Özgür Özel ve Tülay Hatimoğlları zeytinlik talanına karşı birlikte

Özgür Özel ve Tülay Hatimoğlları zeytinlik talanına karşı birlikte
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğlları ve Türkiye İşçi Partisi Sözcüsü Sera Kadıgil, mitingdeki yerini aldı.

Gazete Pencere- Türkiye'nin 30 ilinden gelen köylülerin oluşturduğu "Toprağımızı vermiyoruz platformu", zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasını da öngören 7554 sayılı Torba Yasa'yı protesto etmek için, Muğla'nın Menteşe ilçesinde "Haklarımızdan vazgeçmiyoruz, toprağımızı vermiyoruz" mitingi düzenledi.

Menteşe ilçesinde bulunan Atatürk Bulvarı'nda düzenlenen mitinge, çevre örgütlerinin yanı sıra bazı siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları da destek verdi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğlları ve Türkiye İşçi Partisi Sözcüsü Sera Kadıgil, mitingdeki yerini aldı. Ayrıca Yeşil Sol Parti, Emek Partisi ve SOL Parti temsilcileri de etkinlikte bulunarak Akbelen ve İkizköy'deki doğa mücadelesine destek verdi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun Silivri’deki hücresinden yolladığı mektup alanda okundu.

“Ülkeyi bir ganimet gibi gören bu anlayış millete sırtını dönmüştür”

İmamoğlu, programı sunucusu tarafından okunan mektubunda şunları söyledi:

“Sevgili Akbelenliler; yurdunu, ülkesini canı gibi seven, vatan toprağına canı gibi sahip çıkan, benim temiz kalpli, cesur vatandaşlarım… Sizleri Silivri’deki hücremden sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Verdiğiniz onurlu mücadele için, her birinize yürekten teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun. Ülkemiz maalesef, adalet ve merhamet duygusunu yitirmiş, haksız kazanç ve çıkar şebekeleri tarafından yağmalanıyor. 86 milyonun haklarını, bu ülkenin menfaatlerini korumakla yükümlü iktidar, bu kirli sürecin tam merkezindedir. Vatan toprağının kıymetini bilmeyen, ülkeyi bir ganimet gibi gören bu anlayış, millete sırtını dönmüştür. Milletin ihtiyaçlarına sırtını dönmüştür, milletin iradesine sırtını dönmüştür.”

“Maden yatırımlarının sosyal plan çerçevesinde ele alınması şarttır”

“Milletin haklarını hiçe sayan bu iktidar, Akbelen’de de anayasayı ve hukuku çiğneyerek, baskıyla, zulümle sonuç almaya çalışıyor. Hiçbir vatansever, içinde insan ve doğa sevgisi olan, Allah korkusu taşıyan hiç kimse ormanların talan edilmesine, zeytinliklerin yok edilmesine seyirci kalamaz. Maden yatırımları, ülkemiz için elbette çok önemlidir. Ancak riskleri doğru hesaplanmamış, geri dönüşü olmayan tahribatlar yaratan, vatandaşlarımızı ağır bir biçimde mağdur eden yatırımlar, yanlış ve tehlikeli yatırımlardır. Madencilik alanındaki yanlış yatırımların maliyetini, milletçe, kuşaklar boyu öderiz. Onun için, maden yatırımlarının uzun vadeli bir bakış açısıyla, yerel irade ve hassasiyetleri gözeterek, merkezi bir ekonomik ve sosyal plan çerçevesinde ele alınması şarttır.”

“Yürekli mücadeleniz için sizlere ülkem adına teşekkür ediyorum”

“Kısa vadeli siyasi hesaplarını, birtakım küçük grupların çıkarlarını kamu yararının ve memleketin geleceğinin önüne koyanlar şunu çok iyi bilsinler ki; kimsenin yaptığının yanına kar kalmayacağı günler yakındır. 2018’den bu yana, 26 milyon metrekare vatan toprağının orman vasfını yitirmesine sebep olanlar, bunun bedelini sandıkta ve yargı önünde ödeyecekler. Zeytinliklerimizin, derelerimizin, yaylalarımızın yok olmasına sebep olanlar, bunun bedelini sandıkta ve yargı önünde ödeyecekler. Akbelen’de ve ülkenin dört bir yanında ormanlarımıza, zeytinliklerimize, derelerimize, yaylalarımıza, verimli ovalarımıza, su kaynaklarımıza sahip çıkanlar, vatan müdafaasındadırlar. Onlarla birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Çünkü başka vatanımız yok ve biz, bu vatanı canımızdan aziz biliyoruz. Sizlere, yürekli mücadeleniz için, bir kez daha ülkem adına teşekkür ediyorum. Hepinizi çok seviyorum. Kalın sağlıcakla."

