İmamoğlu: Kaybettiğimiz her seçim ülkemizin 5 yılını alıp götürüyor, İstanbul'u da kaybetmeyeceğiz!

İmamoğlu: Kaybettiğimiz her seçim ülkemizin 5 yılını alıp götürüyor, İstanbul'u da kaybetmeyeceğiz!
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu bugün Tunceli'deydi. Tunceli Meydanı’nda kısa bir konuşma yapan İmamoğlu, vatandaşla da sohbet etti. İBB Başkanı, "Cesur olacağız. Cesur demokrasi için, cesur...

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu bugün Tunceli'deydi. Tunceli Meydanı’nda kısa bir konuşma yapan İmamoğlu, vatandaşla da sohbet etti. İBB Başkanı, "Cesur olacağız. Cesur demokrasi için, cesur liderlikleri ortaya koyacağız" dedi.

İlçelerdeki Alevi inanç merkezlerine yaptığı ziyaretlerin ardından akşam saatlerinde kent merkezine ulaşan İBB Başkanı, esnaf ve vatandaşla buluştu. İmamoğlu’na Tunceli ziyaretinde eşi Dilek İmamoğlu ve CHP Elazığ milletvekili Gürsel Erol eşlik etti.

"Bu ülkede nefes alamıyoruz"

Bir esnaf İmamoğlu’na şunları söyledi:

“Biraz daha fazla sosyal demokrasiye, sola önem veren, emekliyle, işçiyle, halkla daha fazla buluşabilen bir CHP yaratabilmek adına, sadece Kılıçdaroğlu’nun değişikliğiyle değil ideolojik bir değişiklikle… Türkiye’nin geleceğinde var olan insanlar olmak istiyoruz. Biz bu ülkeyi terk etmek istemiyoruz. Bu ülkede nefes alamıyoruz. Baştan aşağı her şey problem. Bunların değişebilmesi için daha cüretkar ve daha sol perspektiften ve kurucu ideolojinin aksaklıklarından uzaklaşarak, daha canlı tartışarak, halkın önünde daha net bir şekilde… Zafer Partisi fecaatı gibi değil.”

"Herkesin özgün haliyle var olabilecekleri bir ittifak ruhu oluşturabilirdik"

İmamoğlu ise esnafa şunları söyledi:

Ben 47 sene sonra DİSK ile ilk defa sözleşme yapan İstanbul Büyükşehir Belediyesiyim. 15 sene üstüne Beylikdüzü’nde ilk defa DİSK ile sözleşme yapan belediye başkanıyım. Toplumsal ittifakı ve bugünün muhalif grubunu bir arada tutmak için yoğun bir çaba gösterildi. Ama bu çaba başkalaşarak başarıya ulaşamazdı. Biz başkalaşma değil, herkesin özgün haliyle var olabilecekleri bir ittifak ruhu oluşturabilirdik. Meseleyi başka bir yere, daha evrensel bir zeminde, daha toplumun ihtiyaçlarını karşılayan bir zeminde tutabilirdik. Bunlar olmadı. Bugün ne yazık ki seçimi kaybettik.”

İmamoğlu'nun Tunceli Meydanı’ndaki konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Belediyenin konaklama yerine İmamoğlu'nun isteğiyle Kılıçdaroğlu'nun anne ve babasının adı verildi

“Nazımiye Belediye Başkanı Cafer Kırmızıçiçek, bana gelmişti. ‘Bizim orada insanlarımızı konuk edeceğimiz bir yok yer yok’ demişti. 2-2,5 yıl oluyor. Konuştuk, yeri projelendirdik. Gerçekten çok özel bir yatırım yaptık oraya. Beraber destekledik ve bitirdik orayı. Ve şu anda orada insanlarına hizmet veriyor. Hem belediye bir miktar para kazanıyor hem de orada konukların misafir edildiği bir merkez haline döndü. Biliyorsunuz Nazımiye, benim Genel Başkanımın memleketi. Ve Sayın Genel Başkanımıza birçok defa aslında ‘Gelelim, beraber açılış yapar mıyız’ diye konuşmuştuk, ama bir türlü tasarlayamadık. Ben, açıkçası bu fırsatı bulunca, en azından yerinde göreyim dedim. Açılışı gerçekleşti. Ziyaret ediliyor ve orası kullanılıyor. Az önce sokağın başında aradım Sayın Genel Başkanımızı. Dedim, ‘Vallahi sizden habersiz Tunceli'ye geldim. Bilginiz olsun.’ Ben, sizin selamınızı ilettim. Onun da size çok selamları var. Onu da iletmiş olayım. Bu yer bitince, Belediye Başkanımız geldi, dedi ki ‘Buraya bir isim verelim. İşte, ‘İstanbul’ dedi, şu dedi, bu dedi. Dedim; oranın ismi şu olur: Bir kere dedim, bizim partimize ve bize hediye ettiği bir şahsiyet var o ilçenin. Nazımiyeli Kemal Kılıçdaroğlu. ‘Madem konaklayacak bir yer yapıyorsunuz’ dedim, ‘Hem anne hem baba sıcaklığını versin, Sayın Kılıçdaroğlu'nun annesini ve babasının ismini vermelisiniz’ dedim. Sağ olsun o da öyle yaptı. Yakıştı da.

