Halkevleri, "Saray’a Karşı Halkın Manifestosu"nu açıkladı: Toplumsal hak mücadelesi dönemi!

Halkevleri, "Saray’a Karşı Halkın Manifestosu"nu açıkladı: Toplumsal hak mücadelesi dönemi!
Halkevleri, 30 Kasım’da Ankara’da düzenlediği konferansta, Saray yönetimine karşı halkın direnişini ön plana çıkaran "Saray’a Karşı Halkın Manifestosu"nu açıkladı. Manifesto, toplumsal hak mücadelesini devrimci bir perspektifle ele alıyor.

Halkevleri, 30 Kasım’da Ankara’da gerçekleştirilen geniş katılımlı bir konferansta, Saray’a Karşı Halkın Manifestosu’nu kamuoyuyla paylaştı. Konferans, Türkiye’nin farklı köy ve mahallelerinden gelen üyelerin katılımıyla gerçekleşti ve toplumsal hak mücadelesini devrimci bir bakış açısıyla ele alan manifestonun şekillendirilmesinde önemli bir rol oynadı.

Halkevleri tarafından açıklanan manifesto, halkın hakları mücadelesine devrimci bir yön kazandırmayı amaçlıyor. Manifesto, “Sarayları yıkacak, toplumsal hak mücadelelerinin izinde isyandan devrime bir yol açacağız!” şeklinde başlayarak, halkın mülksüzleştirilmesi, yerinden edilmesi, güvencesizleştirilmesi ve yoksullaştırılması karşısında isyanı ve direnişi vurguluyor. Manifestoda, “Biz halkız ve isyandayız! Ekmeği, onuru ve özgürlüğü için isyandan ve direnişten başka bir çaresi kalmamış büyük insanlığın bir parçasıyız” ifadeleriyle Saray yönetimine karşı halkın mücadelesi ele alınıyor.

Hak mücadelesi vurgusu

Manifestoda, “Sermayenin yıkımı karşısında yaşam parolasıyla harekete geçen toplumsal hak mücadeleleri birleşin! Tek yol devrimdir!” denilerek, kapitalizmin yarattığı yıkıma karşı tek seçenek olarak devrim ve toplumsal kurtuluş öne çıkıyor. Halkevleri, bu manifestoyu halkın özgürlüğü ve eşitliği için devrimci bir öncülük olarak sunuyor ve toplumsal hak mücadelesinin önemli bir savaş hattı olarak görülmesini savunuyor.

Manifestoda, ücretli kölelik düzenine karşı, işçi sınıfının emeğinin karşılığını alamaması ve sermayenin sürekli olarak ücretleri aşağı çekmesi eleştiriliyor. “Çalışma hakkı, bizim için bir politik özgürlük sorunudur. Ücretli kölelik düzeninin tümüyle insanlığın gündeminden çıkarılması gerektiğine inanıyoruz” ifadeleriyle, Halkevleri, emek ve ücret mücadelesinin sadece taktiksel değil, uzun vadeli bir özgürlük mücadelesi olduğunu vurguluyor.

Sınıf mücadelesi vurgusu yapıldı

Manifesto, “Faturayı bize kesemeyecekler artık! Borçları burjuvaziye ödeteceğiz!” diyerek, toplumsal hakların yalnızca sermaye sınıfından değil, devletten de hesap sorarak alınması gerektiğini savunuyor. Eğitim, sağlık, barınma, enerji gibi temel toplumsal hakların toplumsallaştırılması gerektiği vurgulanan manifestoda, “Parasız, bilimsel, laik, anadilinde, toplumsal eğitim hakkımızı en yoksul mahallelerden başlayarak tüm toplumsal yaşamın temeli haline getirmek ödünsüz çizgimizdir” deniyor.

Manifestoda kadınların ve emekçilerin hak mücadelesine dair güçlü ifadeler de bulunuyor. Halkevleri, kadınları patriyarkal kapitalizme ve faşist iktidara karşı feminist özsavunmaya çağırırken, kadınların toplumsal eşitlik mücadelesinin öncüsü oldukları vurgulanıyor. Ayrıca, LGBTİ+ hakları da manifesto kapsamında özel bir mücadele konusu olarak belirtiliyor.

Manifesto, faşizmin ve emperyalizmin halklara karşı işlediği suçları ve yürüttüğü savaş politikalarını şiddetle eleştiriyor. Halkevleri, “Emperyalizmin ve sermayenin çıkarları için halklara zulüm kusan Sarayların karşısında; ekmeği, onuru ve özgürlüğü için isyandan ve direnişten başka çaresi kalmamış büyük insanlığın bir parçasıyız” ifadeleriyle, bu zorba iktidara karşı halkların birleşik mücadelesinin gerekliliğini vurguluyor.

Yeni bir yaşam kurma çabası

Manifesto, “Proleter bir dünya kuruyoruz!” diyerek, halkın hakları mücadelesinin yalnızca ekonomik değil, kültürel ve toplumsal bir devrimle de şekilleneceğini belirtiyor. Sermayenin ve kapitalizmin yıkımına karşı, yeni bir toplumsal düzen inşa etme çağrısı yapılıyor.

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar