Erkan Baş’tan Destici’ye yanıt: Tito, beş benzemezi faşizme karşı birleştirip Hitler’i Nazi’leri yenilgiye uğratan sürecin lideridir

Erkan Baş’tan Destici’ye yanıt: Tito, beş benzemezi faşizme karşı birleştirip Hitler’i Nazi’leri yenilgiye uğratan sürecin lideridir
Türkiye İşçi Partisi (TİP)Genel Başkanı Erkan Baş, kendisinin "Alman istihbaratının kontrolünde yetiştirilip Türkiye'ye gönderildiğini" iddia eden Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici'ye yanıt vererek...

Türkiye İşçi Partisi (TİP)Genel Başkanı Erkan Baş, kendisinin "Alman istihbaratının kontrolünde yetiştirilip Türkiye'ye gönderildiğini" iddia eden Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici'ye yanıt vererek “Tito örnek alınacak bir siyasi liderdir. Hala Türkiye’deki birçok göçmen açısından bir dizi eleştiriye rağmen hepimiz şunu biliriz, Tito, bizim oraların değimiyle söyleyeyim. Beş benzemezi faşizme karşı birleştirip Hitler’i Nazi’leri yenilgiye uğratan bir sürecin lideridir" dedi.

Artı TV’ye konuk olan Baş’ın Destici için "Ciddiye alınacak bir kişi olarak görmüyorum ve emin olun yine söz konusu sadece benimle ilgili ifadeleri olsaydı tenezzül edip cevap vermezdim” ifadesini kullandı.

TIKLAYIN - BBP GENEL BAŞKANI DESTİCİ’DEN ERKAN BAŞ’A: ÇIKSIN “PKK TERÖR ÖRGÜTÜDÜR” DESİN

Baş’ın Destici’ye yanıtı şu: “Hiç ciddiye alınabilecek bir şey değil. Bugün bunu kamuoyuyla da paylaşmak istedim. Çünkü ırkçılık nedir görülsün istedim. Irkçılık nedir, insan ırkçı düşüncelerin esiri olduğunda dünyaya çevreye insanlara topluma nasıl yaklaşıyor, en somut örneklerinden bir tanesiyle bugün karşı karşıyayız. Bu çok önemli çok somut bir örnek olarak öne çıktı.

Ben 4 buçuk yıldır parlamentodayım ve ilgili şahıs da parlamentoda bugüne kadar kendisini ciddiye alıp herhangi bir konuda cevap vermişliğimiz falan yoktur. Ciddiye alınacak bir kişi olarak görmüyorum ve emin olun yine söz konusu sadece benimle ilgili ifadeleri olsaydı tenezzül edip cevap vermezdim. Hiç ciddiye alınabilecek bir şey değil. Bugün bunu kamuoyuyla da paylaşmak istedim. Çünkü ırkçılık nedir görülsün istedim. Irkçılık nedir, insan ırkçı düşüncelerin esiri olduğunda dünyaya çevreye insanlara topluma nasıl yaklaşıyor, en somut örneklerinden bir tanesiyle bugün karşı karşıyayız. Bu çok önemli çok somut bir örnek olarak öne çıktı.

Bir de ilgili şahsın Cumhur İttifakını oluşturan dört partiden birinin genel başkanı olduğunu unutmamak lazım. Biz çok uzun yıllardır Cumhur İttifakının bir faşist ittifak olduğunu, kadın düşmanı olduğunu ve emek düşmanı olduğunu, Kürt düşmanı olduğunu, alevi düşmanı olduğunu anlatmaya çalışıyorduk aslında. Bugün bunun örneklerinden bir tanesiyle karşı karşıyayız. Kendinden başka herkese düşman, bunun karakteristik özelliği budur. Irkçılık böyle bir şeydir zaten kendinden başka herkese düşman olursun. Hatırlayın, mesela İmamoğlu belediye başkanıyken, ona ‘Pontus’ diyorlardı. Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı tartışıldığında ona Alevi diyerek ötekileştiriyorlardı. E bunların zaten ağa babası ‘Afedersiniz Ermeni’ diye konuşan bir zihniyete sahip. Bunlar herkesi ‘terörist’ ilan eden, kendinden olmayan herkesi düşmanlaştıran bir yaklaşıma sahipler. Bu sefer de bundan ben nasibimi almış oldum. Ama önemli olan şey şu, milyonlarca bu ülkede yaşayan balkan göçmeni insan var. Ve bunlar gerçekten büyük bir bölümü acılar çektiği için yaşadıkları, doğdukları topraklarda hayatlarını devam ettiremedikleri için, iş için, can güvenliği için, ailesini korumak için bu topraklara göçmüş insanlar ve çok uzun yıllardır da aslında tarihin çeşitli evrelerinde hep Balkanlardan buraya göç dalgaları olmuştur. Başkan savaşında olmuştur. Kurtuluş Savaşı yıllarında olmuştur. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra olmuştur. 60’lı yıllarda olmuştur ve bu sürekli olarak devam etmiştir. Kesintisiz bir şekilde devam eden bir göç sürecidir aynı zamanda bu ve hepsi kendisini bu ülkenin bu toprakların bir parçası sanmıştır. Yerleşmiştir, bu topraklara zarar verici herhangi bir eylem, etkinlik, düşünce içerisinde olmamıştır. Ama şimdi burada ne ile karşı karşıyayız biz? Mesela onu da söyleyeyim şimdi o ‘Tito artığı’ kendince bir küçümseyici ifade olarak değerlendiriyor ama, Tito örnek alınacak bir siyasi liderdir. Hala Türkiye’deki birçok göçmen açısından bir dizi eleştiriye rağmen hepimiz şunu biliriz, Tito, bizim oraların değimiyle söyleyeyim. Beş benzemezi faşizme karşı birleştirip Hitler’i Nazi’leri yenilgiye uğratan bir sürecin lideridir. Yani, Hırvattır, Sırptır, Slovendir, Boşnaktır, Arnavuttur bütün bu farklı kimliklere sahip insanları barış ve kardeşlik ekseninde. Bizim en meşhur Tito sloganlarından biridir: Bizi barış ve kardeşlik kurtaracak. Barış ve kardeşlikler birlik sağlanır. Teziyle oradaki bütün halkları bir araya getirmiş. Kime Karşı? Nazilere karşı. Şimdi aynı zihniyetin Türkiye’deki yansıması sizi suçluyor, dışlıyor, düşmanlaştırıyor hakir görmeye çalışıyor. İkincisi, bu soyadını gizleme falan gerçekten cahiliyet.

