Hasan Cemal, Yeşil Sol’dan neden aday olduğunu anlattı 

Hasan Cemal, Yeşil Sol’dan neden aday olduğunu anlattı 
Emek ve Özgürlük İttifakı protokolünde HDP adına yer alan Yeşil Sol Parti listesinden milletvekili adayı olan 55 yıllık gazeteci Hasan Cemal; Yeşil Sol'dan aday olmasında etkili olan faktörleri, Meclis'e girdiğinde neler yapacağını...

Emek ve Özgürlük İttifakı protokolünde HDP adına yer alan Yeşil Sol Parti listesinden milletvekili adayı olan 55 yıllık gazeteci Hasan Cemal; Yeşil Sol'dan aday olmasında etkili olan faktörleri, Meclis'e girdiğinde neler yapacağını paylaştı.

“Herkes Kürt sorununun çözümünden söz etmeye başladı ama nasıl olacak?” sorusunun önemli olduğunu belirten Hasan Cemal, “Başlangıç noktası Erdoğan’dan kurtulmaktır ve Kürt sorununu Meclis çatısı altına getirmektir. Bu sorunu masaya koyduktan sonra meclis çatısı altındaki millet ittifakı, emek özgürlük ittifakı ve diğer partilerin katılımıyla Kürt sorununu çözmek için gerekeni yapmak lazım” dedi.

Yeşil Sol Parti'nin 14 Mayıs seçimlerindeki aday listesinde dikkat çeken isimlerden biri de 54 yıllık gazeteci Hasan Cemal oldu. İstanbul 2. Bölge adayı Hasan Cemal, Artı Gerçek'ten Esra Çiftçi’ye konuştu.

Hasan Cemal'in sorulara verdiği yanıtlar şöyle:

'PERVİN BULDAN TEKLİF YAPTI, TEREDDÜT ETTİM, ISRAR ETTİ'

Bugüne kadar birçok siyasi partiden milletvekilliği adaylığı için teklif almışsınızdır. Yine siyasette yer almanız için öneriler olmuştur. Neden bugün siyasete girme kararı aldınız?

91 yılında Erdal İnönü SHP Genel Başkanıyken bana milletvekilliği adaylığı teklif etti. O zaman kabul etmedim. Bugün de HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan milletvekiliği adaylık teklifi yaptı. Önce tereddüt ettim, ısrar etti. Uygun bir şekilde kabul etmedim. Daha sonra eve gelip eşimle paylaştım, eşimin de benim gibi düşüneceğini, hatta kabul etmediğim için sevineceğini düşündüm ama öyle olmadı. Aksine, “Bunca zamandır Kürt meselesiyle uğraşıyorsun, kitaplar yazıyorsun. Türkiye ilginç bir döneme giriyor, bu dönemde siyasette yer almalısın, elini taşın altına koy” dedi. Ben de bunun üzerine elimi taşın altına koymaya karar verdim. Kürt meselesinin genel olarak çözümünde ve Türkiye’de barış, demokrasi, adalet ve özgürlük için çalışıp bir şeyler yapmaya gayret etmek istedim ve gazetecilik gömleğimi bir kenara astım.

“GENAL AF ÇAĞRISI DA OLABİLİR”

Meclis'e girdiğinizde belki de parlamentoyu ilk açan milletvekili siz olacaksınız. Nasıl bir konuşma yapmayı düşünüyorsunuz?

Birincisi çok fazla abartmamak lazım. Çünkü serbestim orada kimse beni engellemiyor, süre vermiyor, süreyi tayin etmek bana ait. Konuşmam da istediğim içerikle olabilir ama bunu istismar etmemek lazım. İstediğim demokrasiyi, barışı, adaleti, özgürlüğü, eşitliği vurgulamak ve aynı zamanda hapiste olan özellikle siyasi mahkumların bırakılması için genel bir af çağrısı da olabilir. Çünkü siyasi bir af olmadan toplumsal ve siyasi barışın kapısının Türkiye’de açılması zor. Hem içeridekilerin hem de dışarıda sürgünde yaşayanların geri gelmesini sağlamak gerekiyor.

