Kırmızı Fularlı Kız davası: Yeşil Sol Parti adayı Cengiz Çandar’a hapis talebi

Kırmızı Fularlı Kız davası: Yeşil Sol Parti adayı Cengiz Çandar’a hapis talebi
Gazeteci Cengiz Çandar’ın 2017 yılında paylaştığı bir tweet gerekçe gösterilerek “suçu ve suçluyu övmek” suçlamasıyla yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, Çandar’ın cezalandırılmasını...

Gazeteci Cengiz Çandar’ın 2017 yılında paylaştığı bir tweet gerekçe gösterilerek “suçu ve suçluyu övmek” suçlamasıyla yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, Çandar’ın cezalandırılmasını talep etti. Türkiye’ye döner dönmez savunmasını yapan Çandar, “Aklımın köşesinden suçu ve suçluyu övmek geçmedi. Vicdani olarak duygularımı ifade ettim” diyerek beraatini talep etti.

MLSA'da Eylem Sonbahar'ın imzasıyla yayımlanan habere göre; Çandar’ın kamuoyunda “Kırmızı fularlı kız” olarak tanınan ve Rakka’da IŞİD saldırısında öldürülen Ayşe Deniz Karacagil ile ilgili 30 Mayıs 2017 yılında “Kırmızı fularlı kız, Gezi’nin içimizi ısıtan en güzel gülüşlü meleği, Rakka önünde toprağa düşüp yıldızlara yükselerek içimizi yine yaktı” ifadelerini kullandığı bir sosyal medya paylaşımı gerekçe gösterilerek yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.

Aktivist Kemal Işıktaş ile beraber yargılandığı davanın 22 Kasım 2022 tarihinde görülen duruşmasında mahkeme Çandar yönünden dosyanın ayrılmasına karar vermişti. Dosyanın 11 Nisan Salı günü görülmesi planlanan ikinci duruşması, Çandar’ın avukatlarının talebinin kabul edilmesi üzerine bugün İstanbul 30 Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Yurt dışından Türkiye’ye gelen Çandar, avukatları Veysel Ok ve Merve Kurhan ile duruşma salonunda hazır bulundu.

"YAPTIĞIM PAYLAŞIM SUÇ DEĞİLDİR"

Kimlik tespitinin ardından savunmasına başlayan Çandar, paylaşımın yapıldığı tarihte yurt dışında olduğunu ve övdüğü iddia edilen kişinin adını bile bilmediğini söyledi. Ayşe Deniz Karacagil’i Gezi eylemleri sırasında çekilmiş fotoğrafını görünce hatırladığını belirten Çandar, savunmasına şöyle devam etti:

“Babasının sosyal medyada yaptığı paylaşımı görünce bir kız babası olarak duygusallaştım ve söz konusu paylaşımı yaptım. ‘Melek’ ve ‘göğe yükseldi’ ifadeleri aslında babasının yazdıklarıdır. Tamamen vicdani nedenlerle yaptığım bir paylaşımdır. Öldürülen kişi, Türkiye’nin de terör örgütü olarak kabul ettiği IŞİD denen örgüte karşı Rakka’da savaşırken yirmili yaşlarının başında ölüyor. O yaşlarda toprağa o şekilde düşmesinden ve babasının da ifadelerinden etkilenerek yazdım. Aklımın köşesinden suçu ve suçluyu övmek geçmedi. Vicdani duygularla kendimi ifade ettim."

Çandar, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını (HAGB) kabul etmeyerek beraatini talep etti.

Çandar’ın savunmasına katıldığını belirten avukat Veysel Ok, “‘Suçu ve suçluyu övme’ suçunun unsurlarının oluşabilmesi için öldürülen kişi hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı olması gerekli. Ayşe Deniz Karacagil hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararının olup olmadığı konusunda araştırılma yapılması gerekmektedir. Bu konuda bir araştırma yapılmasını talep ediyoruz. Esas hakkındaki mütalaa verildikten sonra da savunmamızı yapacağız” diye konuştu.

İddia makamı, “Ölen kişinin PKK/KCK terör örgütünün Suriye’deki örgütsel faaliyetleri sırasında öldürülmesi sebebiyle” avukat Ok’un talebinin reddine karar verilmesini istedi.

Çandar müdafii ve iddia makamının taleplerini değerlendiren hakim, ara karar kurarak “Öldürülen kişinin kamuoyu tarafından PKK/KCK terör örgütü kapsamında hareket ettiğinin bilindiği, bu konuda ayrıca kesinleşmiş mahkeme kararına ihtiyaç duyulmayacağı” gerekçesiyle Çandar’ın avukatının talebinin reddine karar verdi.

DAVA 16 MAYIS'A ERTELENDİ

Ara kararın ardından esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, 2017 yılında yapılmış paylaşıma karşı 2020 yılında açılan davada “açık ve yakın tehlike” vurgusu yaparak ve paylaşımın yapıldığı tarihte Çandar’ın gazeteci olduğuna dikkat çekerek cezalandırılmasını istedi.

Savcı, esas hakkındaki mütalaasında şu ifadeleri kullandı:

“Ölen şahsın örgüt saflarına dahil olması ve örgütsel faaliyet sırasında ölmesi nedeniyle, suç tarihinde başka kişilerle ortak hakaret edildiği izlenimi oluşacak şekilde sanık tarafından övüldüğü, yine örgüt adına faaliyette bulunan ve çatışmalara katılan ölenin eylemini yücelten, haklı ve meşru göstermeye çalışan ifadelerde bulunulduğu, olay tarihinde gazetecilik faaliyetinde bulunan ve bu sebeple kamuoyunca tanınan isimlerden biri olan sanığın PKK terör örgütü mensuplarına ve örgütün faaliyetlerine yönelik psikolojik destek sağladığı, bu durumun millet nazarında PKK terör örgütüne duyulan tepkiyi arttırdığı, ülkemizin yıllardır süre gelen ve hala mevcudiyetini sürdüren terör tehdidi altında bulunduğu da göz önüne alındığında, paylaşımlarda kullanılan ifadelerin kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlike doğurduğu anlaşılmakla sanığın eylemine uyan TCK 215/1, 218 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına, mahkumiyetine karar verilmesi durumunda TCK 53 maddesi uyarınca belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına … karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur. ”

Çandar’ın avukatlarının esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanlarını hazırlamak için süre talebini kabul eden mahkeme, davayı 16 Mayıs’a erteledi.