Arkadaşlara sordum bugün tam tarihini hatırlamıyorum. 10 sene kadar önce bunu ben söyledim zaten. TRT’deki bir röportajda ailemi sorduklarında dedim ki, benim ailem 1960’ların başında Novipazar’dan – geldiğimiz köye kadar söylüyorum- gelmişler. Babam 5-6 yaşında, anne tarafım aynı yıllarda geliyor. Annem 3-4 yaşında baba tarafından soyadımız ‘Jusoviç’ Yusufoğlu demek zaten. Cahilliğin zirvesi yani kendince böyle işte bir milliyetçilik, Osmanlıcılık falan bunları sorsa hepsini çok savunur. Ama bu kadar Dünyadan bir haber, çünkü körleşmiş. Esas mesele orada körleşmiş. O yerlilik, millilik ve kendileri dışındaki herkes düşman olduğu için buna deliller arıyor ve sanki sakladığımız bir şey varmış gibi bunu söylüyor. Benim yazdığım kitapta da var bu, işte wikipedia’da ismimle ilgili açılan maddede de ilk yazılan şeylerden bir tanesi bu. Türkiye’deki herhangi bir Boşnakların yaşadığı mahalleye gitseniz sorsanız ‘Erkan Baş kimdir?’ diye sorsanız, işte Jusoviç’lerden Erkan derler zaten. Bunu herkes bilir. Ama böyle büyük bir sırrı açığa çıkarmış gibi falan, arkadaş biz kimliğimizle de, değerlerimizle de gurur duyan insanlarız. Ben Boşnağım bunu sakladığımı gören oldu mu hiç bugüne kadar. Gerçekten kim kimliğini inkar eder ki? Tam tersine insanlar kimliklerinin tanınması için mücadele veriyorlar bu ülkede. Siz onları yok etmeye çalışıyorsunuz, siz onları görmezden gelmeye çalışıyorsunuz. Ama zihin bulanıklığı ya da o kötülük o kadar zihni egemenlik altına almış ki ‘oradan Yugoslavya’dan Almanya’ya gitmiş’ diyor. Ben Yugoslavya’ya keşke gitsem görmedim bile henüz. Yani annemin babamın memleketini görmek nasip olmadı ki daha, gidecek vaktimiz olmadı, gidecek imkanımız olmadı. Keşke gidip görmüş olsaydım. İkincisi benim annem babam orada doğmuşlar, buraya gelmişler, babam askerlik bittikten sonra iş için, ekmek için gurbete çıkmış bir işçi. Benim gibi milyonlarca şu an Türkiye’de yaşayan insan var ve annesi babası Almanya’da, Hollanda’da Fransa’da, İngiltere’de, İsviçre’de Avrupa’nın pek çok yârinde işçilik yapan insanlar var. Şimdi bunların hepsine ajan gözüyle bakabilir misiniz? Bir de ben 6 yaşından Almanya’dan Türkiye’ye ilkokula başlamaya geldim. Yani iddiasu şu ben daha okuma yazma öğrenmeden Alman gizli servislerinin elinde yetiştirildim ve 30 yıl sonra Türkiye’ye gönderildim.

Bunları niye anlatıyorum. Böyle anlatılınca komikmiş gibi görünüyor ama karşımızdaki zihni bütün yurttaşlarımız bilsin ben gerçekten bugün bunu amaçladım. Irkçılık denilen şeyin ne kadar akıl dışı, nasıl ortalama bir insan zekasını yok sayan yaklaşımlarla, komplo teorileriyle kendisini var ettiğini herkesin görmesi için bunu paylaştım. Ve o zihniyetin ülkemizdeki insanlara nasıl baktığı bir açığa çıksın istedim. Gerçekten utanıyorum, bunu da söyleyeyim. Bu çağda böyle bir siyasi parti genel başkanıyla mücadele etmek zorunda kalmaktan utanıyorum. Bu kadar ilkel, bu kadar bağnaz, bu kadar çağ dışı, bu kadar yobaz bir zihniyet ve bunlar iktidar ortağı. Bu ülkeyi yöneten bir tarafında HÜDA PAR’ın olduğu, bir tarafında kadın düşmanı Yeniden Refah’ın olduğu bir tarafında da Büyük Birlik Partisi’nin olduğu bir Cumhur İttifakı bu ülkeyi 5 yıl daha yönetmek için yurttaşlardan onay istiyor. Buna dikkat çekmek istedim. Yoksa gerçekten meselenin kişisel boyutta ciddi ye alınacak cevap verilecek bir tarafı yok.”