Depremin üzerinden 11 ay geçti: Depremzedeler yardımlaşarak ayakta kalabiliyor

Depremin üzerinden 11 ay geçti: Depremzedeler yardımlaşarak ayakta kalabiliyor
Depremin üzerinden 11 ay geçti. Depremzedelerin talepleri hala karşılanmazken hala çadırda olan depremzedeler yardımlaşarak ayakta kalabiliyor. Depremde en büyük yıkımların yaşandığı yerlerden biri olan Adıyaman’da, depremzedelere...
Depremin üzerinden 11 ay geçti. Depremzedelerin talepleri hala karşılanmazken hala çadırda olan depremzedeler yardımlaşarak ayakta kalabiliyor. Depremde en büyük yıkımların yaşandığı yerlerden biri olan Adıyaman’da, depremzedelere Valilikten ve Kızılay’dan hiçbir yardım yapılmadığı belirtiliyor.

Maraş'ta 6 Şubat'ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerde en büyük yıkımın yaşandığı yerlerden biri de Adıyaman. Yaylakonak beldesine bağlı mezralarda evlerin büyük kısmı depremde yıkıldı ya da ağır hasar aldı. Depremin ardından bölgede bir de heyelan meydana geldi. Ancak bölgede yaşayanların aktarımına göre, beldeye 10 kilometre mesafedeki Merkez mahallesi ile Çat, Göl, Keşiş mezralarında (küme evleri) yaşayanların büyük kısmına çadır ve konteyner yardımı yapılmadı. Heyelan riski olmayan yerlere kendi imkanlarıyla yapmaya çalıştıkları evlere de hazine ve orman arazisi olması nedeniyle elektrik verilmedi. Kendi imkanlarıyla ayakta kalmaya çalışan depremzedeler yardım bekliyor.

'Evimi nereye yapayım?'

Artı Gerçek’ten Mehmet Menekşe’nin haberine göre, Yardım bekleyen depremzedelerden bir Murtaza Karaçalı. Merkez mahallesinde yaşayan Karaçalı, yörenin iklim koşullarında AFAD ve Kızılay'ın verdiği çadırlarda kalamadıkları için kendi imkânlarıyla bir konteyner aldığını ve yine kendi imkanları ile bir ev inşa etmeye çalıştığını söyledi. Ancak heyelan riski nedeniyle kendi tapulu arazisini kullanamayan Karaçalı, barınma sorununu karşılamaya çalıştığında elektriksiz kaldığını anlattı:

"Tapulu evlerimizin olduğu bölgede depremden sonra heyelan oldu, kaymalar oldu. Tapulu arazimize ev yapma imkânımız kalmadı. Bize diyorlar ki 'ev yaptığınız yer hazineye aittir, oraya elektrik veremeyiz'. Köyümüzdeki tapulu arazimizde heyelan olmuş, evimi nereye yapayım? Nereye gideyim ben? Ben de bu ülkenin vatandaşıyım"

'Kızım şarjlı fenerle yarım saat ders çalışabiliyor'

Şu an içinde kaldıkları konteyner elektriksiz olduğu için hem ameliyatlı olan eşi hem de okula giden çocuklarının büyük sıkıntılar yaşadığını söyledi:

"Eşim ameliyat oldu. Burada elektriğimiz olmadığı için Malatya’da yaşayan ablamın yanında kalıyor. Çamaşırlarımızı dokuz aydır komşuda yıkıyoruz. Dördüncü sınıfa giden çocuğum var. Feneri komşuda şarj ediyorum, yarım saat zor çalışıyor çünkü fenerin şarjı bitiyor"

'Dokuz aydır kurumlar arasında gidip geliyoruz'

Yapımına başladıkları evlere elektrik verilmesi için dokuz aydır mücadele ettiklerini anlatan Karaçalı, "Elektrik almak için AFAD’a gidiyoruz, 'TEDAŞ’a gidin' diyorlar. TEDAŞ’a gidiyoruz, 'Çevre ve Şehirciliğe gidin' diyorlar. Çevre Şehirciliğe gidiyoruz onlar da 'valiliğe gidin' diyor. Yaklaşık dokuz aydır bu kurumlar arasında gidip geliyoruz, hâlâ bir sonuç alamadık" diyerek yaşadığı mağduriyeti dile getirdi.

'Devlet hiçbir yardım yapmadı'

Aylardır hiçbir yardım alamadıklarını vurgulayan Karaçalı, "Devlet adına hiçbir yardım yapılmadı. Kendi imkânlarımızla ev yapıyoruz. Komşularımız da aynı şekilde, ne yaparsa kendi imkânlarıyla yapıyorlar. 200 metre kablo aldım ve ağır hasarlı evimden buraya elektrik çektim. Başka çarem kalmadı" dedi.

