Kılıçdaroğlu'ndan Bahçeli'ye "tezkere" yanıtı: Yabancı asker postallarının topraklarımızı çiğnemesine evet diyor musun?

Kılıçdaroğlu'ndan Bahçeli'ye "tezkere" yanıtı: Yabancı asker postallarının topraklarımızı çiğnemesine evet diyor musun?
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında yakında Meclis'e gelecek olan Irak ve Suriye tezkerelerine ilişkin kendisini hedef alan MHP lideri Bahçeli'ye seslendi. Kılıçdaroğlu, "Yabancı asker postallarının Türkiye...

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında yakında Meclis'e gelecek olan Irak ve Suriye tezkerelerine ilişkin kendisini hedef alan MHP lideri Bahçeli'ye seslendi. Kılıçdaroğlu, "Yabancı asker postallarının Türkiye topraklarını çiğnemesine evet diyor musun demiyor musun?" diye sordu.

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, Irak ve Suriye tezkeresine kapıyı kapattı. Tezkereye 'evet' diyeceklerini açıklayan MHP lideri Bahçeli'ye tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Yabancı asker postallarının Türkiye topraklarını çiğnemesine evet diyor musun demiyor musun?" diye sordu.

Kılıçdaroğlu'nun satırbaşları şöyle:

10 Ekim Gar Katliamı'nın 8'inci yılı. Tarihimizde ilk kez bir terör eylemi dolayısıyla 103 vatandaşımız hayatını kaybetti. Yaşlısı, genci, kadını, erkeği... Bizim hem bu olayın takipçisi olmak hem de bir daha olmaması için çaba harcamak görevimizdir.

Geçen hafta Can Atalay'ı, Osman Kavala'yı ve Tayfun Kahraman'ı Silivri'de ziyaret etti. Ayrıca Çiğdem Mater ve Mine Özerden'i de Bakırköy Cezaevi'nde ziyaret ettim. Devleti devlet yapan o devletin temel kurumlarıdır. Devletin temel kurumları üç ayak üzerine inşa edilir. Yasama, yürütme ve yargı. Çağdaş demokrasilerde buna bir dördüncü ayak da eklenmiştir o da medya. Az önce isimlerini saydığım insanlar aslında haksız yere hapiste tutuluyorlar. Adaletin çürüdüğünü, yasama organının bu çürümeye katkı verdiğini, yürütme organının ise bu çürümede ana aktör olduğunu hepimiz biliyoruz. Barış Pehlivan'ı da görmek istedim. Kendisinin Maltepe'ye nakledilmesi dolayısıyla görüşemedim. Bu vesilesiyle buradan kucak dolusu sevgilerimi, saygılarımı göndermek isterim.

"Türkiye, borç para buldu diye sevinen bir ülke noktasına geldi"

Şu anda toplumun canını yakan bir sorun var; ekonomi. Alışveriş yaptığınızda canınızın yandığını görürsünüz. Ekonomi artık dikiş tutmuyor. 200 lirayla ancak 20 tane simit alabiliyorsunuz. Türkiye, borç para buldu diye sevinen bir ülke noktasına geldi.

Pamuğun üretimi kilo başına 24 liranın üzerinde. Verilen fiyat 20 lira. Pamuk ekmeyin diyorlar. Her şeyin dışarıdan geldiği bir ülke haline geleceğiz. Hayat pahalılığı her eve yansıyınca öğrencilere de yansımış oluyor. 21 yıldır barınma sorununu çözemediler. Öğrencilerin başka yerlere mahkum olmasını istiyorlar. Yurt sorununu çözemediler. Fahiş ev kiraları var. Üniversiteye giden evladını aileler nasıl destekleyecek? Üniversitede kantinlere de zam geldi. Gelen zammı öğrenciler protesto ediyorlar.

Emekliler için artık bir şey söylemeyeceğim. Ta en baştan beri Ramazan ve Kurban bayramlarında birer maaş alsınlar diye verdiğim mücadele sonunda bir noktaya geldi. Yine ısrar ettik. Emekliler geçinemiyorlar. "5 bin lira ikramiye vereceğiz" dediler. Çalışanlara vermiyorlar. İlk kez bizim tarihimizde emekliler ayrımcılığa tabii tutuluyor.

