Kılıçdaroğlu'nun 'Tezkereye hayır' çıkışına MHP'den tepki: CHP takası su alıyor, kaptansa ehliyetsiz ve liyakatsiz

Kılıçdaroğlu'nun 'Tezkereye hayır' çıkışına MHP'den tepki: CHP takası su alıyor, kaptansa ehliyetsiz ve liyakatsiz
Gazete Pencere Haber Merkezi MHP Genel Başkanı Semih Yalçın, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Devlet Bahçeli'ye yönelik  "Milliyetçiyim diyorsan sen de tezkereye 'hayır' diyeceksin" ifadesine "Kaderdaşlarına kıyamıyor"...

Gazete Pencere Haber Merkezi

MHP Genel Başkanı Semih Yalçın, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Devlet Bahçeli'ye yönelik  "Milliyetçiyim diyorsan sen de tezkereye 'hayır' diyeceksin" ifadesine "Kaderdaşlarına kıyamıyor" yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu'nun "tezkereye hayır" çıkışına ilişkin ise "Her gün su alan CHP takası, siyaset denizinde her an alabora olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Kaptansa ehliyetsiz ve liyakatsizdir" dedi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Türk askerinin Irak ve Suriye'deki görev süresinin uzatılmasına yönelik tezkereyle ilgili sözlerine yanıt verdi.

Yazılı açıklama yapan Yalçın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef alarak "Ancak ne zaman CHP’nin başına FETÖ’nün kaset operasyonları sonrası tepeden inme Kemal Kılıçdaroğlu getirilmiştir, CHP politikalarına yön veren nispî hassasiyetlerin yerini temelli akıl ve basiret fukaralığı almıştır. Kılıçdarolğlu iş başına geldikten sonra kendine bölücü kesimleri, ayrılıkçı oluşum ve partileri yol ve kader arkadaşı olarak seçmiştir. Her ne kadar Kemal Kılıçdaroğlu laf ebeliği ve mugalatalarla kendini avutsa da, milletimiz hakikatin farkındadır" dedi.

Yalçın'ın açıklaması şöyle:

Cumhuriyet’i kuran parti unvanına sahip CHP’nin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun sevk ve idaresinde adım adım bölücülerin saflarına ve emperyalist aktörlerin kucağına savruluş hikâyesini yıllardır ibretle, üzüntüyle seyretmekteyiz. Kuruluşundan bu yana CHP’nin değişmeyen parti ambleminde yer alan altı oktan biri, milliyetçilik ilkesini işaret etmektedir.

Atatürk’ün yıllar önce, “Biz her şeyden evvel milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz.” sözleriyle altını çizdiği gibi; Türk milliyetçiliği, CHP’nin kuruluş ve siyaset ilkelerinin başında gelmiştir. Ancak onun ölümünden sonra, ayrılıkçı ve bölücüler CHP’yi ele geçirerek bu partide yuvalanmışlardır. Atatürk’ten sonra CHP’yi yöneten siyasetçilerin hiçbiri Türk milliyetçiliği lafzını ağzına bile almamıştır. CHP; 40’lı yıllardan itibaren sürekli olarak Türk milliyetçiliği idealine karşı durmakla kalmamış, örgütlü muhalefet ve düşmanlık sergilemiştir.

Hüseyin Nihal Atsız’ın öncülüğünde CHP’nin Marksist politikalarına karşı çıkan Türkçü gençlerin 1944 Milliyetçilik Olayları sırasında başına gelen mezalim malumdur. CHP saflarındaki bilumum Türklük düşmanları; yıllardır Atatürk’ü bir zırh-ı kebir, bir paravan gibi kullanıp onun manevi mirasının arkasına saklanmıştır. Her şeye rağmen CHP, yakın geçmişte Türkiye’nin bekası ve güvenlik öncelikleri doğrultusunda yurt dışına asker sevk edilmesi için TBMM’ye sunulan bazı hükümet tezkerelerine evet demiştir. Ancak ne zaman CHP’nin başına FETÖ’nün kaset operasyonları sonrası tepeden inme Kemal Kılıçdaroğlu getirilmiştir, CHP politikalarına yön veren nispî hassasiyetlerin yerini temelli akıl ve basiret fukaralığı almıştır.

