Kılıçdaroğlu, Altun'a "dark web" uyarısı yapmıştı: Seyahatlerimle ilgili hazırlık olduğu bilgisi var

Kılıçdaroğlu, Altun'a "dark web" uyarısı yapmıştı: Seyahatlerimle ilgili hazırlık olduğu bilgisi var
Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, KRT TV'de Yavuz Oğhan ve Selen Yalaz'ın sorularını yanıtladı. 13. cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'a uyarısına...

Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, KRT TV'de Yavuz Oğhan ve Selen Yalaz'ın sorularını yanıtladı. 13. cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'a uyarısına açıklık getirdi, "Ben MIT’den çıktıktan sonra önce New York’ta o meşhur gökdelenin önünde video çektim, oradan da Washington'a gittim. O yol üzerinden kurgu yapmaya, ses kaydı, görüntü üretme çalışıyorlar diye bilgi geldi" dedi.

Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

Bir değişim arzusu var. Toplumun her kesiminde görüyorsunuz. Sandığa yansıtmak ve sonu almak gerekiyor. Kararsızlar var. AK Parti ile arasında aidiyet duygusu oluşturanlar var. Şikayet de ediyorlar. Onlar da artık yeter, bi değişim olsun diyorlar. Her yaş grubunda, farklı meslek gruplarında aynı istek var. 

Esnaf sattığı malın yerine yenisini koyamıyorum diyor. Banka borçları var. İşyeri kiraları artıyor. Çiftçinin durumu zaten parlak değil. Maliyeti bile kurtarmıyor. Şikayet etmeyen hemen hemen hiçbir kesim yok. Sadece sarayda oturup 4 5 yerden maaş alanların durumu gayet iyi. Dış politikayla ilgili bir tane makale okumamış büyükelçi olarak atananların, havuz medyasının keyfi yerinde. Tirajları şişirerek gösteriyorlar. Basın ilan kurumu aracılığıyla devleti soyuyorlar. AK PArti her türlü desteği veriyor onlara.

Uyuşturucu baronları var. Sınırlar zaten yol geçen hanına dönmüş. Beşli çeteleri zaten sormayın. Toplasanız bunların sayısı 5 6 bini geçmez ama 80 milyon insan bi şekilde huzursuz.

AKP'YE DESTEĞİN KAYNAĞI NE?

Birden fazla nedeni var tereddüdün. Bir aidiyet duygusu var. Parti ne olursa olsun oyunu vereceğim diyen kitle var. 4 - 4,5 milyon hane sosyal yardım alıyor. Sosyal yardımlar sınırlı sayıda yapılıyor ama propaganda şu, iktidar değişirse yardımları alamazsınız. Sosyal yardım alanları yüzde yüz bilemiyorum ama belediyelerimizin olduğu yerlerde ulaşmak mümkün. 

Aynı propagandayı yerel seçimlerde yaptılar. Oysa hiçbir yardım kesilmedi. Tam tersine arttı. İstihdam alanı da yaratıldı. Belediye başkanlarımız yardım yapıyor ama kişinin onurunu koruyarak yapıyorlar. Ekrem Bey seçilmeden önce süt yardımını ifade etmişti. Sayın Erdoğan hani yapmıyorsunuz demişti. Aylardan beri yapılıyordu ama afişe edilmiyordu.

Kişinin yoksulluğunu ancak sosyal devlet bilecek. Aslında bu insani bir kural. Bir kişi yoksulsa kabahat onda değil sistemde. İş verseniz yoksulluk sınırını aşacak.

Yoksulluğun istismar edildiği alanların da farkındayız. Yoksul olmadığı halde yardım yapılanları da biliyoruz. Ekrem Bey ailelerin durumuyla ilgili rapor çıkarmaya başladı. Durumu iyi olanların yardımını kesti. Sosyal yardımlar yapılırken hiçbir parti ayrımı yapılmadı. Kişinin siyasi görüşü dikkate alınmadı. AK Parti bunun tam tersini yapıyor. Kendi tabanını tutmak istiyor. 

