Kobani Davası'na yarın devam edilecek: "Erdoğan duruşmayı izliyor olabilir"

Kobani Davası'na yarın devam edilecek: "Erdoğan duruşmayı izliyor olabilir"
HDP'nin eski eş genel başkanları Selahatin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 17’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı “Kobani Davası”nın bugünkü duruşmasında esas hakkındaki mütalaanın açıklanması...

HDP'nin eski eş genel başkanları Selahatin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 17’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı “Kobani Davası”nın bugünkü duruşmasında esas hakkındaki mütalaanın açıklanması bekleniyordu. Ancak bugünkü oturumda mütalaa verilmedi, duruşma avukat beyanlarının ardından yarına ertelendi.

Davanın bugünkü aşamasına kadar tutuklu siyasetçilerin büyük bölümü savunmalarını yaptı. Ancak Demirtaş, Tuncel ve Yüksekdağ’ın savunmaları henüz alınmadı. Buna rağmen Aralık 2022’deki son duruşmada, mahkeme heyeti esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için dosyanın iddia makamına gönderilmesine karar vermişti.

Davanın 49’uncu celcesi Sincan Cezaevi Yerleşkesi’ndeki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşmaya Sincan Cezaevi’nde tutuklu bulunan siyasetçiler, duruşma salonunda hazır bulundu.

Demirtaş, Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nden Yüksekdağ ise Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.

Duruşma, dosyaya gelen evrakların okunmasıyla başladı.

Duruşmanın başlangıcında avukatlar Diyarbakır’dan yapılacak olan SEGBİS bağlantısının beklenmesini talep etti. Ancak mahkeme heyeti duruşmayı sürdürdü.

Bu sırada avukat Kemal Akalın, mahkemenin tutumuna tepki gösterdi. “Hala da hızlıca hareket ederek, davayı sonlandırmak istiyorsunuz” diyen Akalın’a, mahkeme başkanı “Hayat kısa” karşılığını vermesi dikkat çekti.

Gelen belgelerin okunmasının ardından Selahattin Demirtaş, SEGBİS aracılığıyla beyanlarda bulundu.

Demirtaş, ilk olarak deprem felaketinde yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı diledi.

Ardından Ayhan Bilgen hakkında yürütülen bir soruşturmada takipsizlik kararı verildiğini ve bunun okunmadığı halde soruşturmada yer alan “Yaprak” isimli gizli tanık ifadelerinin okunmasına tepki gösterdi. Demirtaş, bunun kendilerine “suçlama” gibi sunulduğunu belirten Demirtaş, “Hukukla bağlı olmadığınızı gösteren bir örnek. Ayhan Bilgen hakkında takipsizlik kararı veren savcı kararını okumuyorsunuz ama bu takipsizlik kararında yer alan gizli tanık ifadelerini okuyorsunuz. Dava açıp mahkemenin birleştirilmesini talep etmiyor. Direkt takipsizlik kararı veriyor ve bu kararı dosyaya gönderiyor” dedi.

Demirtaş, sorguların tamamlanmadığını belirterek, bu nedenle mütalaanın hazırlanamayacağını ifade etti.

DEMİRTAŞ: ERDOĞAN AYM ÜYELERİNİ ARAYIP AZARLADI

Davanın seçim endeksli yürütüldüğünü ifade eden Demirtaş, şöyle devam etti:

“Erdoğan sizin de önünüze geçerek, bir karar verdi. 29 Mart 2023’te AKP Meclis Grup Toplantısı’nda AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan şöyle dedi, ‘Ana muhalefetin başı ne diyor? 'Demirtaş’ı çıkaracağız.' Diyarbakır'da 251 yavrumuzun ölümüne neden olan bu değil mi? Sen nasıl böyle birisini dışarı çıkarmaktan yana adım atarsın?’ Açıktan müdahaleler yapıyor. Sözde kalmıyor, bunu pratikte gösteriyor. Şimdi bu zat diyor ki, ‘bunların bırakılmaması için 14 Mayıs’ta bize oy vermelisiniz’ diyor. Bunu yargıya müdahale olarak almayacak mıyız? Erdoğan, AYM üyelerini bizzat arayarak, azarlamış, ‘Siz HDP’nin hazine yardımı ile ilgili tedbiri nasıl kaldırırsınız’ dediği ortaya çıktı. Ne saraydan ne de AYM’den tekzip geldi. Bizzat AYM üyeleri Erdoğan tarafından arandıklarını teyit ettiler. İsmen de kim olduklarını biliyoruz. AYM üyelerini, yani mahkemeler hiyerarşisindeki en yüksek mahkemenin üyelerini Cumhurbaşkanı arıyor, azarlıyor. ‘Siz bu kararı niye verdiniz’ diyor.”

