İYİ Parti'de suikast iddiası: GİK üyesi firari, 3 kişi cezaevinde

İYİ Parti'de suikast iddiası: GİK üyesi firari, 3 kişi cezaevinde
Sözcü yazarı İsmail Saymaz, İYİ Parti GİK üyesi Ayşen Kurt'un eşi Yahya Kurt'un, Manavgat İlçe Başkanı'na suikast düzenlettiğini ancak başarısız olduklarını olduklarını köşesine taşıdı. İYİ Parti GİK üyesi Ayşen...
Sözcü yazarı İsmail Saymaz, İYİ Parti GİK üyesi Ayşen Kurt'un eşi Yahya Kurt'un, Manavgat İlçe Başkanı'na suikast düzenlettiğini ancak başarısız olduklarını olduklarını köşesine taşıdı. İYİ Parti GİK üyesi Ayşen Kurt'un Fransa'ya kaçtığını, suikast emrini veren Yahya Kurt'un, azmettirici Ahmet Çelik'in ve tetikçi Selahattin Oğuz'un ise cezaevinde olduğunu aktardı.

Gazeteci İsmail Saymaz, İYİ Parti'de geçen yıl meydana gelen suikast girişimini köşesine taşıdı. Manavgat ilçe Başkanı Hüseyin Ergen, Manavgat Belediye Başkan adayı olmak isteyen İYİ Parti Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi Ayşen Kurt hakkında sosyal medyada ağır ifadeler kullanarak Kurt'un aday olmasına karşı çıktı.

İddiaya göre, Ayşen Kurt'un eşi Yahya Kurt Manavgat ilçe Başkanı Hüseyin Ergen'i öldürtmeye karar verdi.

Ahmet Çelik ile Yahya Kurt arasında görüşme gerçekleştirildi. Azmettirici Çelik ile Kurt arasında bir otelde yapılan görüşmede Kurt, Çelik'e "Ergen, eşimin namus ve şerefine ilişkin yazılar paylaşıyor, öldürülmesi gerek" dedi.

Ergen'in ilçe başkanı olduğunu Kurt'a hatırlatan Çelik, "Siyasi tarafa çekilebilir" dedi.

Bu durum üzerine Ayşen Kurt, eşinin söylediği üzere Ergen'in 31 Aralık'taki "Kurtlar sofrasında kendimi yedirmeyiz Üç kuruşa yaşlı koca  bulan kadın, utan kendinden. Kişiliksiz. Eğreti gelin. Bu saatten sonra kim deli göreceğiz, Hürrem Sultan" paylaşımını sebep göstererek ilçe başkanlığından alınmasını sağladı.

Saymaz yazısında yaşanan gelişmeleri şu şekilde anlattı:

"Ergen ilçe başkanlığından alındıktan sonra Yahya Kurt, Çelik’i aradı ve “Görevden ayırdık. Gel, görüşelim” dedi. Otelde görüştüler. Kurt, azmettiriciye Ergen’in evinin krokisini, telefon numarasını, çalıştırdığı restoranın yerini ve kullandığı aracın plakasını verdi. “Ergen’i öldürün” dedi. Suikastte kullanmaları için 50 bin TL’yi teslim etti. Çelik, iki gün sonra tetikçi Selahattin Oğuz’la görüşüp Ergen’i vurması için anlaştı. Kurt’tan aldığı paranın 20 bin TL’sini Oğuz’a verdi. Oğuz, “İşi bitmiş bil” dedi. Çelik, yaptığı araştırmada, Ergen’in üç çocuk babası olduğunu, çocukların küçük olduğunu öğrenince “Bu bizi vicdanen rahatsız eder” diyerek, öldürmek yerine ayaklarına sıkılmasına karar verdi.

"Çocuklar denize girdi mi?"