"VATANDAŞ DIŞ GÜÇLER SÖYLEMİNE İNANMIYOR"

"Kandil" dilinin hiçbir etkisi yok. Asgari ücreti yeteri kadar artırmayın diyen dış güçler mi? Niye yapsın? Saçma. Her ülke elbette dünyada rekabet içindedir. Siz kendinizi dış güçlere teslim ettiyseniz o ayrı. Her ülke kalkınmak ister. Siz kalkınmıyorsunuz, milleti kuru soğana mahkum etmişsiniz, dış güçler mi diyor memur maaşlarını düşük tutun. Onlar mı diyor enflasyonu yüksek tutun. Şimdi dolar kuru çıktı. Merkez Bankası ayrı, Kapalı Çarşı ayrı, bankalar ayrı. Yönetemiyorlar. 

Ben sıradan vatandaşların dış güçler söylemine inandığını sanmıyorum. Türkiye’nin güçlü olması ve büyümesi hepimizin ortak arzusu. Dış güçler mi diyor çay fiyatını şöyle yap. Hayır, sen yapıyorsun. Çay fiyatını maliyetinin altında belirliyorsan dış güçler diye, o zaman sen teslim olmuşsun. Millet yemiyor artık. 

FAHRETTİN ALTUN'A UYARI

Neyi önünü almaya çalışıyormuşuz? Bildiğini açıklasın. bu yönde bir bilgi geldi ama her gelen bilgiyi kullanmıyoruz. Bunu doğrulattık. Yurt dışında deep web dediğimiz, "büyük sahtekarlık", ses ve görüntüleri değiştirerek olumsuz propaganda ile karalamak istiyorlar. Bu bilgiyi araştırdık ve evet doğru. Yurt dışından hacker'larla sözleşme yapıldığı ve Bitcoin üzerinden ödeme yapıldığı bilgisi geldi. Şu an bunu yapanlar uluslararası casus şebekelerinin tuzağına düşmüş durumda. Karalama kampanyasıyla beni suçlamak istiyorlar ben de açıkladım. Biliyorsan açıkla, neden açıklamıyorsun?

Ben MIT’den çıktıktan sonra önce New York’ta meşhur gökdelenin önünde video çektim, oradan da Washington. O yol üzerinden kurgu yapmaya, ses kaydı görüntü üretme çalışıyorlar diye bilgi geldi. Benim arabamda devletin polisi de var.

İktidarı kaybedeceklerini biliyorlar. İftira ve yalanla seçimi kazanma arayışındalar. İletişim Başkanlığı, iletişim başkanlığı olmaktan çıkmış. Bu tablo, panik içinde olduklarını gösteriyorlar. Ne varsa açıklayın. Bizim gizli saklımız yok.

Doğru olmanın dışında hiçbir önleme gerek yok. Bunların sahte olduğunu saptayacak programlar da var. Bu konuda da önlem aldık. Çıktığı anda sahte olduğunu ortaya koyacağız. Acı olan devleti yönetenlerin düştüğü acizlik. İnsanda utanma olur. Er meydanına çıkarken eşit çıkarlar. Devletin bütün gücünü arkana almışsın. Beni yenemezsin. Ahlaklı olursan otur karşıma. Buyur hayatımı sorgula. Bütün attığım imzaların olduğu evraklar devlet arşivinde. Parlamento konuşmalarım da meydanda. Çamura yatıyorlar. 

Son 10 günde yapılacak demiştim, ek bilgi gelmedi. Ben bunu açıkladım. Seyahatlerimde ilgili hazırlık olduğu bilgisi geldi. 

Namuslu bürokratlar var. Seçiminde sağlıklı zeminde yapılmasını istiyorlar. İftiranın ve bel altı vuruşun doğru olmadığını biliyorlar. Tüm organlar tümüyle bozulmuş değil. 

