İmamoğlu’ndan bakanlığa çok sert metro çıkışı: Bu da bakanlığa kapak olsun

İmamoğlu’ndan bakanlığa çok sert metro çıkışı: Bu da bakanlığa kapak olsun
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bünyesinde yapılan 2 metro hattının, İBB bütçesinden 10 ayda çekilmesine tepki gösterdi. İmamoğlu, “10 diyoruz ama 2 metronun da parasını...
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bünyesinde yapılan 2 metro hattının, İBB bütçesinden 10 ayda çekilmesine tepki gösterdi. İmamoğlu, “10 diyoruz ama 2 metronun da parasını 10 ayda aldıkları için o ikisini de yaptık demek hakkımız. Bakanlık bir nevi parayı peşin almayı kendine marifet sanan İBB’nin taşeronu durumuna düşmüştür bakanlık buradan onun altını çizeyim. Bu da bakanlığa kapak olsun” dedi.

Gazete Pencere Haber Merkezi

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 'Ulaşılabilir İstanbul’ Proje Tanıtım Toplantısı’nda konuştu.

İmamoğlu, ulaşım alanında 10 yeni projesini anlattı. İmamoğlu, İş başvurusunda bulunan yurttaşlara 3 ay süreyle günde 4 seferlik ücretsiz ulaşım hakkı ve tek asgari ücret ile geçinen ailelere yıllık 10 bin TL ulaşım desteği, abonman kullanan vatandaşların kalan bakiyelerinin ise sonraki a

"Bitiriyrouz dedikleri metroların inşaatları büyük oranda yüzde 4 ila 1 seviyesindeydi"

İmamoğlu’nun konuşmasından önce çıkanlar şu şekilde;

İstanbul öylesine bir kent ki aslında trafik konusu aslında 100 yıldır gündeminde. İstanbul’a ilk geldiğim zaman diliminde evimiz Göztepe’de, ofisimiz Kadıköy’de, bir başka iş yerimiz Güngör, Merter, okulum Avcılar. Bir başka iş yerimiz de Beylikdüzü. Böyle bir hat üzerinde bazen günde 1-14 topu taşıma vasıtası değiştirerek yolculuk yapardım. Hatta ilk döneminde TEM açıldığı ilk dönemde Avcılar’a servisle gittiğim olurdu. Bazen o TEM otoyoluna girdiğimizde, bir araba 500 metre ilerde, bir araba 7600 metre geride idi. Trafik sorunu çözüldü derken hiçbir rahatlık yaşamdan birkaç sene sonra başka bir trafik yoğunluğunun sebebi haline geldi. Tabii bunu ön görenler, görmeyenler sürekli bir tartışmadır. Bir yandan siyasi mesele üzerinden süreci yönetenler… Hiçbir zaman da bitmemiştir. Dönem dönem önmli kişiler, ‘İstanbul’a pasaport koymak lazım artık bu şehir kaldırmıyor’ derken aynı kişiler şehir 3 buçuk milyon daha  insan yükü getirerek  Kanal İstanbul diye bir trajedi haline gelen bir projeyi dayatma çabası içerisinde. Ama şükürler olsun 2019’dan bu yana iddia ile ifade ediyorum; aklı, bilimi, sektör bileşenleri, kimseyi hiçbir sınıflandırma yapmadan masada birlikte tartışan, çözüm arayan ve o iş birliği içerisinde sadece en üst seviyede moderatörlük yapan bir belediye başkanı ve belediye yönetimi mevcuttur.

Göreve geldiğimizde bitiriyrouz dedikleri metroların inşaatlar büyük oranda yüzde 4 ila 1 seviyesindeydi. Bunların şantiyesi yoktu. Bazılarının güncel projesi sadece kağıt üstünde bir ihalede ibaret güncel projesi dahi yoktu. Açtık diye reklamını yaptıkları hatların yarısı bile tamamlanmamıştı. Daha sonra zemin ile ilgili bir çalışma yapılmadığı için, raylar için dökülen betonların bile yamulduğu kaldırmak zorunda kalıp yeniden kazıklı bir sistem kurularak, 60-70 metreye yakın kazıkları 3 kilometre boyunca çakarak hazırladığımız Eminönü-Alibeyköy hattında HollyWood filmleri tarzında açılış bile yapmaya kalktılar. Bir mobil trafo getirdiler 100-150 metre ray döşediler, üstüne zorla başka bir hat için yapılmış olan tramvayı getirip o dönemin adayın 50-100 metre yürütüp deneme sürüşü yaptılar. Bugün ulaşım üzerinden hakkımızda kumpas kurmaya çalışan otobüsü yanıyor gibi gösteren yol kenarında film çeken bugünün prodüksiyonlarını o günün prodüksiyonlarına göre düşük kaldığını söyleyeyim.

