Kılıçdaroğlu'ndan zam tepkisi: Vatandaşlar "neden sesiniz çıkmıyor" diye bağırıyor, asıl sizin sesinizin çıkması lazım

Kılıçdaroğlu'ndan zam tepkisi: Vatandaşlar "neden sesiniz çıkmıyor" diye bağırıyor, asıl sizin sesinizin çıkması lazım
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bayburt'taki "Maalesef hırsızlar çok" ifadesi hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, "Vallahi doğru. Saray'da sağına bak, soluna bak...

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bayburt'taki "Maalesef hırsızlar çok" ifadesi hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, "Vallahi doğru. Saray'da sağına bak, soluna bak kesin göreceksin. Önüne, arkana bak kesin göreceksin. Aynaya bak kesin göreceksin. Hırsızları temizlemek benim görevimdir" dedi. Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada, iktidarın uyguladığı ekonomi modelini "soykırım ekonomisi" olarak nitelendirirken, peş peşe gelen vergi ve zamları da eleştirdi, AKP'ye oy veren seçmene, "Böyle bir soygun düzenine siz nasıl evet dediniz ya? İnsan biraz vicdan sorgulaması yapar. Torunlarını, çocuklarını düşün kardeşim!" diye seslendi. Kılıçdaroğlu, "85 milyonu bir avuç çeteye hizmet eder hale getirdiler. Zamlar her yerden yağmaya başladı. Her şeye zam geldi. Vatandaşlar neden sesiniz çıkmıyor diye bağırıyor. Asıl sizin sesinizin çıkması lazım" dedi. 

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Vatandaşlarımız zor durumda olduğunu biliyorum. "Neden sesiniz daha gür çıkmıyor" diye sitem ettiklerini de biliyorum ama biz sesimizi çıkaracağız ama 25 milyonu arttırmak şartıyla. Bugün şikayet eden AK Parti'ye oy veren kardeşimi birisinin gidip ziyaret etmesi lazım. Ben edeceğim zaten ama diğer arkadaşımın da ziyaret etmesi lazım. Vatan sadece benim vatanım değil hepimizin, sıkıntıyı sadece ben çekmiyorum. Kendisine verilen sözlere kanarak, bugün bir soykırım ekonomisini uygulayan iktidara asıl oy verenlerin bir ders vermesi lazım, bunu bekliyorum. Onların biraz seslerini yükseltmesi lazım. Ben bunu bekliyorum.

Sel felaketi

İklim değişikliğiyle beraber afetler bizi bırakmayacak. Karadeniz'de yaşandı bir kişi hayatını kaybetti. Zonguldak, Bolu, Bartın, Düzce, Karabük, Kastamonu ve Ordu illerinde afet yaşandı. Oraya derhal ve derhal ABB, İBB, İzmir ve Eskişehir Büyükşehir Belediyeleri ve Kırşehir Belediyemiz yardımlarını gönderdiler. Biz Karadeniz'deki vatandaşlarımızın en azından yaralarının sarılması için elimizden geleni gösteriyoruz. Kim dara düşerse onların yanında oluruz.

Srebrenitsa Katliamı

Bu hafta Srebnitsa Soykırımı anılacak. Avrupa'nın göbeğinde bir soykırım gerçekleştirildi. Avrupa uzun süre seyretti bunu. O nedenle Avrupa'nın etik değerlerinin sorgulanması lazım. Haksızlık karşısında susan bir uygarlığı kabul etmiyoruz. 11 Temmuz 1995'de katliam başladı. Bu büyük dramda hayatını kaybeden kardeşlerimize Allahtan rahmet diliyoruz. Bunun acısı unutulacak gibi değildir. Türkiye'nin bu konuda biraz daha cesur olması lazım.

"Bu olaylar bizi yıldırmayacak"

Cezaevlerimiz tıka basa dolu. Gazetecinden avukatına, doktorundan mimarına kadar herkes geçiyor. Siyasi gücü olanlar adamını bulup hemen çıkabiliyorlar. Gazeteci yazdıktan sonra yakalayıp yeniden cezaevine koyuyorlar. Hatay Milletvekili Can Atalay hala içeride. Merdan Yanardağ, mahkumiyet kararı olmamasına karşı içeride ve RTÜK, TELE1'e ceza yağdırdı. Bunlar aslında hepimizin bildiği anti demokratik bir ülkede karşılaştığımız olaylardır. Bu olaylar bizi yıldırmayacak. Hep beraber, hep birlikte mücadelemizi sürdüreceğiz. 2019'da bunlar parlamentoya adli reform diye bir uygulama getirmişlerdi. Basın hürdür sansür edilemez.