"Biz ranta hayır diyoruz onlar rant diyor"

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras Halk TV Muhabiri Yağmur Beril Varol'a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

Bu mitingi sadece bir grup düzenlemedi. Bu mitingi; siyasi partiler, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, demokratik kitle örgütleri, çevre platformları hep birlikte oturup düşündüler ve organize ettiler. O yüzden çok büyük bir katılım var. Bugün sadece Muğla’dan değil, bütün Ege’den, bütün Anadolu’dan birçok bölgeden buraya gelen var. Çok önemli konuşmacılar var, sendikalar var ve çok önemli konuşmalar olacak. Hepsinin temsilcileri, başkanları, eş başkanları burada. Hep birlikte özellikle son çıkarılan Zeytincilik Yasası'na, Maden Yasası'na karşı duruşlarını sergileyecekler.

Yaşamımızı, doğamızı, geleceğimizi savunuyoruz. Biz geleceğimizi korumaya, kurtarmaya çalışıyoruz. Biz “ranta hayır” diyoruz, onlar rant diyor.

O yüzden bugün yapılan miting doğru yerlere gidecektir.

Daha sonra kürsüye çıkan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras'ın konuşmasından önce çıkanlar şu şekilde

Muğla'mızın her köşesi talan edilmek isteniyor. Ormanlarımız, zeytinliklerimiz, koylarımız, kıyılarımız, her yer bir avuç rantçının gözlerini diktiği alanlar haline gelmiş.

Özel'in konuşmasından satır başları şu şekilde:

"Demokrasilerde millet iktidarı kontrol eder. Eğer o Meclis sizin sesinizi duymuyorsa, bugün Muğla'daki meydan Meclis'in kendisidir. Köylülerin alın teri bir bakanın imzasıyla, bir şirketin para iştahına terk edilmiştir.

Bir ülkede iktidar sandıkla değişiyorsa o ülkede demokrasiye güven vardı. Biz madenciliğe değil vahşi madenciliğe karşıyız! İcazet aradığı okyanus ötesindeki Trump kendisine, '2 yıl sonra seçim varsa fark etmez nasıl olsa sen kazanacaksın' diyerek Türkiye siyasetine istikamet tayin etmekte, bu süreci olağanlaştırmaktadır.

“Zeytine 23 yılda 11 kez Meclis zemininde saldırdılar, AYM'den adalet bekliyoruz"

Böyle bir güzelliği korumamız gerekirken, çoğaltmamız gerekirken 23 yıldır bu ülkeyi yöneten iktidar ne yapıyor? 23 yılda 11 kez zeytine Meclis zemininde saldırdılar. Bunun son 14 yılına, bu saldırıların sekizine bizzat şahidim. Gün oldu komisyonlarda sabahlandı. Gün oldu son dakika Genel Kurul’dan döndü ama bu mücadele hiç bitmedi.

İlk kez toplumdan gelen bütün tepkilere, verilen bütün mücadeleye rağmen hem de koordinatlar belirtmek suretiyle, adrese teslim bir şekilde bu saldırıyı gerçekleştirdiler. Görünen sadece Akbelen’deki saldırı değil.

Bundan sonraki süreçlerde yasanın içindeki fevkalade tehlikeli maddelerle izin süreçlerinin çok hızlanacağı, çoğu zaman mekanizmaların arkalarından dolaşılacağı ve bundan sonraki süreçte eğer bu kanun bu haliyle kalırsa doğa katliamlarının artarak hızlanacağını biliyoruz.

Bunun için Anayasa Mahkemesi, değerli üyeleri, hakimler bu kararı verirken lütfen ellerini vicdanlarına koysunlar. Bugünü değil, yarınları düşünsünler. Kendilerinin değil, torunlarının, gelecek kuşakların; bu ülkenin talan edilmesine değil, zeytinine, doğasına, çevresine ihtiyaç var. Anayasa Mahkemesi’ne çağrımızdır; torunlarımız için sizden adalet bekliyoruz.”

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar