İmamoğlu'ndan İBB Başkan adaylığı açıklaması: İstanbul'u savunmak için bir kez daha yola çıkıyorum

İmamoğlu'ndan İBB Başkan adaylığı açıklaması: İstanbul'u savunmak için bir kez daha yola çıkıyorum
CHP'de kaybedilen genel seçimlerin ardından "değişim" tartışmalarının kilit ismi konumuna gelen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Haliç Kongre merkezinde merakla beklenen "Yol Haritası"nı açıkladı.İmamoğlu, Cumhurbaşkanı ve...

CHP'de kaybedilen genel seçimlerin ardından "değişim" tartışmalarının kilit ismi konumuna gelen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Haliç Kongre merkezinde merakla beklenen "Yol Haritası"nı açıkladı.

İmamoğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2019 yerel seçimlerinde söylediği "İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır" sözünü kullanarak, bu sözü çok önemsediğini belirtti. İmamoğlu, İstanbul İttifakı'nı kuracağını ifade ederek "İstanbul'u bir kez daha savunmak için bir kez daha yola çıkıyorum. Refah içinde bir şehir oluşturmak için yola çıkıyorum" diyerek İBB Başkan adaylığını ilan etti. Soru cevap kısmında ise İmamoğlu bahse konu söz için " 'Adayım' demedim, yola çıkıyorum dedim" ifadelerini kullandı.

Kaybedilen seçimlere ilişkin de açıklamalarda bulunan İmamoğlu "28 mayıs gecesinden başlayarak ortaya konan tavır partililerimizi seçmenlerimizi anlamak ve hissetme kaygısından ne yazık ki çok uzaktır" diye konuştu. Toplumun ciddi bir "hayal kırıklığı" yaşadığını belirten İmamoğlu, değişim mesajını yineleyerek "Bu dönüşümü başaramadığımız takdirde milletimizin seçim sonrası oluşan hayal kırıklığının kalıcı hale gelmesi en önemli risktir. Bu risk önümüzdeki yerel seçimlerin kazanılmasında ne yazık ki çok büyük bir engeldir. Şunu açık seçik ve net olarak görmemiz gerekiyor demokrasimizin esas olarak karşı karşıya bulunduğu en önemli tehlike milletimizin umutsuzluğu ve beklentisizliğinin kökleşmesi ve de yapısallaşmasıdır" dedi.

İmamoğlu, Gazeteci Barış Yarkadaş'ın "CHP’den aldım" dediği "Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’na Ahlatlıbel’de ‘İstanbul’daki 14 ilçemizi 25’e çıkar, belediye meclisini de al, İBB seçimini bir daha al, sonra aday ol dedi" yönünde kulis bilgisine de yanıt verdi. İmamoğlu "Genel başkanımızdan böyle bir tekil kitle hele hele bir mesajlaşmamız olmadı. Çok saygı ve sevgi çerçevesinde mesajlaşmalarımız oldu. Bu bağlamda böyle bir mesajlaşmamız yoktur" cevabını verdi.

İmamoğlu'nun konuşmasında öne çıkanlar şöyle:

"Bırakın tek haneyi bu gidişle 3 haneli enflasyon yaşanacak endişesi hepimizi kaplamış durumda. Mutfağa baktığınızda insanların uzun zamandır 3 haneli enflasyon yaşadığı da bir gerçek. 30 yılın en yüksek aylık enflasyonunu yaşattılar. İktidar, enflasyon canavarıyla mücadele edemiyor. Bu canavarı da onlar yarattı. İktidar motorine tam yüzde 105 zam yaptı. Dana eti 7 ayda yüzde 107 arttı. Savaş halindeki ülkelere bakalım; Ukrayna'da enflasyon yıllık yüzde 11, Rusya'da yıllık yüzde 4'ün biraz üzerinde. Türkiye'nin aylık enflasyonu yüzde 9,5. Savaşta olan Rusya'nın yıllık enflasyonunun 2 katından fazlasını yaşadık.

Hükümet vatandaşları sık sık tasarrufa davet ederken, 2 kamu bankasının reklam harcaması 2 milyar lira. Kamu bankaları 4,5 yıldır belediyemize tek bir kuruş kredi vermedi. Tasarruf sadece vatandaştan mı istenir? Hayır. 2023'te toplam ek vergilerle birlikte 4 trilyon 270 milyar liraya yükseltildi. Bu kadar verginin toplandığı bir coğrafyada açlık, yoksulluk olmamalıdır. Eğer oluyorsa çok büyük bir israf ve adaletsizlik vardır. Toplumun en zengin yüzde 20'lik kesimin ekonomiden aldığı payının yüzde 48'e ulaştığını görüyoruz En yoksul kesim ise yüzde 6 alıyor. İktidar, zenginin cebini tıka basa doldururken, halkımızı açlığa ve sefilliğe mahkum etmeye devam ediyor.

