Murat Kurum’un "Mutlu mesut yaşıyorlar” ifadelerine Tozkoparan’lılardan yanıt: Mutluluk buysa bekliyoruz

Murat Kurum’un "Mutlu mesut yaşıyorlar” ifadelerine Tozkoparan’lılardan yanıt: Mutluluk buysa bekliyoruz
Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Kurum, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı döneminde öncülük ettiği kentsel dönüşüm projeleri kapsamında 2020 yılında Cumhurbaşkanlığı...
Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Kurum, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı döneminde öncülük ettiği kentsel dönüşüm projeleri kapsamında 2020 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle Tozkoparan riskli alan ilan edildi. Tozkoparan'da mahallelinin direnişi ve mağduriyetiyle gündeme geldi. Yıkılan evlerin sahipleri, Kurum'un "mutlu mesut" ifadesine karşılık, yaşadıkları mağduriyeti ve belirsizliği vurgulayarak "Mutluluk buysa, Kurum'u mutluluğu paylaşmak için Tozkoparan' bekliyoruz" dediler.

AKP'nin eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'u İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı olarak göstermesinden sonra kentsel dönüşüm projeleri, seçim gündeminde öne çıkan başlıklarından oldu. Kurum, 9 Ocak'ta yaptığı konuşmada, riskli alan ilan edilerek mahallelilerin tepkisine rağmen yıkılan Tozkoparan'ı örnek gösterip “Tozkoparan'a bakın eylemler yaptılar şimdi mutlu mesut oturuyorlar" dedi. Ancak Kurum'un çizdiğinden bambaşka bir tablo anlatan Tozkoparanlılar, belediye başkan adayına "Mutluluk buysa, Kurum'u mutluluğu paylaşmak için Tozkoparan' bekliyoruz" diye seslendi.

Artı Gerçek'ten Ezgi Yıldız'ın haberine göre 2020 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle riskli alan ilan edilen Tozkoparan'da mahallelinin tüm direnişine rağmen üç yıl boyunca yıkım gerçekleşti. Son olarak altı ay önce iş makinalarının girdiği mahallenin bir bölümünde yapımına başlanan inşaatlar olsa da bölgenin yarısından fazlasında molozlar kaldırılmamış durumda. Henüz yıkılmayan bazı binalar içinse, tapu sahiplerine muvafakatname gönderildi.

'Sokakta bırakılacağız'

Tozkoparan’da yaşayan Zuhal İçen, evinin henüz yıkılmadığını fakat tapu sahibi olan annesine Tozkoparan Kentsel Dönüşüm Bilgilendirme Merkezi (TOBİM) tarafından mesajlar geldiğini ifade etti. İçen, oturduğu evin yıkılması halinde daha önce yıkılan yerlerdeki insanlara aynı mağduriyeti yaşamaktan kaynaklanan kaygısını şu sözlerle dile getirdi:

“Benim evim de yıkılacaklar arasında. TOBİM tarafından yazılar ve muvafakatnameler gelmekte. Ben şunu biliyorum; benim evim yıkılırsa burası gibi olacak. Burası gibi yoksunlaştırılacağım ve evsiz sokakta yaşayan canlarımız gibi bizler de sokakta bırakılacağız. Kendisiyle beraber mutluluğumu paylaşmak adına Murat Kurum’u acilen Tozkoparan’a bekliyorum.”

Yazılı belge yok TOBİMin sözleri var

Kentsel dönüşüm projeleri kapsamında oturduğu ev yaklaşık altı ay önce yıkılan Coşkun Yılmaz da Kurum’un sözlerine yerlerdeki molozları gösterip, “Mutluluk buysa ben mutluyum” diyerek yanıt verdi.

Konutlarından bir ay içinde hızlıca çıkarıldıklarını belirten Yılmaz, yıkılan evinin yapımı için herhangi bir çalışma olmadığını ifade ederek, "Yıktıkları yerlerin molozlarını bile kaldırmadılar. Elimizde bir proje yok. Bir belirsizlik var biz hangi metrekareyi alacağız? Şu kadar bir ödeme yapacaksınız demediler” dedi.

