Prof. Sözüer, AYM’nin Atalay kararını değerlendirdi: Atalay'ın vekilliği devam ediyor
Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) Hatay milletvekili olarak seçilen Can Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesine ilişkin TBMM sürecini "yok hükmünde" saymasıyla gözler bundan sonraki sürece çevrildi.
Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine karşı yapılan başvuruları 22 Şubat 2024 tarihinde karara bağlayan AYM, bu kararının ayrıntısını gerekçesiyle birlikte bugün Resmi Gazete'de açıkladı.
Bu kararla birlikte Can Atalay'ın hukuki durumu yeniden değişti.
AYM gerekçeli kararında ne dedi?
AYM kararında öncelikle daha önce iki kez verdiği hak ihlali kararının Anayasa'ya göre uygulanmak zorunda olduğuna işaret etti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından bu karara uymadığı anımsatılan kararda "Anayasa Mahkemesince Anayasa'yı ihlal ettiği tespit edilen bir yargısal kararı mahkemeler dâhil hiçbir kamu otoritesi esas alamaz ve Anayasa'ya aykırılığı sabit olan bir karara hukuken geçerlilik tanınamaz" denildi.
Kararda, başta mahkemeler üzere diğer kamu otoritelerinin de ihlal kararının gereğini yerine getirmek zorunda olduğu vurgulandı. AYM bu gerekçesiyle Can Atalay'a karşı verdiği ihlal kararının halen geçerliliğinin devam ettiğini, kararın uygulanması ve Atalay'ın tahliye edilmesi gerektiği mesajını verdi.
Kararda, AYM'nin 25 Ekim 2023 tarihinde verdiği hak ihlali kararı sonrasında Can Atalay ile ilgili kesinleşen bir hükmün varlığından söz edilmesinin hukuken mümkün olmadığı belirtildi. Kararda, Anayasa'nın 84'üncü maddesine göre Can Atalay hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı bulunmadığı için milletvekilliğinin düşürülmesinin mümkün olmayacağı vurgulandı.
AYM, bu yorumuyla da Atalay'ın hükümlü olmadığına bir kez daha işaret etmiş oldu.
AYM, TBMM'nin Atalay ile ilgili kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı olmadığı için Daire'nin yazısının Genel Kurul'da okunmasını "yasama işlemi" olarak kabul etmedi. Atalay'ın vekilliğinin hukuki değil fiili (defacto) olarak düşürüldüğünü belirten AYM, süreci "hukuken var olmayan bir işlem" olarak nitelendirdi.
Adem Sözüer: Atalay'ın vekilliği devam ediyor
DW Türkçe'ye konuşan İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adem Sözüer, AYM'nin TBMM'nin düşürme kararının yok hükmünde olduğuna karar verdiğini anımsatarak "Anayasa Mahkemesi, daha önce hak ihlali kararı verdiği zaman Atalay'ın kesinleşmiş hükmünü ortadan kaldırmıştı. Can Atalay'ın milletvekilliği zaten devam ediyordu. Yok hükmündeki kararlar, hukuken sonuç doğurmaz. AYM, TBMM'ye ‘Senin vekilliği düşürmen hukuki bir işlem değildir. Hukuki işlem olsa iptal edeceğim' dedi. AYM, bu kararıyla TBMM'nin düşürme işleminin yok hükmünde olduğunu söylüyor. Bu nedenle Atalay'ın vekilliği şu an devam ediyor" değerlendirmesini yaptı.
TBMM'nin toplanıp düşme kararını geri alması gerektiğini belirten ceza hukuku profesörü Sözüer, "Fakat bu da yeterli değil. Aslında daha büyük bir mesele var. Bu karar üzerine AYM'nin Can Atalay ile ilgili verdiği ihlal kararının derhal uygulanması ve serbest bırakılması lazım. Bunu yapacak olan da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'dir" dedi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin de "yok hükmündeki kararını" geri alması gerektiğinin altını çizen Sözüer, "Can Atalay serbest bırakılmalıdır. Olağan bir ülkede olması gereken bunlardır. Aynı şekilde Osman Kavala ile ilgili AİHM kararlarının da uygulanması gerekir" tespitini yaptı.
Prof. Dr. Sözüer, TBMM'nin AYM'nin vekilliği düşürme işlemini "yok hükmünde" saydığı TBMM'nin bu kararı uygulamaması halinde ise kendi varlığını ve meşruiyetini tartışmaya açacağını kaydetti. Bu kararın, hukuka dönüş için fırsat olduğunu belirten Sözüer, "Türkiye'de normalleşme için önce hukukun uygulanması gerekir" dedi.
Mehmet Uçum'dan AYM kararına tepki
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum ise AYM'nin Can Atalay kararına tepki gösterdi.
AYM'nin "icrai yetkisi yok" olmadığını söyleyen Uçum, sosyal medya üzerinden yaptığı değerlendirmede "Anayasa Mahkemesi çoğunluğunun önceki ihlal kararlarını gerekçe göstererek ilgili milletvekilinin hükümlü olduğu dosya kararının kesinleşmediği sonucuna ulaşması pozitif hukuku tanımamak demektir. AYM çoğunluğu ısrarla adli yargının en üst karar organı olan Yargıtayca verilen ve aşamalardan geçmiş kararı kesinleştiren onama kararını keyfi olarak reddetmektedir" dedi.
Uçum, AYM çoğunluğunun TBMM’nin milletvekilliğinin düşmesine ilişkin tamamlama merasimini göz ardı etmesinin Anayasa’nın 85'inci maddesine açıkça aykırı olduğunu savundu.
AYM ve Yargıtay arasındaki Can Atalay krizi
Yargıtay 3. Ceza Dairesi cezaevinde bulunan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'a ilişkin AYM'nin ikinci hak ihlali kararına da uymamış, konu yargıda ve siyasette tartışmalara neden olmuştu.
Yargıtay, Atalay'ın avukatlarının Anayasa'nın "yasama dokunulmazlığını" düzenleyen 83. maddesi uyarınca Atalay'ın tahliyesini reddetmişti. Ayrıca Can Atalay kararı ile ilgili olarak AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunan Yargıtay, AYM'yi "süper temyiz mahkemesi" olmak ve "yargısal aktivizm" yapmakla suçlamıştı.
Kaynak:DW Türkçe