Kılıçdaroğlu: Erişim engeli getirilen konuşmam TBMM Genel Kurulu'nda okunacak

Kılıçdaroğlu: Erişim engeli getirilen konuşmam TBMM Genel Kurulu'nda okunacak
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar'ın HSK'ya yazdığı mektuptaki iddiaları dile getirdiği grup toplantısı konuşmasına erişim engeli gelmesine ilişkin, "Erişim engeli getirilen konuşma...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar'ın HSK'ya yazdığı mektuptaki iddiaları dile getirdiği grup toplantısı konuşmasına erişim engeli gelmesine ilişkin, "Erişim engeli getirilen konuşma metnim TBMM Genel Kurulu'nda okunacak ve Meclis'in tutanaklarına geçecek. Bunlar zavallı adamlar. Sizin feriştahınız gelse susturamaz. Adaleti bu memlekete getireceğiz. Muhalefette olsak da getireceğiz" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, "Halkın umudu Kılıçdaroğlu" sloganı ile karşılandı. Kılıçdaroğlu, "Bu sloganı çalışarak atacaksınız" yanıtını verdi.

Cumhuriyet'in 100. yılını kutlayan Kılıçdaroğlu, "Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti! Yaşasın 100 yaşını dolduran Cumhuriyet Halk Partisi!" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun satırbaşları şöyle:

Güzel bir aileyiz. Elbette özgürce tartışacağız ama yüzyıllık birlikteliğimizi önümüzdeki yüzyılda da hiç kimse engellemeyecektir. Yüz yıllık CHP, kale gibi halkın sorunlarına eğiliyor ve çözümleri için çaba harcıyor.

100 yılda bu ülkede bedeller ödendi. Birisi de Ahmet Taner Kışlalı. Ailesini ziyaret ettim. TRT'den Elif Akkuş tutuklandı. Onunda davasını izleyeceğiz. Haksızlık neredeyse karşısında dimdik duran CHP var.

"Erişim engeli getirilen konuşmam TBMM'de okunacak"

Geçen hafta İstanbul'da bir cumhuriyet başsavcısının Ankara'ya yazdığı dilekçeyi gündeme getirmiştim. "Yargı içerisinde çeteler oluştu" demişti dilekçesinde. Bıçak kemiğe dayandı demektir. Devletin temelinin sarsıldığını hepimiz kabul etmeliyiz. Bunu dillendirdim, mektubu okudum. Habere erişim engeli getirdiler. Siz istediğiniz kadar engelleyin, şu an gidin sokağa vicdanlı her bir vatandaşa sorun "Türkiye'de adalet var mı?" diye. "Hayır" diyeceklerdir. Bu dilekçe ilerde yargı tarihini yazacaklar için de önemli bir belge olarak önümüzde duruyor. O dilekçe de söz etmediğim bir cümle daha var. "Yapılan görevlendirme ile sürekli aynı hakimin nöbetini takip eden avukatların bu işte menfaat temin eden hakimlerin tespit edilip HTS, banka kayıtlarının araştırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır" diyor. Dün Cumhuriyet'ten Barış Terkoğlu da yazmıştı bu konuyla ilgili, "Hapishanede bile bu çeteler Anadolu Adliyesi'nde yeni bir mahkeme kurulacağını ve başkanlarına da hangi hakimin getirileceğini biliyorlardı" diyor. Ben Yenikapı Mitingi'nde "Adliyeye, camiye, kışlaya siyaseti sokmayın" demiştim. Bunlar adliyeye siyaseti soktular. Erişim engeli getirilen konuşma metnim TBMM Genel Kurulu'nda okunacak ve Meclis'in tutanaklarına geçecek. Bunlar zavallı adamlar. Sizin feriştahınız gelse susturamaz. Adaleti bu memlekete getireceğiz. Muhalefette olsak da getireceğiz.

İsrail-Filistin çatışması

Bütün dünyanın gözünün önünde masum çocukların katledildiğini görüyoruz. Filistin'de... Kendilerini uygar dünyanın bir parçası olarak tanımlayan o sözde devletlerin yöneticileri ne yapıyor? Akan kanı mı durduruyor? Utanmasalar alkış tutacaklar. Hastane bombalanır mı? Bir insanın gözü dönmüşse ve kendi koltuğuna düşkünse (Netanyahu) için söylüyorum onlar giderler elbette hastaneyi de bombalarlar.