İkincisi, toplumsal ve siyasal bir uzlaşma çağrısı yapmak. Türkiye’de siyaset bugüne kadar meclis çatısı altında hep kavgayla, siyasi rakiplerine karşı düşmanca yapıldı, artık bundan vazgeçmek gerek. Düşmanca yapılan bir siyasetten çözüm ve barış çıkmadı, Türkiye temel sorununu çözemedi. Düşmanlık siyasetini, kutuplaşma siyasetini bırakmak, uzlaşma kültürünü, uzlaşma geleneğini yaratmamız lazım. Türkiye her alanda krizler ülkesi haline gelmiş durumda, bu krizler ülkesi haline gelen Türkiye’de sadece Kürt sorunu yok, hukuk sorunu var, adalet sorunu var, özgürlükler sorunu var. Bundan dolayı hapse girmiş bu kadar insan var. Kayyum sorunu var. Halk oy veriyor başkanını seçiyor, içeri atıyorsun. Bunlardan bir an önce kurtulmak gerekiyor.

'100 YILLIK SORUN BİR ANDA ÇÖZÜLMEZ'

Yeni dönemde Kürt sorununun demokratik çözümü için nasıl bir yol haritasına ihtiyaç var?

Herkes Kürt sorununun çözümünden söz etmeye başladı ama nasıl olacak? Başlangıç noktası Erdoğan’dan kurtulmaktır ve Kürt sorununu Meclis çatısı altına getirmektir. Bu sorunu masaya koyduktan sonra meclis çatısı altındaki millet ittifakı, emek özgürlük ittifakı ve diğer partilerin katılımıyla Kürt sorununu çözmek için gerekeni yapmak lazım. Sorunun zor taraflarını, kolay taraflarını sıralayıp kolayından başlamak gerek. Çünkü 100 yıllık bir sorunu bir anda çözemezsiniz. Önceliklerden başlamak gerek. Bunun meclis içi var, meclis dışı var. Dikkatli, soğukkanlılıkla yapmak lazım. Uzlaştırma ruhunu oluşturup o uzlaşma ruhuyla çözüme ulaştırmak gerek. Geçmişin tecrübesi de bize bunu gösteriyor.

'TÜRKİYE’NİN EN KÖTÜ DÖNEMİNİ YAŞIYORUZ'

Türkiye’nin yakın siyasi tarihine tanıklık etmiş bir insansınız. Bir bütün değerlendirdiğinizde bu dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Askeri yönetimler hariç ben böyle bir dönem görmedim, Evren de dahil buna. Türkiye’nin yaşadığı en kötü dönemi yaşıyoruz. 12 Eylül’de bile bir hukuk vardı. Türkiye 12 Eylül’den sonra ikinci sınıf bir demokrasiye açıldı, Erdoğan ikinci sınıf demokrasiyi de yok etti. Yani 12 Eylül ile birlikte açılan ikinci sınıf demokrasi dönemini de kapattı.

'ÇOK KİŞİLİK KATLİAMINA UĞRADIM'

Çok fazla göz önünde olacağınız için, birçok kesim tarafından hedefte de olacaksınız. Nasıl mücadele edeceksiniz?

Bunca yıllık gazetecilik hayatımda çok kişilik katliamına uğradım. Hakaret, yalan, hepsine tanıklık ettim. Hayatta hiçbir şey mükemmel olmuyor. Hiçbirimizin hayatı mükemmel olmadı. Ne yapabileceksem onu yapacağım, iyi niyetle, dürüst bir şekilde. Ben elimi gerçekten taşın altına koymak istiyorum. Bu benim için çok önemli. Türkiye’de insanlar çok büyük acılar çektiler. Kürtleri düşünün, Selahattin Demirtaş’ı düşünün, Gültan Kışanak’ı düşünün. Yine Osman Kavala’yı düşünün, Ahmet Altan’ı düşünün, Mücella Yapıcı’yı düşünün, Gezicileri düşünün liste o kadar uzun ki, yaşanan acılar saymakla bitmez. Benim yaşadıklarım onların yanında hiçbir şey. Yine yurt dışındakileri düşünün. Cengiz Çandar nihayet geldi, aday oldu çok sevindirici ama Can Dündar orada, yine sürgünde yaşayan çok insan var. 79 yaşına geldim, bundan sonra ne kadar yaşarız? Şimdi enerjim var, sağlığım var, ne kadar insana dokunursam o kadar mutlu olacağım.