İsveç'in NATO üyeliği

NATO'da kararlar oybirliğiyle alınır. Bir ülke üye olmak istiyorsa herkesin kabul oyu vermesi gerekir. İsveç'in NATO'ya üyeliği dolayısıyla terör örgütü mensuplarını koruduğu, ülkesinde tuttuğu için Türkiye "Hayır" dediler. "Asla üye olamazlar" diye ifadeler kullanıldı. İsveç, geri adım atmadı. İsveç'te bizim kutsal kitabımızı yaktılar. Sonra ne oldu? Biden telefon etti Erdoğan'a. Erdoğan 180 derece döndü. "Evet" diyeceğiz dedi. Dün söylediğinizi bugün neden inkar etti? Teröristleri hala koruyorlar mı? Sen dün hayır diyordun bugün neden evet dedin? "Bize Avrupa Birliği'nde destek verecek" diyorlar. Orası NATO kardeşim, AB değil. Seni alacaklarını hiç söylemediler. Şu geldiğimiz hale bak. Yalan üzerine dış politika oluşturuyorsunuz. Bu kabul edilecek bir şey değil. Bizi AB'ye alacaklarsa, demokratik standartlar var onları yerine getirmezseniz almazlar. 84 milyona demokrasiyi getiriyor musun? AB'nin yolu Can Atalay, Osman Kavala, Merdan Yanardağ, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman bunlardan geçiyor, serbest bırakacak mısın? Kim seni alacak? AB'nin yolu Selahattin Demirtaş'tan, Emine Şenyaşar'dan, tweet attı diye gözaltına alınan gencecik çocuklardan geçiyor. Cumartesi Annelerinin yolunu hepimiz gözlemek zorundayız. Benim gözümde Diyarbakır Anneleri neyse Cumartesi Anneleri de odur. Memleketi cehenneme döndürüyorsun, telefon geliyor koşa koşa gidiyorsun. Nas diyorsun, bütün söylediklerini inkar ediyorsun ondan sonra da ben kabul ediyorum diyorsun. Merak ediyorum Meclis'te ne diyecekler?

"Memleketi borç batağına soktular"

Eğer bir Allah'ın kulu "Bu memlekette adalet vardır" diyorsa gelsin beni görsün. Beni ikna etsin. Adım gibi eminim bu memlekette adaletin olmadığını herkes biliyor. Enflasyon, Türk Lirası'nın değerinin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. İktidar oldular, tek başlarına iktidar oldular. Tek başlarına iktidar olduklarında devletin hazinesi, maliyesi toparlanmış mıydı evet. Fabrikaları sattılar. Bankaları sattılar. Bu paraları ne yaptılar hala hesabını veren yok, yetmedi memleketi borç batağına soktular. Borçlarını ödemek için ne yapacağını yine borç verenler söylüyor. Şunu bakan şunu merkez bankası başkanı yapacaksın diye. Şimdi satacak bir şey kalmadı. THY, Turkcell var. Körfez ülkelerine gittiler, para dileniyorlar. Vurgun için yabancı sermaye faizin yükselmesini bekliyor. Bir miktar yükseldi ama yetmiyor. Uluslararası tefecilere teslim oldu faizi bir kademe arttırdı şimdi arkası gelecek. Yerel seçimlerden sonra da faizler pik yapacak. Uluslararası tefeciler Erdoğan'ın kaç kalibrelik olduğunu iyi biliyorlar.

"Ekonomik soykırım programı"

Zamlar her taraftan yağmaya başladı. Vatandaşlar bağırıyor "Neden sesiniz çıkmıyor" diye. Benim değil asıl sizin sesinizin çıkması lazım. Sadece zamlar değil, yağmur gibi vergiler geldi. Artık öyle bir noktadaki vergilerin anayasaya uygun ya da aykırı olmasına hiç bakmıyorlar. Biz nasıl olsa Cumhur İttifakı'yız diyor. Kanun teklifinde "deprem dolayısıyla bu vergileri alıyoruz" diyorlar. Sen Türkiye Tek Yürek kampanyası açtın, bağış yapacağız dediler vermedi para, niye adlarını açıklamıyorsun?

Gelen zamlar, vergiler kimin işine yarıyor? Bahçeli, "8 bin 77 TL liralık seyyanen artışın, kök ücrete ve aynısı ile emekli maaşlarına yansıtılmasıdır" diyor. Elinden tutan mı var? Meclis'e getir, biz destekleyeceğiz. Saraydan izin alması lazım... Kimin işine yarıyor bu ekonomik soykırım programı? Döviz kurundaki bir liralık artış devlete yükü 145.5 milyar lira.

Kimlerin çarkına dolarlar, eurolar akıyor?

  1. Erdoğan'dan dolarla ihale alanlar. Beşli çete diyoruz.
  2. Dolarla gelir garantisi verilenler.
  3. Dolarla devlete borç para verenler.
  4. Kur Korumalı Mevduat sahipleri.
  5. Aldığı borca devletin hazinesini garanti gösterenler.

85 milyona fatura çıkarıyorlar. Onun için bu program bir ekonomik soykırım programıdır. Bu beş dediğim grup, soykırım ekonomisinin baş aktörüdür. Bunların hamisi de Recep Tayyip Erdoğan'dır. Kendi dünyalıklarını da yaptılar. Bu millete söz vermiştim. O götürdükleri 418 milyar doları kuruşu kuruşuna getirecektim. Ama sözümden dönmüş değilim. Göreceksiniz, tarih o 418 milyar doların Türkiye'ye nasıl getirildiğini yazacaktır.

Erdoğan'a hırsız yanıtı

Erdoğan, Bayburt'ta "Maalesef hırsızlar çok" demiş. Vallahi doğru. Saray'da sağına bak, soluna bak kesin göreceksin. Önüne, arkana bak kesin göreceksin. Aynaya bak kesin göreceksin. Hırsızları temizlemek benim görevimdir.