Türkiye'nin dış politikadaki güven kaybı

Orta Doğu ateş topuna döndü bizimkiler bağırıyor "Biz gelip arabulucu olalım mı?" diye. Kimse bu sesi duymuyor. Niçin kimse duymuyor? Türkiye dış politikada güvenilir olmaktan çıktı. Onlar kalktılar dış politikayı, iç politika gibi kullandılar. Mısır ile kavga ettik. Niye kavga ediyorsun Mısır ile? Bizim ülkelerinin yöneticileri Orta Doğu'nun kralları gibi olmak istiyor.

Türkiye geçmişte sorunları çözmeye talip olmazdı, davet edilirdi. Şimdi bizimkiler "Biz size arabuculuk yapalım" diyor, kimse dinlemiyor. Şimdi arabuluculuk rolünü Katar'a verdiler.

ABD, iki uçak gemisi gönderdi. Erdoğan bağırıyor, "ABD nere, Akdeniz nere? Ne işin var senin orada" diye. Senin damadının Amerikan uçak gemisinde ne işi var? İkili oynamayacaksınız.

Rüşvet alandan büyükelçi yaparsanız, Türkiye'nin dış politikası güven vermez. Rüşvet aldığı herkesin bildiği siz Türkiye'yi temsil etmesi için atarsanız güvenilmez. "Bu can bu bedende kaldıkça papazı asla teslim etmem" diyordu. Tıpış tıpış teslim ettin. Sana kim güvenecek? Dış politikada güven kaybı çok temel bir kayıptır. Türkiye'de bir cinayet işlenecek, davayı cinayeti işleyene teslim edeceksiniz. Mavi Marmara'da insanları göndereceksiniz, sonra "Bana mı sordunuz?" diyeceksiniz.

Cumhuriyet 100. yaşında

Cumhuriyet'in 100. yaşını kutlayacağız. Biz, Cumhuriyet'i kanla, gözyaşı ile kurduk. Ağır bedeller ödedik. Ülke işgal altındayken babalarımız, dedelerimiz, annelerimiz büyük mücadele verdiler. Milli Kurtuluş Savaşı sıradan bir savaş değil. Ağır bedellerin ödendiği bir savaştır. Bütün mazlum milletlere örnek olduk. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bütün o mazlum ülkelere önderlik eden bir ülkedir. 100. yılında şu iktidarın ve onun destekçisi bir partinin oylarıyla yabancı askerler Türkiye'ye davet ediliyor. Eğer bir iktidar, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılında terörle mücadelede kendi ordusuna güvenmeyip, yabancı askerleri Türkiye'ye davet ediyorsa artık o iktidarın bu ülkeye vereceği hiçbir şey yoktur. Bu topraklarda yabancı asker postalı istemiyoruz.

Cumhuriyet'in 100. yılını büyük bir coşkuyla kutlamayacağız. Toplumun her kesimi bu duyarlılığı paylaşmalı. Dünyaya söylemeliyiz; ikinci yüzyıla adım atıyoruz.

Filistin'de olaylar var, çocuklar katlediliyor, evet. "Biz şenlikleri erteleyelim" diyorlar. Bir 100 yıl sonra mı şenlik yapacaksınız? Bunlar şenliği başka anlıyorlar galiba. Anmak demek, kutlamak demek. Anıtkabir'i ziyaret etmek demek. Eğlenmek, gülmek demek. Katar Büyükelçiliğimiz, 100. yıl kutlamasını ertelemiş ama beyefendi gitmiş düğüne. Düğünde çekilen fotoğrafı gördüm, iki eli önünde süt dökmüş kedi gibi. "Bu Dışişleri'nin yetiştirdiği büyükelçi olamaz" dedim. Telefon ettim. Dışişleri'nin yetiştirdiği biri değilmiş. 100. yılda Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandıracağız. Bütün hedefimiz Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırmaktır.

Bizim belediyelerinin olduğu yerlerde bütün sokaklar, caddeler kırmızı-beyaz olacak. Cumhuriyetimizi, bayramımızı coşkuyla kutlayacağız.

Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti! Yaşasın 100 yaşını dolduran Cumhuriyet Halk Partisi!