Yahya Kurt, sabırsızlanıyordu. Çelik’i arayıp şifreli şekilde “Çocuklar denize girdi mi?” diye sordu. Yani Ergen’in vurulup vurulmadığını soruyordu. Çelik, “Hava soğuk, çocuklar denize giremez” diye yanıt verdi. Kurt, “Siz işi halledin, gereğini yapacağım” diye mesaj gönderdi. Birkaç gün sonra buluştular. Kurt, “İşi bitiremediniz mi? Ayşen beni sıkıştırıyor. Ne oldu?” diye sordu. Çelik, “Kolay değil, biraz zaman alır” dedi. Kurt, vurulma anının görüntülerini izlemek istediğini söyledi.

Bir ay sonra vuruldu

Ergen, ilçe başkanlığından alındıktan bir ay sonra, 31 Ocak’ta, evinin önünde vuruldu. Çelik, Kurt’un oteline geldi. Saldırı görüntülerini izlettikten sonra “Biz söz verdiğimiz olayı tamamladık. Öldürmedik, ayağına sıktık” dedi. Anlaştıkları 20 milyon TL’yi yarı yarıya indirerek, Kurt’tan 10 milyon TL istedi. Kurt, “Önden 450 bin TL ödeyeceğim” dedi. Parayı sarı torba içinde teslim etti. Kurt, firari vaziyetteki tetikçi Oğuz’u bularak, 350 bin TL’yi ona verdi. Oğuz, “Paranın kalanını al, sana güveniyorum” dedi. Çelik, tetikçiyi “Sakın yakalanma” diye tembihledi. Çelik, teslim olduktan sonra verdiği ifadesinde, Oğuz’la arasındaki görüşmeyi şu şekilde anlattı: “Yahya Kurt’tan geri kalan parayı alamazsak, yakalandığında, bu olayın azmettiricisinin Yahya ve Ayşen Kurt olduğuna, Kurt’un 10 milyon TL karşılığında olayı gerçekleştirmek için kendisini yönlendirdiğine dair ifade vereceksin diye talimatlandırdım. Kendisi, ‘Aksi bir durum olursa ilk verdiğim ifadeyi değiştirir, bu şekilde ifade veririm’ dedi ve anlaştık.”

Ayşen Kurt firar etti

Çelik, saldırıdan dört gün sonra Kurt’un oteline gitti. Alacak üzerine pazarlık etiler. Kurt, 3 milyon TL verebileceğini söyledi.

Çelik, 10 milyon TL olan alacağını 5 milyon TL’ye indirdiğini belirtti. Kurt, “Veremem” dedi. Ne mi oldu? İlk olarak 9 Şubat’ta Ergen’in cep telefonuna mesaj gönderildi. Mesajda şu ifadeler yer alıyor: “Ben size silahlı saldırıyı yapan Selahattin Oğuz’un akrabasıyım. Bu olay Oğuz’a farklı anlatıldı. Senin ırz düşmanı olduğun, Ayşen Kurt’la aranda ilişki olduğu söylendi. Yahya ve Ayşen Kurt, seni öldürtmek için 20 milyon TL karşılığında Oğuz ile anlaştı. Sana bir video kaydı atacağım. Olayla ilgili bir kişinin daha olduğunu ve teslim olarak her şeyi anlatacağını…” O kişi, Ahmet Çelik’ti. Çelik’in yakalanmasına gerek kalmadı.

Çünkü bir gün sonra karakola gidip ihbarda bulundu. İfadesinde şöyle dedi: “Kurt’un bize Ergen’i para karşılığı öldürmeye çalışıp bizim de ayaklarından vurmamızdan dolayı istediğimiz 5 milyon TL’yi vermemesi üzerine karakola gelerek, samimi ikrarda bulunmaya karar verdim.” Kayıtta söz edilen videoyu kendisinin çektiğini belirten Çelik, şöyle dedi: “Videoyu Kurt bize paramızı vermez ise delil olması niteliğinde çektim. Videoyu çekerken özellikle paraların seri numarasını ve hangi bankadan çekildiğinin görünmesi için özel olarak çektim.” Tetikçi Oğuz, Çelik ve Yahya Kurt cezaevine gönderildi. Ayşen Kurt’un Fransa’ya kaçtığı belirtiliyor."

Kaynak: Sözcü Gazetesi