Siyasi hayatımın en önemli amacı vatandaşlarımızın bu çaresizlikten kurtulmasını sağlamaktır. Onlara yeni ufuklar sunmaktır. Bu mücadeleyi son 4.5 yılda İBB başkanı olarak verdim. Bu aynı zamanda bir demokrasi mücadelesiydi.

Bugün kreşlerden kent lokantalarına öğrenci yurtlarından halk süt desteğine, anne kart uygulamasına kadar İBB’nin sosyal belediyeciliği ülkemizi sarmalayan yoksulluğa ve umutsuzluğa karşı verilen savaşın en önemli merkezi haline gelmiştir. Ülkemizin kültürel çölleşmesine karşı zengin tarihimizin sanatın yeniden yeşerdiği bir vaha halini aldı. Mayıs seçimlerinden sonra iktidarın muhalefeti topyekun tasfiye çabalarına en güçlü duruş, başta İBB olmak üzere ülkemizin metropollerinde gerçekleşecek. Öncelikle 31 Mart mahalli seçimlerinde tüm vatandaşlarımızın demokrasimizi yeniden yeşertmek ve şehirlerimize sahip çıkmak için beraber yol yürümeye davet ediyorum.

" 'İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır,' ben bu sözü çok önemsiyorum"

"İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır," ben bu sözü çok önemsiyorum. Şüphesiz yerel seçimlerde İstanbul’u kazanmak büyük bir siyasi başarıdır. Bunu biliyorum İstanbul’u kazanan bir belediye başkanı dünyanın en önemli şehirlerinden birine hizmet etme onuruna ulaşır. Eğer o kişi milletin ona tanıdığı bu fırsatı iyi değerlendirir ve milletin takdirini kazanırsa bu başarı onu ulusal ve uluslararası siyasette çok önemli başka noktalara taşır. Ama ben İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır sözünü sadece seçim galibiyeti olarak da anlamıyorum. Bu önemli başarıyı farklı bir anlayışla değerlendiriyorum. Benim düşünceme göre İstanbul Türkiye’nin gelecek tahayyülünün hayata geçtiği şehir olmalıdır. İstanbul’da 16 milyon vatandaşımızın şehirlerinin eşit hissedarı olduğu bir anlayışın hakim olması gerekmektedir. Bu eşit hissedarlık cumhuriyet fikrine dayanır.

İstanbul uzun süre ihmal edilmiş devasa sorunlarla iç içe bir şehirdir. Şehirlerimizde tahammülü imkansız hale gelen bir nüfus sorunu vardır. Özellikle iktidarın teşvik ettiği sığınmacı ve mülteci akımı trafik ve güvenlikten konut krizine kadar farklı boyutlarıyla kentimizi boğmaktadır. Resmen insanlarımız bundan yüksek bir şikâyet içindedir.

"Ben hayatım boyunca bir koltuğa değil bir misyona  aday oldum"

İstanbul’da oluşturduğumuz yeni yönetimle milletimize başka bir Türkiye ihtimalinin var olduğunu burada kanıtlıyoruz. Tıpkı ittifakımızın yönetimi altında olduğu diğer şehirlerde var olduğu gibi. Bu şehre ihanet ederek hepimizin ortak evini gri bir beton yığınına çeviren rantçı ayrıştırıcı yoksullaştırıcı bu yönetime bu büyük milletin asla mecbur olmadığını buradan gösteriyoruz. Halkın kendi şehrine sahip çıkmasını dahi tehdit olarak kabule den, ağaç ve yeşil görünce  rahatsız olan u zihniyete karşı gerçek bir alternatifi olduğumuzu gösteriyoruz. Halkımıza bu karanlık dönemde başka bir geleceği yaşatıyoruz. Bizi çeşitli mecralardan izleyen vatandaşlarımın bana kulak kabartmasını istirham ediyorum. Ben hayatım boyunca bir koltuğa değil bir misyona  aday oldum, bugün bu misyon Türkiye’nin eni bir siyaset ve  yönetim anlayışına kavuşturulması misyonudur. Bu topraklarda cesur bir demokrasinin adaletin bölgemize ve dünyaya ilham kaynağı olacak özgürlüklerin hukukun üstünlüğünün ve güçlü bir devletin yeniden tesisi benim öncelikli hedefimdir.