İsrail-Filistin çatışması

Orta Doğu'da yine silahlar patladı. Filistin Kurtuluş Örgütü, 15 Kasım 1988'de Cezayir'de Filistin Devleti kurulduğunu açıkladı. Bugün dünyada 138 devlet Filistin'i kabul ediyor. BM'de de gözlemci devlet oldu. Gazze ise İsrail çekildikten sonra Hamas'ın kontrolüne girdi. Hak aramak ayrı bir şeydir. Gazze'de 2-2,5 milyon Filistinli yaşar. Büyük sorunları var. Filistin halkının haklı davasını savunmak her demokratik hakkıdır. 1975'lerde devrimci gençler destek vermek için gittiler. Onların mezarlarının Filistin'de olduğunu unutmadık. Hiçbir haklı dava sivillerin öldürmesine haklılık kazandırmaz. Bu sorunun çözümü için çaba harcanmalı. Artık bu sorunun çözülmesi gerekiyor. Olayların büyümeden bu davanın sonlanması gerekiyor.

Bahçeli'ye tezkere yanıtı

Devlet olarak biz öteden beri bütün komşularımızla iyi ilişkiler kurardık. Önümüzde bir tezkere var. "Terörle mücadele edeceğiz" diyorlar. Hiçbir zaman terörle mücadelenin karşısında olmadık. Şimdi önümüze bir tezkere gelecek. Elbette ki terörle mücadele konusunda her şeye biz "evet" deriz ama anlamadığım bir şey var. "Yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması" diyor. Birinci sorum Bahçeli'ye. Partinin adı Milliyetçi Hareket Partisi, MHP olarak "evet" diyeceğini söylüyorsun. Yabancı asker postallarının Türkiye Cumhuriyeti topraklarını çiğnemesine evet diyor musun demiyor musun? Asla ve asla yabancı bir askerin Türkiye'ye gelmesini istemiyorum. Bahçeli'ye ikinci sorum; bu yabancı askerler kimler? Hangi askeri terörle mücadele için Türkiye'ye davet edeceksiniz.

Öyle bir noktaya geldik ki, helikopterimiz düşürülür yabancılardan duyarız. Akdeniz'de gemimiz basılır yabancılardan duyarız. SİHA'mız düşürülür onu da yabancılardan duyarız. Gemin basılacak gıkın bile çıkmayacak. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu duruma hiç düşmemişti.

Suriye'de askerlerimiz şehit edildi. Vuran Rusya'ydı. Erdoğan soluğu Putin'in kapısında aldı. Şehit olan bizim askerimiz. Özür dilemesi gereken biri varsa onlar. Şimdi bunlar kalkmışlar bizim milliyetçiliğimizi sorguluyorlar. Siz milliyetçiliğin M'sini bile bilmezsiniz.

Bu yabancı askerler kim? Tık yok. Bizi suçluyorlar, "Teröre destek veriyorsunuz" diye. Akıl tutulması.

Erdoğan ve Bahçeli'ye sorular

Erdoğan ve Bahçeli'ye üç soru soracağım.

  1. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu yöneticileri yolsuzluk yaptığında haklarında soruşturma ve kovuşturma açılmayacaktır diye kanun teklifi gelirken, bu tekliften sizin haberiniz var mı?
  2. Dünyanın hangi parlamentosunda yolsuzluklar hakkında araştırma ve kovuşturma yapılamaz diye bir kanun çıkmıştır?
  3. Sizin aklınız erer mi ermez mi bilmiyorum ama ilkokula giden bir çocuğa sorun. Herhangi bir kamu kurumunda yolsuzluk yapanlar hakkında araştırma ve kovuşturma yapılamaz diye bir kanun çıkarsa buna siz evet mi dersiniz hayır mı dersiniz? Adım gibi eminim "hayır" diyecektir. İlkokul öğrencisinin bile kabul etmediği olayı siz hangi gerekçe ile kabul ettiniz?

Ben ülkesini seven biri olarak AYM Başkanı'na mektup yazdım. "Bu kanunu iptal edin" dedim. Benim gösterdiği duyarlılığı Erdoğan ya da Bahçeli gösterdi mi?