Kendilerine yazılı bir belge verilmediğini sadece TOBİM’in sözlü ifadelerine istinaden beklediklerini söyleyen Coşkun Yılmaz, “Üç bin 500 yüz lira ödeme yapıyorlar şu an burada 15 bin liradan aşağı kira yok. Riskli yapı dedikleri yapımızdan çıkıp iyi bir yapıya geçmedik belki daha çürük yerlere taşındık. Önümüz karanlık.” ifadelerini kullandı.

‘Muhatap bulamıyoruz’

Aynı zamanda inşaat mühendisi olan Coşkun Yılmaz, “Ben de bu işlerden anlarım. Yıktıkları yerlere yaptıkları alanları altı katına çıkardılar” dedi. Yılmaz, gördüğü usulsüzlükleri ise şöyle anlattı:

“Kat irtifakını yüzde 120 arttırdılar. Ciddi bir para var ve gözlerini döndüren de bu. Bizim haklarımızı verseler de bizler de yerlerimizde otursak. Sayın Murat Kurum diyor ki; ‘Tozkoparan’a gidin bakın onlar çok mutlu’ alın mutluluk buysa ben mutluyum. Evimden çıkarıldım başka birinin evinde kirada oturuyorum şimdi."

Şikayetlerine ilişkin muhatap bulamadıklarını ifade eden Coşkun Yılmaz, “Valiliğe toplu dilekçe verdik, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ve Güngören Belediyesi’ne de. Fakat hiçbirine cevap vermediler. Bizi muhatap alıp konuşan bir idare yok.” sözleriyle yaşadığı mağduriyeti dile getirdi.

‘Buradan başlamalarının sebebi Merter Tekstil’in yamacında olmamız’

Tozkoparan Derneği (Toz-Der) Başkanı Ömer Kiriş 2020 yılında yürütülen yargı sürecine yönelik Risk Yasası’nın 6A maddesine dayanan alanın 10.4 hektarlık olduğunu ifade etti. Kiriş, yargı sürecini “Adrese teslim kararlar çıkarıldı” sözleriyle özetlerken bu kararların da 6A maddesinin uygulanmasına imkan tanımadığını sözlerine ekledi. Kendi konutunun da yıkıldığını, yıkım öncesi evlerine şafak operasyonu yapıldığını söylen Kiriş konuşmasını şöyle sürdürdü:

“İlk kısmı 2021’in Mayıs ayında, ikinci kısmı ise 2022 yılının Ekim ve Kasım aylarında karara bağladılar. Savcının görüşü ve bilirkişi raporunun yüzde 85’i lehimizdeydi. İstanbul Kandilli Rasathanesi ile İBB’nin riskli alanlara dair 2020 yılında yaptığı Güngören ilçesine ait 11 mahallede biz dokuzuncu sıradaydık. Birinci veya ikinci sıradan değil de dokuzuncu başlamalarının sebebi; Türkiye’nin en büyük tekstil firmalarından biri olan Merter Tekstil’in yamacında olmamız.”

‘Kentsel dönüşüm değil rantsal dönüşüm’

Kiriş, bölgede yıkılan ve yıkılmak istenen binaların özelliğini, “1986’lı yıllarda yapılan 33 yıllık binalar var. 60 yıl önce devlet görevlilerinin kendi mimar ve mühendislerine yaptırdıkları daha eski binaların bulunduğu toplu konutlar var” sözleriyle anlattı. Ömer Kiriş Tozkoparanlıların kentsel dönüşüme karşı olmadıklarını ifade ederek uygulama şeklinin doğru olmadığı söyledi:

“Tozkoparan da kentsel dönüşüm istiyordu şu an rantsal dönüşüm var. Fakat mahallemizi ticarethaneye çevirmeye çalıştılar. Burayı anlayabilmek için hukuki ve yerleşim şeklini bilmek lazım. Tozkoparan 775 senelik gecekondu önleme bölgesi kanunları kapsamında yapılmıştı. Yüzde 99’u kat mülkiyet tapulu bahçelerimiz ise hazineye ait sosyal donatı alanımız. 208 tane hane yaklaşık14-20 apartmanlık yere 412 yere konut yapıyorlar ve buna rağmen insanlardan para istiyorlar. Oradaki karşı çıkış kentsel dönüşümün uygulama biçimineydi. Bu konutların parasını daha önce 30’lu 40’lı yaşlarında ödemiş insanlara 60, 65 yaşlarında ‘bize para ödeyip çıkacaksınız’ denmesi kabul edilir değil.”