"ERDOĞAN ŞU AN DURUŞMAYI CANLI OLARAK İZLİYOR OLABİLİR"

Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kobani Davası” ile çeşitli tarihlerde yaptığı açıklamalarını anımsatarak, mahkemeden bir önce karar çıkması için çabaladığına işaret etti. Devamında, “Bizzat Erdoğan’ın bu duruşmayı canlı izliyor ihtimali bile var” dedi. 

"ANKARA'DA ESRARENGİZ AKŞAM YEMEĞİ" HABERİ

Demirtaş, savunmasında Diken'in "Ankara’daki esrarengiz akşam yemeği ve Demirtaş’ın AYM tweet’leri" başlıklı haberini hatırlattı. Yargılamanın siyasi gerekçeler gözetilerek yapıldığını vurguladı.

Haberin tekzip edilmediğini vurgulayan Demirtaş, kapatma davası ve Kobani davasının iktidarın hedefleri doğrultusunda kullanıldığının altını çizdi.

Demirtaş, şöyle devam etti:

“Bariz AKP-MHP faaliyeti yürütüyorsunuz. Onların siyasi emellerine hizmet etmek için çabalıyorsunuz. Deprem günü ilk kez geçici olarak tahliye dilekçesi verdim. Canlarımız deprem altında karar vermeye tenezzül etmediniz. Karşımızda bir hukuk hassasiyeti, adalet hassasiyeti olan heyeti geçtik insani hassasiyeti olan bir heyet de değilsiniz. AKP seçim komisyonu olarak vereceğiniz hiçbir kararı tanımıyoruz. Siz yargıç değilsiniz. Yargının meşrutiyetine saygımız sonsuzdur. Cüppe giymiş olmanız, durumu değiştirmez. AKP’nin siyasi heyetine karşı verecek sözümüz yoktur. Bu bir siyasi çalışmadır. Biz de çalışmamızı seçimde yapacağız.”

"VASİYETİMİ TUTANAĞA GEÇİRİYORUM"

“Suç duyurumu tutanağa geçiriyorum. Vasiyetimi tutanağa geçiriyorum” diye Demirtaş, “Hiç kimseyi seçime müdahale için hapis yatırmadılar. Şimdi 2023 seçimlerine gidiyoruz. Siz halen yaptığınız şey yargıç gibi davranmaktır. Ben ne kadar siyasetçi isem siz o kadar siyasetçi gibi davranıyorsunuz. Yargıç gibi davrandığınıza bizimde müsemma göstermemizi istiyorsunuz. Üç yargıç olarak Türkiye’nin en önemli seçimine müdahale etmenize izin vermeyeceğiz… Biz halkın huzurunda vicdanen de ahlaken de suçsuzsuz. Dolayısıyla bize sorgu hakkı tanır mısınız, tanımaz mısınız, keyfiniz bilir. 150 yıl isteniyorsa, 149 yıl verirseniz hatırım kalır. Ama hesap vereceksiniz” dedi.

"DARBE YAPAN İNSANLARSINIZ"

Demirtaş, “Siz kumpasçısınız, sahte delil koydunuz dosyaya. Siz seçimlere darbe yapan insanlarsınız. Sizin bizi suçlama hakkınız yok, biz sizi suçluyoruz. Erdoğan'dan, Uçum'dan, Bozdağ'dan ve Fahrettin'den gelen talimatları uyguladınız. Sizinle bağımsız yargının önünde, o salonda çatır çatır hesaplaşacağız” diyerek, beyanlarını tamamladı.

YÜKSEKDAĞ: SEÇİME BİR AY KALDI, İKTİDARIN İSTEDİĞİNİ VERECEKSİNİZ

Demirtaş’ın ardından Figen Yüksekdağ, SEGBİS aracılığıyla beyanda bulundu.

Yüksekdağ, mahkeme heyetinin kural ve kaide tanımadığına dikkat çekerek, “Artık mış gibi davranma zorunluluğu da hissetmiyorsunuz” dedi.

Yüksekdağ, “Siz seçim propaganda merkezisiniz. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adayı olarak karşısındaki rakibi devre dışı bırakmak için bu karara ihtiyacı var. Bu kararı kullanarak siyaset yapıyor. Bu kadar hayati bir dönüm noktasında sizin kararlarınız siyasetin merkezine giriyor” ifadelerini kullandı.