SOYLU'NUN "BÜYÜKELÇİ" İDDİASI

Açıklasın ses kaydını. Kayıt varsa açıklasın. Ünal Bey’in yakından uzaktan bilgisi yok mutabakat metniyle. 6-7 aylık zamanda saygın insanlar ortaya çıkardı. İngilizceye çevirttik sonra. Bütün kütüphanelere, bütün büyükelçilere gönderdik. Gizli saklı bir şey yapmıyoruz. AB büyükelçileriyle yıl sonlarında bir araya geliriz. Belli aralıklarla da. Dış Politika danışma kurulumuz da var. Tartışırız kendi aramızda. Bunlar Cumhuriyet Halk Partisi’ni bilmiyor. Biz her şeyden önce ülkemizin çıkarları vardır. Bunun için mücadele ederiz.

"SURİYE İLE HEMEN BÜYÜKELÇİLİKLER AÇILACAK"

Yüzde 99,9’unun sigortası yok. Hepsi kaçak çalışıyor. Asgari ücretin yarısına çalışıyor. Robottan ucuz. Sanayi durur diyorlar. Emek sömürüsü üzerine sanayi kurulur mu? Bu Türkiye’nin itibarına yapılmış en büyük haksızlıktır. 

Avrupa Birliği bu fonları vermek zorunda. Eğer vermezsen bu insanları burada tutmayacağız. Sen istiyorsun burada kalsınlar. Hayır, kendi ülkelerinde daha huzurlu yaşarlar. Esad’la görüşeceğiz. Büyükelçilikleri hemen karşılıklı açacağız. 

Türkiye zaten Orta Doğu’nun dominant ülkesi. Neyden korkalım biz? Can ve mal güvenliklerini sağlayıp yollayacağız Suriyeli kardeşlerimizi. Protokol yapacağız.. Suriye’den benim topraklarıma bir tek terörist gelirse ben yeniden gelirim kardeşim. Biz bunlar gibi yönetmeyeceğiz devleti.

SURİYE TEZKERESİNE NEDEN HAYIR DEDİLER?

Bir şey daha var. Medya da üzerinde durmadı. Suriye tezkeresine biz hayır dedik. Tezkerede, "Terörle mücadelede cumhurbaşkanı yabancı ülke askerlerini Türkiye’ye davet edebilir" diye bir şey var. Ne işi var ülkemde. Ben milliyetçiyim. Terörle mücadelede 30-35 yıldır yabancı askerler mi mücadele ediyordu? Hayır. Terörle mücadelede bedel ödeyen bizim insanlarımız. Kim bu yabancı asker? Erdoğan’a sordum, cevap yok. Bahçeli’ye de sordum. Sen nasıl Milliyetçisin? O nedenle hayır dedik Hemen koştular, vay efendim terör örgütüne destek veriyor. Bunun duyulması, anlatılması lazım.

Neden terör örgütlerinin isimlerini saymıyorsun diyorlar. Onun adını andığın zaman propagandasını yapmış oluyorsun. Biz de devlet geleneği var. Terör örgütünün adı anılmaz. Devlet ne diyorsa onu söyleyelim diyoruz. Diyorlar ki illa propagandasını yap.

SEÇİM GÜVENLİĞİ

Milletim teslim etmez sözünü politik kabul ediyorum ve biraz anlayışla karşılarım ama bizim kazanmamızı darbe olarak tanımlamak demokrasiye inanmamaktır. Seçimi öne alan sen, Meclis'i fesheden sen, vatandaşın önüne sandıkları koyduran sen. Şimdi diyorsun ki "vatandaş oy kullandı, benim adım çıkmazsa darbedir." Yani halka güvenmiyorsun. Devleti tek kişinin yönettiğinin somut bir örneği. Sandığı koydum, ben çıkarsam olur çıkmazsam olmaz. Klasik diktatör anlayışı. 

Yargıyı kontrol altına aldıklarını biliyorum. YSK’ya, AA ve TRT’ye güvenmiyoruz. Tam bir buçuk yıldır sandık güvenliği için çalışıyoruz. Deprem oldu, deprem sonrası da çalışma yaptık. Arkadaşlar sandıkların yüzde 99,9’unda temsilci bulundurdu. Onlara tek tek telefon ediliyor. Siz hangi sandıkta görevlisiniz diye soruluyor. Doğru yanıt veriyorsa tamam. Yanlış yanıt veriyorsa müdahale ediliyor. Bunların tamamı eğitildi. Sigara içmek için bile dışarı çıkmayacaklar. İmzaladıktan sonr atutanağın fotoğrafını çekip Genel Merkez’e gönderecekler. Elimizde ıslak imzalı tutanaklar olacak.

