üç işçi de sağlıklı barınma koşulları sağlanmadığı için yaşamdan koparıldı.
İşverenlerin kâr hırsı, devletin denetim sorumluluğunu yerine getirmemesi, caydırıcı cezaların uygulanmaması sonucu çalışma hayatı can pazarına dönmüş durumda; çocuklar, gençler daha hayatlarının baharında iş cinayetlerinde hayatlarını kaybediyor. Sendikal örgütlülük, devletin elini çektiği çalışma yaşamı için artık bir ihtiyaç değil, işçiler için bir zorunluluktur.