"Gözümüz, kulağımız bu vatanın her yerinde"

İstanbul'da görev yapıyor olsak da gözümüz, kulağımız bu vatanın her yerinde. Buradaki sıkıntıyı da dinliyoruz. Doğayla ilgili problemi de dinliyoruz. Buradaki insanlarımızın ibadethanelerinde yaşadığı problemleri de dinliyoruz. Elimizden ne gelirse, yapmaya gayret ediyoruz memleketin her köşesinde. Sosyal demokrat bir belediyeciliğin, eşitlikçi bir belediyeciliğin, insanları ayırt etmeyen bir belediyeciliğin, insanı önceleyen bir belediyeciliğin, iddia ediyorum en iyi örneklerinden birini İstanbul'da biz veriyoruz. Ve bu konuda çocukları, kadınları, gençleri önceleyerek, toplumun her kesiminin yoksulluğundan iş imkanlarına, çevreden geleceğin teminat altına alınmasına varıncaya kadar her hususu dikkate alan ve politikalar üreten bir belediyeciliği ortaya koyduğumuzu düşünüyorum.

"Ben 90 gündür, partinin içindeki muhatapların dışında kimseyle partimi konuşmadım"

Onun sınavını da layıkıyla vereceğimize inanıyorum 2024’te. Şunu söyleyeyim: Biz, bir seçim kaybettik. Bununla yüzleşmek zorundayız. 2023’ü kaybettik. Tarihi bir seçimdi. Kazanmalıydık. Neleri eksik yaptık? Düşünmek zorundayız, konuşmak zorundayız. Sizlerle dertleşmek zorundayız. Eksikleri, sizden duymak zorundayız. Bunları düzeltmeden önümüze bakamayız. Bunlara bakmadan önümüze bakarsak, inanın önümüzü göremeyiz. O bakımdan bunları edepli, ahlaklı, partinin disiplinine uygun bir biçimde, konuşulacak meseleleri parti içinde konuşarak… Bakın ben 90 gündür, partinin içindeki muhatapların dışında kimseyle partimi konuşmadım. Benim bir tane konuşmamı bulamazsınız basın önünde. 90 gündür ben partimi, partimin yöneticileriyle konuşuyorum. Konuşmaya devam edeceğim. Başta Genel Başkanımız olmak üzere. Doğruları konuşan Ekrem İmamoğlu olmak zorundayım. Millet bana onun için oy veriyor. Ben öyle inanıyorum. Hepinizin huzurunda doğruları konuşmaya devam edeceğim.

"Kaybettiğimiz her seçim ülkemizin bir başka 5 yılını bizden alıp götürüyor"

Sorunların çözümü olma gayretinde sonsuz bir nefer olacağım. Aynen, ‘2023 seçimlerinde nefer olacağım’ dediğim ve yaptığım gibi. Bundan sonra da nefer olmaya devam edeceğim. Biz, çünkü kaybedemeyiz. Kaybettiğimiz her seçim ülkemizin bir başka 5 yılını bizden alıp götürüyor. Biz, artık kaybedemeyiz. Ama İstanbul'u da kaybetmeyeceğiz. Onu söyleyeyim. İstanbul'u da kaybetmeyeceğiz. Göreceksiniz. Ama memleketin bundan sonraki seçimlerini de kaybetmeyeceğiz. Bakın, kararlı bir söz söylüyorum: Artık kaybetmek yok. İstanbul'u da kaybetmek yok. Diğer büyük şehirleri de kaybetmek yok. Türkiye'nin seçimlerini de kaybetmek yok. O bakımdan önümüze daha güçlü bakan, ama hatalarından ders çıkartan, halkıyla dertleşen, hesap veren ve her zaman halkın denetimine tabi olan siyasiler ve kurumlar olmaya, hepinizin huzurunda, şu güzel vatanın en cesur insanlarının bulunduğu güzel Tunceli'de, sizlerin huzurunda söz veriyorum. Cesur olacağız. Cesur demokrasi için, cesur liderlikleri ortaya koyacağız. Hepinize teşekkür ediyorum. Allah sizi korusun. Ben buradaki maneviyatı ziyaret edip, orada dua ediyorum. Onların huzurunda dua ediyorum. Orada dua edenlerin duasını istiyorum. Burada bulunan her vatandaşın da duasını istiyorum. Yolumuz açık olsun.”