Erdoğan: Şeriata düşmanlık dininin kendisine husumettir

Erdoğan: Şeriata düşmanlık dininin kendisine husumettir
Şeriat eleştirilerine yanıt veren Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İslam'ın hayata dair kurallarının bütününü temsil eden şeriata düşmanlık, esasında dininin bizatihi kendisine husumettir” dedi....
Şeriat eleştirilerine yanıt veren Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İslam'ın hayata dair kurallarının bütününü temsil eden şeriata düşmanlık, esasında dininin bizatihi kendisine husumettir” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı  Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet Akademisi Başkanlığı 1. Dönem Aday Din Görevlileri Mezuniyet Merasimi'nde açıklamalarda bulundu.

Erdoğan konuşmasında hilafet bayrağını eleştirenleri hedef alarak, “Kimi barolar çıkıyor kimi Kelime-i Tevhit yazılı bayraktan rahatsız oluyor. Suç duyurusunda bulunabiliyor. Kendini sanatçı diye tanımlayan kimi şahsiyetler, milyonlarca vatandaşımızı gerici, yobaz diye tahkir edebiliyor” dedi.

Erdoğan Özgür Özel’i de hedef alarak ‘Çocuklara din eğitimi verilmesine ortaçağ zihniyeti’ deme gafleti gösterebiliyor” şeklinde konuştu.

15 Temmuz’a değinen Erdoğan, “Hoca kılıklı bir sahtekârın ülkemize ne kadar büyük bir zarar verebileceğinin en son örneğidir. Böyle bir facianın tekrar yaşanmasına müsaade edemeyiz” dedi.

"3 bin 120'si imam hatip, 1167'si Kuran kursu öğreticisi olarak görev yapacak"

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şunlar;

"Bugün Diyanet teşkilatımız ve din görevlilerimizin mesleki eğitimi için önemli bir merasim yapıyoruz. Uzun bir projenin meyvesini almanın mutluluğunu yaşıyoruz. 33 ayrı mekanda devam eden kurslar. Gerçekten bu bir azmin ifadesidir.

İlk günden itibaren akademiyle ilgili tüm safahatı yakından takip ettik. Diyanet Akademisi Başkanlığı uhdesindeki 8 aylık eğitimi tamamlayan 4 bin 537 aday din görevlimizi tebrik ediyorum. Akademide Kuran*ı Kerim, tefsir, fıkıh gibi temel yanında dini musiki ve Kuran Kursu eğiticiliği eğitimi alanları tebrik ediyorum. Mezunlarımızın 3 bin 120'si imam hatip, 1167'si Kuran kursu öğreticisi olarak görev yapacak.

İslam'ı Türk'ten, Türk'ü de İslam'dan koparan anlayışın bu topraklarla hiçbir illiyetti yok

1000 yıldır Türkler İslam'ı, İslam da Türkleri muhafaza etmiştir. Tarih kitaplarına göz attığınızda, Türk demek aynı zamanda Müslüman demektir. İslam'ı Türk'ten, Türk'ü de İslam'dan koparan anlayışın bu topraklarla hiçbir illiyetti yok.

"Lümpen faşistlerin gündeme getirmeye çalıştığı 'İslamsız Türklük' tanımıdır"

Son dönemde Türkiye karşıtı kimi çevrelerce çift kulvarlı bir kampanya yürütüldüğünü görüyoruz. İlki lümpen faşistlerin gündeme getirmeye çalıştığı 'İslamsız Türklük' tanımıdır. Milletimizi ayakta tutan tarihi, kültürel ve beşeri değerler tahrip edilmek isteniyor. İslam'ın gaza ruhunu taşımayan bir Türklük projesi, Türk milletini müzeye kaldırma teşebbüsleridir. Burada gaye milletin mayasını bozmak, kaleyi içeriden çökertmektir. İkinci kulvarda ise; şeriat düşmanlığı vardır. İslam'ın kurallarını temsil eden şeriata düşmanlık dininin kendisine husumettir. Yaşayıp yaşamamak tercihtir. Dinin emirlerine dil uzatmak başka konudur.

"Milli bünyemize tehdit teden bu cehalet karanlığını yırtıp atacağımıza inanıyorum"

Kimi barolar çıkıyor kimi Kelime-i Tevhit yazılı bayraktan rahatsız oluyor. Suç duyurusunda bulunabiliyor. Kendini sanatçı diye tanımlayan kimi şahsiyetler, milyonlarca vatandaşımızı gerici, yobaz diye tahkir edebiliyor. En büyük ikinci siyasi partisinin genel başkanı 'Çocuklara din eğitimi verilmesine ortaçağ zihniyeti' deme gafleti gösterebiliyor.

Bu tür menfi örnekleri uzatmak mümkün. Yaşadığımız her hadisede ülkemizde özellikle tek parti dönemiyle başlayan, vesayet dönemlerinde artan kimliksizleştirme politikaları Türkiye'ye dair hiçbir hayali, endişesi olmayan zihni ve kalbi sömürgeleştirilmiş bir güruh ortaya çıkarmıştır. Bu güruhun vasfı kibridir, nobranlığıdır. Bunlar Anadolu insanını aşağılamayı tercih ettiler. Batı kadar bile kendi insanını tanıma gayreti göstermediler. Kadim değerleri gerilik emaresi olarak gördüler.

Bunlar bilmedikleri, anlamaya tenezzül etmedikleri insanlara, değerlere ve sembollere karşı kör bir husumet beslediler. Şeriata yönelik sergilenen pervasızlıkların gerisinde cehalet ve bilgisizlik hastalığı var. Ülkemizde en azından bir kesimin içinde bulunduğu cehalet karanlığında daha fazla boğulduğunu görmekten üzüntü duyuyoruz. El ele verip, milli bünyemize tehdit teşkil eden bu cehalet karanlığını yırtıp atacağımıza inanıyorum.

15 Temmuz, hoca kılıklı bir sahtekârın ülkemize ne kadar büyük bir zarar verebileceğinin en son örneğidir. Böyle bir facianın tekrar yaşanmasına müsaade edemeyiz