"İstanbullunun parasıyla metro ihalesi yapıp kendi tabelalarını asanlara itibar etmeyin"

Bize oy verin hizmet getirilimin tam tersi bir durum, en az oy aldığımız Sultanbeyliği’ne uzanan metro hattını yapıyoruz. Yüzde 4 seviyesinde ki bunun anlamı sadece şantiye kurulmuş noktada, gelir gelmez start verdiğimiz metroların başındadır. Bir başka husus pandemiye rağmen Türkiye’nin en zor ekonomik koşullarına rağmen izinlerimizin ortalama mecliste veya hükümetin masalarında bekletilmesine rağmen kimi zaman öz sermayeden zorlayarak süreci yöneterek başardığımız işlerden biridir.

Bakanlık İBB'nin taşeronu durumuna düşmüştür"

Aynı anda 10 inşaat yürütmenin yanı sıra bakanlıkça yapılan bütçeleri mali yapımızdan kesilen iki metroyu düşününce aslında 12 metro inşaat etmiş olduk. Niye diyeceksiniz bakın. 16 milyon İstanbullunun parasıyla metro ihalesi yapıp kendi tabelalarını asanlara itibar etmeyin. Bakın Sabiha Gökçen Havalimanı’na olan hattın maliyeti İBB’nin hazineden gelen payını 5 milyarın üzerinde rakam 10 ayda kestiler. 10 ayda bizim paramızdan kesip bakanlığa aktardılar. Bunu kendine marifet gören küçük hesaplar peşinde koşan bir hükümetle karşı karşıyayız. Bizden önce bu tür bakanlık yapıp İBB’ye devrettiği hatların parasının kesilmesi 16-17 yıl bizde ise 10 ay. Sonuç olarak açtığımız hatlarla raylı sistemin payını böyle hesaplamak lazım. 10 diyoruz ama 2 metronun da parasını 10 ayda aldıkları için o ikisini de yaptık demek hakkımız. Bakanlık bir nevi parayı peşin almayı kendine marifet sanan İBB’nin taşeronu durumuna düşmüştür bakanlık buradan onun altını çizeyim. Bu da bakanlığa kapak olsun

İşsiz vatandaşlara ücretsiz ulaşım

Bu seçimi kaybedeceğini anlayınca kumpaslarına ve iftiralarına başladılar aynı senaryo işliyor. Ama karşılarında o günden çok daha dayanıklı bir İstanbullu, bir İstanbul ekibi ve İstanbul belediye başkan adayı var. Kötücül akıllara dayanıklıyız Allah’a şükür.

Ulaşım indirimleri önemli. Ülkemizdeki ekonomik koşullar maalesef büyük kentlerde yaşamı giderek zorlaştıran bir hal almıştır. Gençlerimizin iş bulma umudu azalmaktadır. Biz bu dönem bölgesel istihdam ofislerimizi açtık. Önümüzdeki dönemde, vatandaşlarımızın iş bulmasını kolaylaştırmak için bir başka kolaylığımızı daha sağlamış olacağız. Bölgesel istihdam ofislerimize iş başvurusunda bulunan vatandaşlarımıza, 3 ay süre ile günde 4 seferlik ücretsiz ulaşım imkanı vereceğiz. İşsiz döneminde benim genç kardeşim veya iş arayan vatandaşım cebimde para yok demesin.

"Otogar işinde de engellendik"

Otogar işletmek de yapmak da bizim işimiz. Yeri hazır, projesi hazır iki alanımızda, iki yeni otogarımızı halkımızın hizmetine sunacağız. Pendik-Kurtköy ve Habipler’de, raylı sistemlerle tam entegre, iki yeni otogarımızın inşaatına başlayıp, önümüzdeki dönemde tamamlayacağız. Bunda da engelleniyoruz. Buna da üç yıldır çalışıyoruz, yazılarımıza cevap bile verilemiyor. Milletin eli titriyor Ekrem’e cevap vermekte Ankara'da. Garip bir durum var yani. Anlamış değilim. Rahat olun ya. Siz milletin evladısınız. Milletin verdiği makamlarda, milletin verdiği koltuklarda oturuyorsunuz. Kimseye bağlı değilsiniz. Burada çalışan her bir arkadaşım, bir tanesi beni, ‘Başkanım şunu imzalayabilir miyim’ diye aradı mı? Aramaz. Kendi iradesi ona yeter, kendi aklı ona yeter. Her birisi kıymetli, her birisi milletin evladı, her birisini bu ülkenin okulları, güzel Cumhuriyetin, Atatürk Cumhuriyeti'nin evlatları onlar. Fikri hür, vicdanı hür insanlar onlar. Bir gün. Böyle bir şey olur mu?