'Konteyner kente gidersem nasıl geçineceğim?'

Tarım ve hayvancılıkla geçimlerini sağladıklarını belirten Karaçalı, "Valilik, bana 'Adıyaman’daki konteyner kente gel' diyor. Ben çiftçilik yapıyorum, üretimden kopmak istemiyorum. Başka gelir kaynağım yok. Adıyaman’daki konteyner kente gidersem ben orada nasıl geçim sağlayacağım? Benim başka bir geçim kaynağım yok ki" diye konuştu.

'Valilikten ve Kızılay’dan hiçbir yardım yapılmadı'

Karaçalı Mahallesi'ne bağlı Göl mezrasında yaşayan Şeyho Ararat da Murtaza Karaçalı ile benzer güçlükler yaşıyor. Şeyho Ararat da kendi imkanları ile ev yapmaya çalıştığında karşılaştığı zorlukları şöyle anlattı:

"Burada üç aileyiz. Kendi imkânımızla aldığımız konteynerde yaşıyoruz ve kendi imkânlarımızla ev yapmaya çalışıyoruz. Bize valilikten, Kızılay’dan hiçbir şekilde yardım yapılmadı. Kredi çektim, ev yeri düzlettim, kendim ev yapıyorum. Elektrik şirketi, 'orman arazisine ev yapıyorsunuz, konteyneri orman arazisine koydunuz' diye bize elektrik vermiyor. Oysa evlerimizin olduğu yer heyelanlı. Nereye gidelim? Biz de vatandaşız. Üç ev olarak ağır hasarlı evden bir kablo çektik, üç ev bir prizden elektrik alıyoruz. Bize Adıyaman’daki konteyner kente gitmemizi söylüyorlar ama bir orada ne yer ne içeriz, işimiz gücümüz yok. Burada tarım yapıyoruz, bir şekilde geçiniyoruz. Buradan ayrılmak istemiyorum"

'Ne Kızılay ne AFAD çadır verdi'

Karaçalı Mahallesi Keşiş mezrasında yaşayan Hıdır Sivri de kendi imkanları ile çadır temin ettiğini ve barınma konusunda hiç bir destek almadığını anlattı:

"Beş haneyiz. Burası dağlık bir bölge, en yakın komşumuz iki kilometre mesafede. Şu ana kadar çadırlarda kalıyorduk ve evlerimizi tamir edip, kış şartlarından dolayı eve geçtik. Bana ne Kızılay ne de AFAD çadır verdi. Ben kendim imkânımla bir tane Gölbaşı’ndan bir tane de Doğanşehir’den çadır temin ettim. Kızılay’dan birkaç gün önce sadece 4 bin TL yardım aldım. Bunun dışında herhangi bir yardım almadım. Elektriği hasarlı evimizden aldım. Adıyaman’daki konteyner kente gitmemizi istediler ama hayvanlarım var, köy yerindeki evimi, toprağımı bırakmak istemediğim için gitmedim. 'Konteyneri buraya getirin dedim', onu da getirmediler. Kendimize kalıcı bir ev yapmak için çalışıyorum. Ev konusunda hiçbir yerden bir yardım alamadım. Üç yerden kredi çektim ve kendi imkânımla ev yapmaya çalışıyorum. On bir aydır kendi imkânlarımızla toparlanmaya çalışıyoruz"

'Çocuklarını okutmak istiyorum ama çok zorlanıyoruz'

Çat mezrasında yaşayan Hafure Özavcı da AFAD'ın gönderdiği tek konteynerde kayınpederinin kaldığını, kendilerinin çadırda kalmak zorunda olduğunu belirtti ve yapılan yardımların yetersiz kaldığını söyledi:

"Adıyaman’da bir evimiz vardı yıkıldı, buradaki evimiz de ağır hasarlı. Çocuklarından biri lisede, biri üniversitede okuyor. Ben bir anne olarak çocuklarımı okutmak istiyorum ama çok zorlanıyoruz. Kızılay iki kez 3 bin TL yardım yaptı. Şimdi de 1200 TL verdiler. Devletten başka bir yardım görmedik. Valilik sosyal yardımlaşmaya başvurduğumuz zaman üç ayda 1000 TL veriyorlar. Elektriği ağır hasarlı evimizden çektik, her ay faturamızı ödüyoruz. Burada dokuz aile kendi imkânlarımızla ayakta kalıyoruz, birbirimizle yardımlaşıyoruz. Bize nakit yardımı yapılmasını istiyoruz"