'Erdoğan kendini çekti, cezayı Akın Gürlek verdi': Özel o hikayeyi ilk kez anlattı
CHP'nin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından başlattığı "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingi bu hafta Sultangazi'de düzenleniyor.
Gazi Cemevi Önü'nde yoğun kalabalığın toplandığı mitingde Ekrem İmamoğlu'nun mesajı okundu.
İmamoğlu'nun mesajının ardından şarkılar ve alkışlar eşliğinde kürsüye gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel yurttaşlara seslendi.
Özgür Özel'in açıklamasından satır başları şu şekilde:
"Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sultangazi'ye doğudan batıdan gelenlerin yanına emekçilerin yanına geldik. Onu atmalım abicim, ben sordum kuşlara da zararı varmış. Kimseyi bir faydası yok. İnsanları korkutmayın, bizim işimiz yürekle vicdanla. Bırakın Tayyip Bey konuşurken patlatsınlar onları. Benim çata pata değil bu meydana ihtiyacım var. Bir anne bir elinde anne kart ile Ekrem Başkan'a eliyle kalp yaptı. Anne kartın annelere yaptıklarıyla minnet dolan birisinin, belki hiç CHP'ye oy vermedi vermeyecekti ama şu sıcaklığı gördüm. Ekrem Başkan ve diğer başkanlar o kadar çok insanın hayatına dokundular ki bu ülkenin geleceğinde Ekrem Başkan'lar var.
"Bir suç var, o da Erdoğan'ı yenme suçu"
90'larda Gazi'de yaşananlar dün gibi. O zaman bu ilçenin barışını, kardeşliğini hedef aldılar. Şimdi burası uyuşturucu çetelerinin hedefi altında. AKP'nin kara düzeni kimseye iyi gelmedi. Bütün dünyada suç endeksi yakından takip ediliyor. En çok suç işlenen 10. ülkeyiz. Bizden daha çok suç işlenen, Myanmar, Meksika, Lübnan... Irak'ta bizden daha az suç işleniyor. Uyuşturucu ticaretinde hem transit hem hedef ülke. Öyle bir durumdayız ki bununla mücadele ediyormuş gibi yapıp, bir takım çetelerin korunması herkesin dilinde. Her gelen iç işleri bakanı bir öncekini bununla mücadele etmemekle suçlayıp bilgi sızdırıyor. Erdoğan'ın mücadelesi samimi olsa bu işin kökünü kazımak an meselesi ama bir omzunu suç örgütüne dayamış!
Bu iktidar döneminde mücadele edilen bir suç var, o da Erdoğan'ı yenme suçu. İmamoğlu bu suçu üst üste 3 kez yedi diye, o bu gece burada değil Silivri'de yatıyor. Erdoğan ülkeyi şirket gibi yönetirken, sağlık bakanı atadı, hastane zincirleri var, kültür bakanı atadı, turizm şirketi var.. Şirketinin adı da KADAŞ.
"AKP'nin kara düzenini yıkacağız"
Kara Düzen Anonim Şirketi... And olsun ki AKP'nin kara düzenini yıkacağız, bakan evlatlarının değil, vatan evlatlarının devri başlayacak!
Paraları sıfırlayanlara değil, elbise torbasında para taşıyan 'Bakara makara'cıları değil bütün kaynakları Sultangazi için kullananları, sosyal desteği 5'e katlayanları getirecek millet. Tayyip Bey diyor ki, 'Sarraf sarraf dolaşıyor, altın hesabı yapıyor, bunları bırak' diyor. Ben bırakır mıyım bırakmam.
Yıllardır Meclis'te de söyledim. Bu ülkede Alevilerin eşitlik sorunu vardır. Bu sorunu görmeyen ahmaktır, alçaktır. İşine gelince Alevilere 'gel canım, gel canım' hizmete gelince, 'Bana var sana yok canım.' Alevilik kültür değildir, inançtır. İnanç olduğu için saygındır, saygı duyulacaktır.
Aleviler eşit yurttaştır, haklarını alana kadar mücadele sürecektir. Açıkça söylüyorum. Madımak utanç müzesi yapılacak. Cemevi ibadethane yapılacak.
İftira at, kanıt bulama. Ben uyardım. Savcılar kendilerini kurtarır.
TRT yayınlasın, iftirayı da iftiracıyı da göreyim. Aslan gibi arkadaşlarımızın cevaplarını da millet görsün.
19 Mart'ta 3 gizli tanık vardı, 3 odun. İddianamede 'Meşe' yok. 'Meşe' kafayı yemiş. 'Meşe'yi iddianameye koymadılar. 'İlke' diye birine kopyalayıp yapıştırdılar. Gizli tanık bir gerçek kişidir, yüzü, sesi gizlenir. 8 ay sonra 'ben tanık değiştirdim, Meşe değil, İlke söyledi' olmaz.
Mahkemede tanık değiştirilir mi? Savcı oyuncu değiştiriyorsa, bu oyundur. Suçüstü yakalanmışsındır.
Sayın Erdoğan'a sesleniyorum. Bugün darbecilerin Zekeriya Öz'ü yurtdışına kaçtı. Mustafa Balbay da, İlker Paşa da alnı açık geziyor. Ak toroslar çetesinin arkasında duramadığını görüyorum. O bomboş iddianameyi savunamacağını görüyorum. Bu işlerde baltayı taşa vurdunuz.
Tutuksuz yargılama yapın, TRT'den canlı yayınlayın. Artık hizmet yarışı olsun.
Bir yandan birileri "barış" diyecek, bir yandan bizim 10 belediyemiz, DEM'in üç belediyesi kayyumla yönetilecek, DEM'in belediyelere girmesi suç sayılacak, Tayfun Kahraman, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala içeride olacak, siz "Barış" diyeceksiniz! Barış isterken bunu getirmeyen, derenin boyunu görmek için, "Ben girmeyeyim, boğulursa MHP boğulsun" diyen Erdoğan'a söylüyorum! Her şeyi sen yöneteceksin, sıkışınca MHP'yi öne süreceksin, kötü olursa sıyrılacaksın, başkalarından hesap soracaksın!
Sırrı Süreyya Önder'in anlattığı hikayeyi paylaştı
İlk kez Sırrı Süreyya Önder'in anlattığı bir hikayeyi paylaşayım. Sırrı Süreyya Önder dedi ki, bu Akın Gürlek'i sen bilmezsin, ben bilirim. 2015'te Dolmabahçe sürecine girdik. Nevruz'da mektubu sen okuyacaksın dediler, barış olsun diye okudum. Sonra Erdoğan zoru görünce Dolmabahçe'den haberim yoktu dedi. Duracak bayrağın yerine kadar telefonda konuşuyordu, haberim yoktu. Beşir Atalay'ı, kendi heyetini siyaset dışına attı. Bizimkileri de mahkemelerin önüne attı dedi. 2025'te okuduğum mektuptan 3.5 yıl hapis cezası aldım dedi. Cezayı veren Akın Gürlek. Kürsüye yürüdüm, uzattı başını, 'Bana buradan ceza verme, başka maddeden ver' dedim. 'Niye?' dedi, 'Bir daha barış için inisiyatif alacak başka birini bulamaz bu devlet' dedim. Sırıttı, bastı 3,5 yıl cezayı."
Kaynak:Haber Merkezi