“Savcı beyin açıklayacağı mütalaa iktidarın bitiş fermanı olacaktır. Bu siyasi iktidar ahlaken zaten bitmiştir” diyen Yüksekdağ, savunmaları alınmadan mütalaanın hazırlanma aşamasına gelinmesine tepki gösterdi.

Yüksekdağ, “Neden sorgu mütalaadan önce alınır? Panik butonu olarak çalışıyorsunuz. Seçim kaldı bir ay siyasi iktidarın istediğini vereceksiniz. Ama halkımızın eli de bizim elimiz de armut toplamıyor. Yeni bir siyasetin, halklarımızın devrimci demokratik siyasetin yolunu açtık bundan sonra da aynı yolu omuz omuza açmaya devam edeceğiz” şeklinde beyanlarda bulundu.

KIŞANAK: CÜBBENİZİ HİÇE SAYIYORSUNUZ

Yine Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi’nden SEGBİS aracılığıyla duruşmaya bağlanan Gültan Kışanak, davanın seçim takvimi endeksli bir an önce sonuçlandırılmak istendiğine dikkati çekti.

“Siz, size verilen emrin gereğini yerine getirmeye çalışıyorsunuz” diyen Kışanak, “Boşuna bu kadar paralanıyorsunuz. Bunu seçime yetiştiremezsiniz. Yetiştiremeyeceğinizi bildiğiniz halde en azından mütaalayı okuyalım mütalaayı hüküm niyetine seçim meydanlarında kullanırlar. Altında yatan neden bu bir an önce mütalaayı siyasi iktidarın eline verelim onlar da seçim meydanlarında kullansınlar. Kafanıza göre dosyayı doldurdunuz, paldır küldür bugüne getirdiniz. Üzerinize giydiğiniz cübbeyi hiçe sayıyorsanız, sizin umurunuzda değilse bizim hiç umurumuzda değil” dedi.

"KIŞANAK’TAN MAHKEMEYE: "ÖZGÜR İRADEN YOK, KONUŞAMIYORSUN"

Kışanak, şöyle devam etti:

“İstediğiniz kadar kumpas kurun buna karşı direneceğiz. Gün gelecek devran dönecek, kumpasçılar, savaştan kandan medet ummanlar, adaleti katledenler hesap verecek. 14 Mayıs’ta sandıkta ve halklarımız önünde hesap verecek. Bu, bu kadar kolay ve ucuz değil. Bu kumpası boşa çıkarmanın yolu sandıkta oyları ile hesap sormaktır. Bunu yapacaklar, bundan hiç tereddütümüz yok. Bu halk yaşadıklarının ne anlama geldiğini çok iyi biliyor.”

Kışanak, devamında, “Sorgu alınmadan mütalaa okumak ne demek” diye sorunca, mahkeme başkanı, “Sorgusu alınmayan kişiler kendisini savunabilir” diyerek sözlerini kesti. Kışanak, “Biz hepimiz birbirimize bağlıyız. Bu halkın iradesini temsil ediyoruz. Hepimizi bağlayan bir iddianame yazmışsınız” diyerek tepki gösterdi.

Mahkeme başkanının sözünü kesmesi üzerine Kışanak, “Benim özgür iradem var, sen konuşamıyorsun bırak ben konuşayım” şeklinde karşılık verdi.

Duruşmaya öğlen arası verildi.

Aranın ardından DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, beyanlarda bulundu.

Tuncel, kendisinin de Malatyalı olduğunu ve deprem felaketinden ailesinin de etkilendiğini anımsattı. İktidarın deprem bölgesine dönük ihmallerinden bahsederken, mahkeme başkanı beyanların gelen evraklar ve ara kararlara ilişkin olmadığını ifade ederek, Tuncel’in sık sık sözünü kesti.

Tuncel, şöyle konuştu:

“Ortada bir yargılama yok, hukuk yok. AKP’nin hukuk komisyonu gibi çalışıyorsunuz. Gerçeği tersyüz ediyorsunuz. Bu bir suçtur. Hakkımızdaki iddialar sonuçlanmadan bu ülkenin cumhurbaşkanı bizi her yerde cezalandırıyor. Hani masumiyet karinesi nerede? Bu dava hakkında konuşmayın diyecek cesaretiniz var mı? Bence yok. Siz bir söyleyin bakalım, o koltuklarınızda oturamazsınız. Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklama kumpas davası, sarayda pişirildiğini savcı Ahmet Altun ile buraya getirildiğini biliyoruz.”