Kadın İşçi Derneği'nden çarpıcı araştırma: 50+ kadınlar iş gücünde ayrımcılığa maruz kalıyor
Kadın İşçi’nin araştırması, Türkiye’deki iş gücü piyasasında kadınların karşılaştığı çok yönlü ayrımcılığı gözler önüne serdi ve cinsiyet eşitliği politikalarının geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Araştırma, özellikle 50 yaş üstü kadınların hem cinsiyetleri hem de yaşları nedeniyle iş gücü piyasasında ciddi ayrımcılığa maruz kaldığını ortaya koydu.
Araştırmaya göre, bu yaş grubundaki kadınlar genç işçilere göre daha az tercih ediliyor ve aynı pozisyonda çalışan erkeklere kıyasla daha düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalıyor. Yaşlanan kadınlar, güvencesiz çalışma koşullarını kabul etmek ve düşük maaşlarla çalışmak zorunda bırakılıyor. Araştırmanın bulguları bugün, Beyoğlu’ndaki Avrupa Pasajı’nda yer alan Aynalı Geçit Toplantı Salonu’nda kamuoyu ile paylaşıldı.
Araştırmacı Helin Metin, toplumda yaşlı kadınların genç işçiler kadar verimli olamayacağı algısının yaygın olduğunu belirtti ve bu tür algıların kadınları iş gücü piyasasından uzaklaştırdığını ifade etti. Ayrıca, kadınların kesintili olarak ya da sigortasız çalışmak zorunda kalmaları, ilerleyen dönemde emekli olabilmelerini de zorlaştırıyor. Metin, kadınların işsizlik ve ekonomik koşullar nedeniyle çalışma hayatındaki zorluklara katlanmak zorunda kaldığını belirterek, görüşülen kadınların çoğunun emekli olamamış ya da sigortasız çalıştırılmış olduğuna dikkat çekti.
Emekli olmasına rağmen çalışmaya devam eden kadınların da sayısının oldukça fazla olduğunu belirten Metin, kadınların emekli maaşları ile geçinemedikleri için tüm zorluklara rağmen iş hayatında kalmaya çalıştıklarını vurguladı. Çalışmak zorunda kalan kadınların bu süreçte mobbing ve ayrımcılığa maruz kalmalarına rağmen, ekonomik zorunluluklar nedeniyle bu sorunları görmezden gelmek zorunda kaldıkları da raporda yer aldı. Kadın işçilerin yaşadığı bu zorluklar, patronların kadınların çaresizliğini istismar etmelerine yol açıyor.
Hilal isimli emekli bir kadın çalışmak zorunda olduğunu belirtti:
“Altmış sekiz yaşına girdim ve hala çalışıyorum. Emekliliğim yetmiyor. Yalnızım ve kirada oturuyorum. Artık bütün hastalıklar vücudumu vurdu. Her gün iğnelerle yaşıyorum. Gücüm yettiği kadar da çalışmak zorundayım”
Metin, tekstil atölyelerinin kadınların en çok tacize uğradığı sektörlerden biri olduğunu ve yaşları ilerledikçe kadınların tacize uğramadığına dair yaygın yanlış algının aksine, kadınların bu tür olaylarla her yaşta karşılaştığını belirtti.
Sevda isimli sigortasız çalışan kadın işçi yaşadığını şu şekilde ifade etti:
“Boşanmış bir kadınsanız oturmanız, kalkmanız, giyindiğiniz, saçınız, makyajınız konu oluyor. Bir gün farklı olsanız kesin birine mesaj veriyorsunuz. Boşandıysanız eğer bunlara açıksınızdır. Size bakabilirler, laf atabilirler, sizi yemeğe davet edebilirler. Patronun da aynı dolayısıyla iş yerindeki birini ona şikayet etmenin anlamı yok… 25 yıldırt benim hemen yakınımda bir tane sopam var. Benim ayrılmaz bir parçam oldu.”
Raporun sonunda, Kadın İşçi Derneği çeşitli çözüm önerileri sundu. Devletin bir bakım sigortası tanımlaması gerektiğini savunan Metin, bu sigortanın ihtiyaca değil hakka dayalı olması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, sendikalara, sivil toplum kuruluşlarına ve siyasi partilere de bu konuda sorumluluk alarak, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve kadın işçilerin korunması için harekete geçme çağrısında bulunuldu.
Aykan Kara
Kaynak:Aykan Kara