İZBETON davasında CHP İzmir İl Başkanı Aslanoğlu ve 2 kişiye tahliye: Tunç Soyer için tutukluluğa devam

İZBETON davasında CHP İzmir İl Başkanı Aslanoğlu ve 2 kişiye tahliye: Tunç Soyer için tutukluluğa devam
İzBB Başkanı Tunç Soyer ve CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu'nun da yargılandığı 'kooperatif davası'nda ara karar açıklandı. Buna göre Soyer'le birlikte üç ismin tutukluluk halinin devamına; Aslanoğlu ve iki kişinin daha tahliyesine karar verildi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON'a yönelik soruşturmada kooperatiflerdeki usulsüzlük iddiaları ile ilgili açılan davada eski Büyükşehir Belediye (İzBB) Başkanı Tunç Soyer ve CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu'nun da aralarında bulunduğu 6'sı tutuklu, 65 sanığın yargılanmasına bugün devam edildi.

Savcı tutuklu yargılanan Soyer, Aslanoğlu, eski İzBB Genel Sekreteri Barış Karcı, eski İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya, Cihangir Lübiç’in tutukluluk hallerinin devamına Hüseyin Şimşek’in tahliyesini talep etti.

Tunç Soyer, davanın ikinci duruşmasında yaptığı savunmada, mütalaadaki haksız menfaat ve dolandırıcılık iddialarına sert sözlerle yanıt verdi.

Soyer, savunmasında cezaevinde geçirdiği günlere ve iddianamenin çelişkilerine dikkat çekerek, şunları söyledi:

“Bugün bir çift dinledik. Beyefendi sanık, hanımefendi mağdurdu. Böyle çok örnek var. İddianame o çifte ‘senin eşin seni dolandırdı’ diyor. Aynı iddianame ‘sen bundan kişisel menfaat elde etmedin’ diyor. Kim menfaat elde etti o halde? Ayrıca bu sabah gelen bir yazı ‘zarar yok’ diyor. Bu işin trajik bir yanı da var. Ben cezaevine getirildim, ceza çekiyorum yani. Neden 105 gündür bu cezalandırma devam ediyor?”

Soyer, kentsel dönüşümde uygulanan kooperatif modelinin suç unsuru olarak gösterilmesinin kabul edilemeyeceğini vurguladı:

“Nedeni, kentsel dönüşümde kooperatif modeli. Bunun nedeni çok belliyken dolandırıcılık kastı olduğu iddiası asla kabul edilemez. Bu model, tertemiz niyetlerle, hukuka uygun bir şekilde hayata geçirildi. Her adımı şeffaf bir biçimde paylaşıldı.”

Soyer, gecikmelerin dolandırıcılık olarak nitelendirilemeyeceğini belirterek şöyle devam etti:

“Evet, gecikmeler var ama bunlar dolandırıcılık değildir. Gecikmenin en önemli nedeni Temmuz 2024’teki durdurmadır. Hangi belediye başkanı, kamu zararı olmadığı belgelenmiş olmasına rağmen dolandırıcılıkla suçlanır? Mağduriyetlerin sebebi ne sanıklar ne de modeldir. Eğer görevim devam etseydi birçok etapta anahtar teslim yapmıştık ve ben şu an karşınızda değildim.”

Soyer, “Ne kendimize ne başkasına haksız bir menfaat elde etmedik. Biz neden ceza çekiyoruz? 105 gündür devam eden cezamızı bitirin. 66 yaşındayım. Adımın böyle kirlenmesine asla izin vermeyeceğim. Dosyanızda somut bir suç yok. Terazinizi dengede tutabilmek için cezamızı kaldırmaktan başka bir yol yok.” dedi.

Aslanoğlu: Kooperatif yöneticileri suçlu gösteriliyor

Aslanoğlu, duruşmada yaptığı konuşmada, yargılamanın asıl konusunun kooperatif yapısı olduğunu belirterek:

“Ağır ceza mahkemesindeyiz ve siz ağır ceza konusu dinlemek istiyorsunuz. Ama konumuz kooperatif. Kooperatife üye dekan bile vardı. Bu insanların maliyetleri bilmeme durumu olabilir mi? Biz kooperatif üyelerine kooperatifçilikle ilgili ders vermek zorunda mıyız? Şimdi tekrar baştan başlayacağız. Ortakların sorumluluğu ne, yönetim kurulunun sorumluluğu ne, bunları anlatmak gerekiyor.”