Kılıçdarolğlu iş başına geldikten sonra kendine bölücü kesimleri, ayrılıkçı oluşum ve partileri yol ve kader arkadaşı olarak seçmiştir. Her ne kadar Kemal Kılıçdaroğlu laf ebeliği ve mugalatalarla kendini avutsa da, milletimiz hakikatin farkındadır. Milletimiz, Kılıçdaroğlu’nun cemaziyülevvelini iyi bilmekte ve kendisinin tezkereye neden hayır dediğini de görmektedir. Milletimiz, Kılıçdaroğlu’nun tıynet ve niyetinin idrakindedir. Lozan’ı savunur görünüp CHP’yi Sevrcilerin dümen suyunda götürmesi, milliyetçilikten dem vurup partide PKK sevici ve Marksistleri öne çıkarması, Kemal Kılıçdaroğlu’ndaki tezkere rahatsızlığının şifrelerini vermektedir. Türk askerinin Suriye’de bulunmasından Kemal Kılıçdaroğlu’nun duyduğu rahatsızlığın, çektiği sancının sebebi bellidir.

Kılıçdaroğlu; seçimlerde birlikte hareket ettiği, sözleri ve fiilleriyle destek verdiği bölücülerin Suriye'deki uzantılarının başına bir şey gelmesini istememektedir. Kılıçdaroğlu, kaderdaşı teröristlere kıyamamaktadır. Ne Türkiye'nin bekası, ne de güney sınırlarımızdan ülkeye ve milletimize yönelen terör tehdidi CHP’nin başındaki zatın umurundadır. Kemal Kılıçdaroğlu, PKK’nın Suriye kolu olan PYD’nin bölücü bir örgüt olmadığını ileri sürmüş ve bu kanlı örgütü açıkça müdafaa etmiş bir politik figürdür. Kemal Kılıçdaroğlu’nun milliyetçilik iddiası ise keşişin Müslümanlık taslaması kadar saçmadır. Milliyetçiliği Kemal Kılıçdaroğlu'na sürtseler, bir zerresi bile bulaşmaz. Kılıçdaroğlu milliyetçi değil, zilletçidir. Hiç bölücülükle, PKK hamiliğiyle milliyetçilik yan yana gelir mi? Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün yaptığı grup konuşmasında verdiği huşunet ve hiddet fotoğrafı da ayrı değerlendirilmelidir. MHP’ye celallenmesi, celalîdendir. Uzunca süredir sinirleri ve muvazenesi bozuk olan Kılıçdaroğlu'nun kimyası, CHP genel merkezinin adayı İstanbul il başkanlığı seçimlerini kaybedince büsbütün bozulmuştur. CHP’nin başı manen yıkık viran olmuştur. CHP’nin başı âleme rezil rüsva olmuştur. Köklerinden ve kuruluş ilkelerinden kopan CHP, artık anakronik ve amorf bir parti vaziyetine düşmüştür.

CHP eskimiş, külüstür bir siyaset arabası; köhnemiş, kağşamış bir politika takasıdır. Bu araba, iktidar sokağına park edemeyecek kadar eskimiştir. Her gün su alan CHP takası, siyaset denizinde her an alabora olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Kaptansa ehliyetsiz ve liyakatsizdir. Kemal Kılıçdaroğlu MHP’ye laf yetiştirmeye çalışacağına; bir aynaya, bir de partisinin yanaştığı limana bakmalıdır. CHP’nin başının; Türkiye’de sağduyuyu, sorumlu siyaset anlayışını, ilkeli ve tutarlı duruşu, istikrarı, en önemlisi de Türk milliyetçiliği davasını temsil eden MHP’den öğreneceği çok şey vardır.

Ne olmuştu?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün gerçekleşen grup toplantısında; tezkereye ilişkin “Şimdi önümüze bir tezkere gelecek. Elbette ki terörle mücadele konusunda verilecek her yetkiye biz evet deriz. Ama anlamadığım bir şey var… Tezkerede Cumhurbaşkanı isterse yabancı silahlı kuvvetleri Türkiye’ye davet edecek. Birinci sorum Bahçeli’ye. Partinin adı Milliyetçi Hareket Partisi. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu tezkereye evet diyeceğini söylüyorsun. Sana bir soru, yabancı asker postallarının Türkiye Cumhuriyeti topraklarını çiğnemesine evet diyor musun, demiyor musun? Bu kadar açık. Milliyetçiyim diyorsun. Bu kardeşiniz de milliyetçi, altı okumuzdan birisi de milliyetçilik. Asla ve asla yabancı bir askerin Türkiye’ye gelmesini istemiyorum. Bahçeli’ye ikinci sorum, bu yabancı askerler kimler?… Bir tek yabancı asker istemeden, şimdi beyler diyorlar ki yabancı askerleri Türkiye’ye davet edeceğiz, terör ile mücadele için. Kim bu yabancı askerler? Ben ve bütün CHP’liler, artı bütün vatanseverler, ülkesinin ve bayrağını sevenler bir tek yabancı askerin Türk topraklarına postallarının değmesini asla istemiyorum. Bana soruyorlar, tezkereye niye hayır diyeceksin? Yabancı asker istiyorsan evet de. Hayır, milliyetçiyim diyorsan, sen de hayır diyeceksin” dedi.