‘Sosyal devlet anlayışını kapitalist anlayışla yok ettiler’

Daha önce satın aldıkları binaları tekrar satın almak zorunda kaldıklarını ifade eden Ömer Kiriş, Maraş merkezli ve 11 ilin yıkımıyla sonuçlanan depremlerin ardından Tozkoparan’daki devlet tarafından yapılan 60 yıllık binalar için de yıkım kararı alındığı da belirtti:

"984 bağımsız konut yıktılar. 84 apartman bin 400’ün üzerinde konut yapıyorlar ve bizden para istiyorlar. Sosyal devlet yapısını imha ediyorlar. 6 Şubat depremlerinin yarattığı korkunun ardından 50, 60 yıllık binalara yöneldiler. Burada da imar kanunun 39’uncu maddesini uyguladılar. Valilik emriyle buralar boşaltılacak anlamına geliyor.

Barış Parkı’nda 10.4 hektarlık alan için verilen mücadeleye rağmen 100’e yakın mahkeme sonucuyla birlikte planda uygulamaya gidilmesi diğer insanlarda umutsuzluk yarattı ve hemen terk ettiler evlerini maalesef ki yanıldılar. Orada ev yapılmıyor. Oradaki yerleri de Katarlı zenginlere peşkeş çekeceklerini düşünüyorlar. Sosyal devletin uygulamalarını kapitalist bir anlayışla yok ediyorlar. İnsanların gittikleri binalar terk ettikleri binalardan daha çürük.”

Cingil: Asıl riskli alanları yıkmamışlardı

Tozkoparan’da yıkılan evlerin sahiplerinin avukatlığını yapan Onur Cingil riskli alanlara ilişkin yargı sürecini hatırlatarak, “Riskli alanlara dair Danıştay Bilirkişi Raporu lehimize olmasına rağmen aleyhimize karar verilmişti” sözleriyle özetledi. Cingil, kararın ardından riskli alanlarda yıkımların başladığını ifade ederek, Şubat depremlerinin ardından yaşanılanları şöyle anlattı:

“Şubat depreminden sonra asıl riskli alan olarak göstermek istediklerini ama yıkmadıklarını alanları ifşa ettim. Benim gösterdiğim yerleri apar topar yıkmaya başladılar. Burada ciddi bir mağduriyet var. Gittikleri yerlerde insanlara üç bin 500 lira kira destek parası veriyorlar. 13 bin 500 lira tek sefere mahsus taşınma parası verdiler. Dolayısıyla oradaki insanlar gittikleri yerlerde beş kat kira ödüyorlar.

'Konutların teslimi yok insanlar yüksek kiralar ödüyor'

Konut fiyatlarında 2020 yılından bu yana artan enflasyon farkına dikkat çeken Avukat Cingil yaşanabilecek mağduriyetlere dikkat çekti. Cingil, yıkımı yapılmış fakat molozları toplanmamış yerlerde oluşabilecek asbest sorunundan da söz ederek konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Riskli alan bölgesinde de insanlar bir yerlere dağıldı. Konutların teslimi yok yüksek kira ödüyorlar. Muvafakatname dayatılan ve imza atmayan kişiler var o kişilerin durumunun ne olacağı belli değil. Çünkü 180- 200 binlik muvafakatnameler konuşulurken artan maliyetlerle 2, 3 milyonluk muvafakatnameler konuşuluyor. Bakan Kurum’un ‘mutlu mesut’ yaşıyor dedikleri insanlar yaşamıyor. Burada yıkımdan sonra toplanmayan molozların yarattığı bir asbest sorunu da var. Ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.”

Ne olmuştu?

Tozkoparan Mahallesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 21 Nisan 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan karar kapsamında riskli alan ilan edilmiş ve kentsel dönüşüm kapsamına alınmıştı.

Karar sonrasında ev sahiplerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 22 Aralık 2020’de tebligat gönderilerek, yıkım çalışmalarına başlanacağı için evleri boşaltmaları istenmişti.

Tozkoparan Mahallesi sakinlerinin avukatlarının Danıştay’a Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aleyhine açtığı iptal davası bir yıldır sonuçlanmamıştı. Bunun üzerine mahalle sakinleri bir süre evlerini ve haklarını korumak için eylem yapmıştı.

Eylemlerle birlikte evlerin boşaltılması için mahallede elektrik ve su kesintileri yapılmıştı.