Aslanoğlu, kooperatif ortaklarının görev ve yükümlülüklerinin açık olduğunu, üyelerin bu yapıya gönüllü olarak katıldıklarını ifade etti.

Aslanoğlu, kooperatif üyelerinin sorumluluklarının yasal olarak tanımlı olduğunu belirterek, üyelerin sisteme dahil olduktan sonra yükümlülüklerini bilmek zorunda olduklarını söyledi:

“Kooperatif ortağı olanlara bir eğitim vermek zorunda mıyız? Böyle bir yasal zorunluluk yok. Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, kooperatife üye olduğunda üye olduğunu bilmek zorundadır. Bilmiyorsa bu bir suç değildir. Kooperatif yöneticileri bu nedenle yargılanmamalıdır.”

"Raporlardaki rakamlar doğruydu"

Savunmasında projenin maliyet hesaplarına da değinen Aslanoğlu, dosyada yer alan rakamların o dönemki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre doğru hesaplandığını ifade etti:

“İzmir Büyükşehir Belediyesi, örnek bir kentsel dönüşüm projesi yürüttü. Kimse dolandırılmadı. Rakamlar belirlenmiş, iki artı bir daire 968 bin liraya çıkıyor denmiş. Üstelik altına da yazılmış; bu fiyatlar 2022 yılı değerlerine göredir. İnsanlara bir milyara çıkacak inşaat için ‘vallahi yüz milyona çıkar’ denmemiş. O günkü çevre birim fiyatlarına göre her şey doğruymuş.”

Aslanoğlu, inşaat maliyetlerinin arttığını ve bu durumun kontrol altında tutulmadığını vurguladı:

"O gün sonra çevre birim fiyatları değişti. O gün 4 bin 250 lira olan metrekare maliyeti, bugün 40 bin lira. Bu, piyasadaki genel artışın sonucu. Ne dolandırıcılık ne de haksız kazanç var. Biz o günün koşullarına göre hareket ettik."

Yargılamaya yönelik tepkisini dile getiren Aslanoğlu, sürecin haksız olduğunu savundu:

"Bütün bu anlatılanların özetini düzelteyim mi? Anlatılan her şeyde bir yanlış var. Biz doğruyu yaptık, doğruyu savunduk. Bu dava, gerçeğin çarpıtıldığı bir dava haline getirildi."

"İnşaat faaliyetlerini ben mi yükselttim?"

Aslanoğlu, son yıllarda yaşanan ekonomik dalgalanmalara dikkat ederek maliyet artışlarının hiçbir şekilde ürün yönetiminin suçu olmadığını belirtti:

"Geçen yıl biri gelse bize deseydi, on bin liraya ev oynansaydı? İnandırılabilir miydi? Demir fiyatı üç liraymış, on olmuş, kırk olmuş, yüz olmuş. Şimdi bu işi kim arttırdı? Ben mi?

Kooperatifin genel kurullarında kararlara dikkat çeken Aslanoğlu, yönetim olarak tüm işlemleri ortak iradeyle yürüttüklerini ifade etti:

"Siz 14 kişi bir araya geliyorsunuz, bir proje yürütüyorsunuz. Kim kime neyi dayatmış? Herkes genel kurulda oy kullanmış. İstersiniz 5 bin lira yardım atarsınız, 500 bin lira alırsınız. Bu sizin takdiriniz. İki kişi karşı çıkar, sekiz kişi kabul eder, karar alınır. Bu bir suç değildir, istatistiksel bir durumdur."

Aslanoğlu, dava konusu yapılan kararların yasal süresi içinde itiraz edilmediğini hatırlattı:

"2022 yılında alınan genel kurul kararlarına artık dava açılamaz. Neden süresi bitmiştir. Genel kurulda alınan kararlara belirli süre içinde itiraz edilmezse veya karar geçerlidir. O dönemde alınan tüm kararlar usulüne uygundur."

Kaynak:ANKA

Öne Çıkanlar