İmzalayacak; yukarıya bakıyor. Tavuğun suyu içip, yukarıya bakması gibi bir durum. Allah muhafaza. Böyle bir durum olur mu? Özgür olacak, özgür iradesi olacak insanların. Böyle bir şey olur mu? Memleketin bundan kurtulması lazım. Memleketin başındaki en büyük bela budur. Bakın söyleyeyim; her insanın kendi birikimiyle, kendi yeteneğiyle, kendi işini yapamıyor olmasıdır. Bırakın milleti rahat. Bu nasıl bir sıkışmışlık? Aday? Ne aday? Bakacak, ne yapayım diye. Böyle bakacak. Ne söyleyeyim diye bakacak. Ne söylemeyeyim diye bakacak. Biliyoruz. Deneyimlerim var. 5 yıldır yaşıyorum. Onla da yaşadım. Diğerleriyle de yaşadım. Yaşadım. Milletimizden gerçekleri saklamak için kumpas, bilmem ne, otobüs yandı, yok CHP, yok CHP'nin işi falan yok. Geçin o işi. Millet o işi yemez. Ekrem'in üstüne toz bile konmaz. Böyle toz bile konmaz, toz. İşinize bakın, işinize. İşinize bakın. Neyse. Otopark sayısına gelelim.”

 Mevcut otoparklarımızı, yenilikçi ve akıllı teknolojileri kullanarak, mekanik otoparklara dönüştüreceğiz. Doğal yapıya, parklarımıza zarar vermeden, caddelerimizden ve atıl alanlardan yararlanarak, yeraltı otoparkları yapacağız. Ayrıca Tarihi Yarımada’da trafik yoğunluğu ve karbon emisyonunu düşürmek amacıyla, Yenikapı’da pilot çalışmasına başladığımız, Park Et & Devam Et otoparkımız gibi, raylı sistemlerle entegre ilk etapta devreye alacağımız 5 yeni Park Et & Devam Et otoparkımızda, toplu taşımaya geçiş yapan vatandaşlarımıza indirim uygulayacağız.

UOtobüslerimizde başladığımız elektrikli araç dönüşümünü, hızla devam ettireceğiz. 2024-29 arasında, toplam 575 otobüsümüzü dönüştürmüş olacağız. Metrobüslerimizde de elektrikli sisteme geçiş için hazırlıklarımız tamam. 250 elektrikli metrobüs, 1300 elektrikli otobüsle filomuzu güçlendireceğiz. Yine deniz taksilerimizde başlattığımız karbonsuz deniz ulaşımı projemizi, tüm deniz filomuz için hayata geçireceğiz. ‘Kaza Tahmin ve Önleme Sistemi’ni hayata geçirerek, trafik kazaları kaynaklı can ve mal kayıplarını azaltacağız.

 Getirdiğimiz bütün çözümler, İstanbul halkının güvenli, konforlu ve çevreci ulaşımını merkezine alarak, uzmanlıkla, bilimle teknolojiyle planlandı. Biz öyle milleti aldatmayı. Yani yukarıdan onu uçuracağız, aşağıdan onu geçireceğiz. Yok 5 yılda 650 bin konut yapacağız… 5 yılda 8,500 konut yapamadın TOKİ'yle, İstanbul'a 5 yılda 650 bin konut yapacaksın. Allah'tan korkun ya. Bir de 650 elli bin konutu nereye yapacaksın? İstanbul'da millet geçinemiyor ki zaten. Kime yapacaksın 650 bin konutu? Ayıptır. Ayıptır. Bu insanların evlerini güçlendirelim, evlerini yerinde yapalım. Bak; biz yapıyoruz. ‘İstanbul Yenileniyor’la sokak sokak yapıyoruz. Gelin iş birliği yapalım. ‘650 bin konut yapacağız!’ Yani ‘Tuzla'da 250 bin konut yapacağız’ dediler geçen, hatırlayın. Bir milyon insan. Tuzla'ya. Tuzla'ya ne işi var 1 milyon insanın. Yani şaka gibi. 650 bin konut. Türkiye hane ortalaması, 3 küsur kişi. Çarptığın zaman, 3 milyon insan yapmıyor. Yahu, İstanbul'un 100 bin insan daha kaldıracak kapasitesi yok. Zaten 2,5 milyon mülteci getirdin bu şehre. Bu gerçekleri görmeden, havaya sıçratıyorlar yani.