Cesur demokrasi cesur bir toplum ve cesur liderlerle mümkün olabilir. Ben hayatımın hiçbir döneminde siyaseti sadece ve sadece siyasi partilerden ibaret görmedim. Siyasi partiler demokratik hayatın vazgeçilmez hayat önemli organlarıdır. Ama gücünü yerelden alan bir yönetici olarak siyaseti hep toplumla omuz omuza yapılan dönüştürücü bir eylem olarak algıladım. O nedenle geçmişte olduğu gibi bundan sonraki yolculukta da benim yol arkadaşlarım gençler ve kadınlardır.

"İBB’yi hep birlikte korumalıyız"

İzin verirseniz bu vesileyle Türkiye'nin yönetiminden yoksulluktan demokrasimizin ölüme terk edilmesinden özgürlüklerimizin elimizden alınmasından emeğin sömürülmesinden kültür hayatımızın çölleşmesinden, gençlerimizin ustalarımızın ülkelerini terk etmesinden isyan eden kime oy verdiğine bakmaksızın tüm yurttaşlarıma buradan seslenmek istiyorum; İBB’yi hep birlikte korumalıyız. İBB’nin bu iktidarın eline geçmesinin maliyetinin idrakına hep birlikte varmalıyız.

Aramızdaki tartışmaları bir kenara bırakıp milletçe bu sürece odaklanmalıyız. Bu büyük başarı için parti ayrımı yapmadan beraberce hareket etmemiz gerekiyor. Ben 2019 seçimlerindeki gibi partiler ötesi İstanbul ittifakını kurmak için elimden geleni yapacağım.

Özellikle CHP’li yol arkadaşlarıma da seslenmek istiyorum; mayıs 2023 seçimlerinde yaşadığımız hayal kırıklığı ifade ediyorum ki beni çok derinden üzmüştür. Ben bunu birçok vesile ile de dile getirdim. Halkımızdan bu seçim mağlubiyetinden dolayı özür diledim. Bu hayal kırıklığının nedenlerinden biri de unutmayalım ki yenilginin sorumluluğunu üstlenme, gerçekle yüzleşme konusunda gerekli duyarlılığın gösterilmemesidir, gösterilememesidir. 28 mayıs gecesinden başlayarak ortaya konan tavır partililerimizi seçmenlerimizi anlamak ve hissetme kaygısından ne yazık ki çok uzaktır. Ben bu mağlubiyetin partimizde köklü ve kapsayıcı bir tazenle sürecinin başlamasına vesile olduğunu da görüyorum.

Bu uğurda partimin değişimi dönüşümü siyaset hayatımın çok önemli bir misyonudur. Yürüdüğüm ve ulaşmak istediğim menzil de bu değişim ve dönüşümdür.

"CHP artık seçim kaybedemez, ikinci parti olmakla övünemez"

Artık CHP seçim kaybedemez kaybetmemeli CHP ikinci parti olmakla övünemez övünmemeli asla durum idare edemez etmemeli. CHP önderliğindeki toplumsal ve siyasal muhalefetin aynı zamanda yerel seçimleri kazanması da bir zorunluluktur. CHP’liler bu yüksek kazanma arzusu azmi ve bilinciyle hareket etmek mecburiyetindedir. Bu tarihi bir sorumluluktur. Önümüzdeki seçimlerde sadece belediye başkanlıkları değil belediye meclislerini de hep beraber kazanmalıyız. Bunun için bütün örgütümüz belediye başkanlarıyla birlikte bu değişim ve dönüşüm sürecini en güçlü şekilde tamamlayıp uyum içinde çalışmak zorundadır. Unutmayınız ki dünyada bağımsızlık savaşı örgütlemiş, ülke kurmuş çok az pati vardır. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk aynı zamanda ilk genel başkanımızdır. CHP küçük iktidarların partisi olamaz. CHP küçük iktidarla tatmin asla olamaz. Bu alışkanlık sona ermelidir.