Diğer 5 parti de var. Onlar da temsilci gönderecek. Arzu ederlerse yeteri kadar müşahit de görevlendirebileceğiz. Rakamlar bize geldikten sonra kamuoyu ile kendimiz paylaşacağız. 

İstanbul seçimlerinde bir ara AA ve YSK verileri açıklamadı. Yargının yüz karası bir olaydır bu. Cumhuriyet tarihimizde böyle bir rezalet yaşanmamıştır. 

YSK üyeleri yeniden seçildi ve yakından takip ediyoruz. Saray’dan gelen talimata göre görev yapmaya kalkarlarsa, Saray’ı nasıl kazanmış gösteririz arayışına girerlerse gerekli cevabı vereceğiz. İttifakın partileri olarak bu konuda hassasız ve çalışıyoruz.

"SEÇİM GECESİ SOKAĞA ÇIKMAYIN"

Partililerimize ve vatandaşlarımıza sesleniyorum, seçim gecesi galip geldiğimizde kimse sokağa çıkmasın, sevinç gösterileri yapmasın. Ertesi sabah nasılsa netleşecek ve YSK mazbatamızı vermek zorunda kalacak. Çünkü gece çıkılırsa taşkınlık olabilir. Bazıları provokasyona gelebilir. Eli silahlı unsurlar sokağa çıkabilir. Buna izin vermeyecek bir ortamı yaratmak zorundayız.

Ekrem Bey’in ikinci kez seçime gitme durumu ortaya çıktığında arkadaşları topladım. Bazıları protesto edelim dedi. Hayır dedim gireceğiz ve alacağız. Çünkü bu ülkenin insanlarının adalet duygusuna güveniyorum 

Burada umarım benzer sonuçlar çıkmaz. Zaten 50,5 değil, daha fazla farkla alacağız. 

İstanbul seçimlerinde olduğu gibi bir iptal beklemiyorum. Denediler ve olmadığını gördüler.

Ben Ankara’da olacağım. Hemen hemen büyük metropollerin tamamında gönüllü avukatlar okulların önünde görevli olacak. Bir şey olursa hukuki müdahale edecek. Seçim gecesi ve seçimden sonrasını henüz netleştirmedik.

ŞAMPİYONLAR LİGİ

Kadrolarla ilgili herhangi bir görüşme yapılmadı. İttifakı oluşturan liderler oturacak karar verecek. Yolu yöntemi konusunda ilkeyi belirledik .Her partiye bir bakanlık. Alınan oy sayısına göre bakanlık sayısı belirlenecek. En son durulması gereken konu bakanlıklar. Önce bürokrasi üzerinde durmamız lazım. 

Bakanlıktaki bürokratlar önce bakanlığın durumuyla ilgili bakana brifing verecekler. Çünkü bunların bir kısmı istifa etmiş sayılacak. Düzgün insanlar yerinde kalacak. 

En kritik konu ekonomi. MB Başkanı kim olacak? BDDK başkanı kim olacak? EPDK Başkanı kim olacak? İçeride ve dışarıda güven veren insanları atamak zorundasınız. Bakanın bir önemi yok. Bürokrasi siyasi kararların artısı ve eksisini siyasi  otoriteye soracak. Bürokrasi devlet demektir. Bakan ise arti demektir. Bunlar devleti partileştirdiği için…

Kinle devlet yönetilmez. Kişinin siyasi görüşü hiç önemli değil benim açımdan. Önemli olan işi iyi yapıyor mu yapmıyor mu? Aşırı siyasallaşmamış, devlet terbiyesi bile, siyasetçiyle konuşurken doğruları söyleyen bir yapı istiyoruz.