"Demokrasinin en büyük tehlikesi; milletimizin umutsuzluğu ve beklentisizliğinin kökleşmesi ve de yapısallaşmasıdır"

İstanbul’dan Tunceli’ye Edirne’den Diyarbakır’a CHP’nin geçmişi tertemiz kadroları parti emekçileri görevleri almaya hazırdır. CHP tarihini çok iyi bilen bu kadrolar yeniden bir tarih yazmak için önlerinin açılmasını beklemektedirler. Değişim dönüşüm aynı zamanda unutmayalım ki köklü bir kadro harekatıdır. Bu kadro hareketi genel başkandan yönetime, üye yapısından parti seçimlerine kadar pek çok hususu kapsamaktadır. Şunu ifade etmeme müsaade edin. Yenilenme dönüşüm tabii ki kolay değildir ama bunu hep birlikte gerçekleştirmek zorundayız. Bu dönüşümü başaramadığımız takdirde milletimizin seçim sonrası oluşan hayal kırıklığının kalıcı hale gelmesi en önemli risktir. Bu risk önümüzdeki yerel seçimlerin kazanılmasında ne yazık ki çok büyük bir engeldir. Şunu açık seçik ve net olarak görmemiz gerekiyor demokrasimizin esas olarak karşı karşıya bulunduğu en önemli tehlike milletimizin umutsuzluğu ve beklentisizliğinin kökleşmesi ve de yapısallaşmasıdır. Bu çok büyük bir tehdittir. Halbuki bizim yaşanan hayal kırıklığını çok daha büyük bir arzuya çevirmemiz inanın hiç de zor değil. Ben buradan sesleniyorum ben partimin bir evladı olarak bu dönüşüme en içerikli ve en etkin bir şekilde katkı sunmaya var gücümle devam edeceğim.

"İstanbul'u bir kez daha savunmak için bir kez daha yola çıkıyorum"

İstanbul’a hizmet gerçekten dünyaya hizmettir. İstanbul’a ihanet edilemez. Çünkü bu sadece Türkiye’ye değil insanlığa ihanet olur. Ben İBB başkanı olarak ilk yola çıktığımda tüm halkımıza bu mukaddes şehrin en başarılı belediye başkanı olacağıma söz verdim. Bu sözümü tutmaya devam edeceğim. Sözlerime son verirken, İstanbul'u bir kez daha savunmak için bir kez daha yola çıkıyorum. Refah içinde bir şehir oluşturmak için yola çıkıyorum, dünyanın tüm teknolojik yeniliklerine ev sahibi olmak için yola çıkıyorum. 2019'da olduğu gibi CHP'li yol arkadaşlarımla farklı partilere gönül veren kıymetli hemşerilerim İstanbullularla tekrar İstanbul ittifakını en güçlü şekilde kurmaya geliyorum."

Soru -cevap

İmamoğlı soru-cevap kısmında ise şu ifadeleri kullandı:

"Adayım" demedim, yola çıkıyorum dedim

(Soru: Barış Yarkadaş’ın iddiası) Genel başkanımızdan böyle bir tekil kitle hele hele bir mesajlaşmamız olmadı. Çok saygı ve sevgi çerçevesinde mesajlaşmalarımız oldu. Bu bağlamda böyle bir mesajlaşmamız yoktur. Tabii kaynağınızın güvenilirliğini ve doğruluğunu nasıl test ettiniz bilmiyorum ama böyle bir mesajlaşmanın olmadığının altını çizeyim.

"Özel bir İstanbul’u var edebileceğimizi, bu İstanbul’la da temsili en güçlü Türkiye’yi var edebileceğimizi görüyorum. Bu bakış açımızda kişisel olarak nerede olmalıyım sorusu asla yok. Bütün bunlar zaman içerisinde konuşulacak işlerdir. Ama evet risk alıyorum, Çok cesur bir kararın var olması gerektiğini de biliyorum. 2024’te rakibimin kim olduğunu da biliyorum.

Soru: İBB aday olduğunu bu toplantıda açıkça dile getirmediniz, herhangi bir rezerviniz mi var? ) Yol çıktığını ifade ediyorum ama bu böyle adayım emek kavramı siyasi olarak doğru değil. Aday olmanın usul ve süreçleri vardır. Uzlaşma benim doğal kültürümde olan bir şey. Ama yanlışla uzlaşmam doğruyla uzlaşırım. O bakımdan doğruları ortaya koyarak ortaklaşan akılla her türlü uzlaşmayı elbette ki parti içinde de dışında da , toplum bütününde de destekler ve yanında olurum. Ben her zaman uzlaşmaya ortaklaşmaya açık bir kültüre sahibim.