Salih Müslim'den Türkiye'ye Suriye suçlaması

Salih Müslim'den Türkiye'ye Suriye suçlaması
PKK ve PYD üst düzey yöneticilerinden açıklamalar gelmeye başladı. Bu sefer Salih Müslim İmralı Süreci'ni başlatan Türkiye'ye ağır suçlamalarda bulundu. Müslim “Gözüküyor ki Türkiye farklı adım atıyor, engel çıkarmak istiyor” dedi.

PKK'nın silah yakma töreninde kamuoyunun tanığı Bese Hozat, geçtiğimiz günlerde açıklamada bulundu. Hozat, "PKK kadroları, bu Hareket’in kadroları af maf istemiyor. Biz suç işlememişiz ki af isteyelim" dedi.

"Bayramlık ağzımızı açtırmasınlar, herkes haddini ve hududunu bilsin" MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin tepkisinin ardından geçtiğimiz PKK yöneticisi Zagros Hiwa da "Müzakere için tarafların eşit koşullarda masaya oturması gerek" diyerek Öcalan'ın bırakılmasını istedi.

PKK'nın lideri Öcalan ile görüşen Milli Birlik Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu'nda yasal düzenlemeler için çalışma başlatılacağı bir dönemde gelen peş peşe açıklamalar dikkat çekerken sürecin Suriye ile olan kısmında da gerginlik yaşandı.

KDP liderlerinden Mesud Barzani'nin de Türkiye ziyaretindeki kriz, ofisinden yapılan açıklama Türkiye'de tepki ile karşılandı.

IKBY Başkanı ve Mesud Barzani'nin yeğeni Neçirvan Barzani Suriye için,Suriye için, "İktidarın ademi merkeziyetçi olması Suriye için hayati önem taşıyor" ifadelerini kullanırken "SDG olağanüstü bedeller ödedi" dedi.

Barzani ayrıca, "Onlardan silahlarını bırakıp, üniformalarını çıkarıp, entegrasyonları için hiçbir garanti verilmeden bireysel olarak topluma karışmalarını bekleyemezsiniz" dedi.

Sıra Salih Müslim'e geldi!

Türkiye, SDG lideri Mazlum Abdi'nin 10 Mart mutabakatına uyması çağrı yaparken PYD yöneticilerden Salih Müslim, Türkiye'ye suçlamalarda bulundu.

MA'ya konuşan Müslim, Suriye ile ilgili birkaç konuda anlaşıldığını fakat harekete geçilmediğini iddia etti:

"Söz üzerinde birkaç konuda anlaştık. Görünen o ki yumuşama olduğunu gösterip Amerika'ya gidip ‘Bakın, biz Özerk Yönetim'le görüşüyoruz, görüşüp sorunları çözüyoruz’ demek içindi. Gerçekten de Amerika da sorunlar çözülsün istiyor, onların da planı var. Çok şey konuşuldu 10 Mart Anlaşması üzerine. Hakan Fidan’ı da oraya götürdüler, o da ‘10 Mart Anlaşması yerine gelmeli’ dedi, konuşmaları yumuşaktı. Ama ondan sonra oradaki sözler orada kaldı, hiçbir adım atılmadı

Müslim, Türkiye'ye çatışma çıkarma suçlamasında bulundu. Müslim şunları söyledi:

"El altından işler yapıyor. Türkiye ile Şam yönetimi arasında ilişki var ve Şam Türkiye’nin etkisi altında. Türkiye’nin istediği her şeyi yapıyor. Türkiye’ye bağlı gruplar Özerk Yönetim'in sınırlarında zaman zaman saldırıda bulunuyor. Dêra zor'da, Şêx Maqsûd ve Eşrefiye'de çatışma çıkarmak istiyorlar. Bugüne kadar onlar grup olarak kaldılar ve Türkiye’den destek alıyorlar. Gözüküyor ki Türkiye farklı adım atıyor, engel çıkarmak istiyor"

10 Mart anlaşmasının uyulmak istenmediğini Müslim öne sürdü:

"Bakur'da da kargaşa çıkartıp süreci bozmak istiyorlar. Türkiye içinde sürecin yürümesini istemeyenler var. Gördüğümüz kadarıyla şu anda süreç şahıslar üzerinden gidiyor. Biri Şara, biri de Şeybani bunlar dışarıdan ilişkililer, o yüzden çok çözüm istemiyorlar. 10 Mart'ta olan Suriye tüm bölge içindi. Bizim anladığımız hegemon güçler Suriye’de huzur olsun istediler, barış gelsin istediler. Tabi çıkarları için. Huzur ve barışın gelmesi de 10 Mart Anlaşması'na bağlı. O yüzden kimse ambargoya karşıyım diyemez. İçeriden yıkmak istiyorlar, 10 Mart Anlaşması'nı yapmak istemiyorlar"

Türkiye ile sınırların açılmasını isteyen Müslim şöyle konuştu:

"Bu Özerk Yönetim'in isteği. Biz madem beraber yaşıyoruz, her şeyimiz de ortak. Rojava Yönetimi bölgesinde Türkiye ile ya da Başur ile 10 Mart Anlaşması üzerinde çalışılmalı. Suriye hükümeti bugüne kadar böyle bir istekte bulunmadı. Biz de anlaşmak istiyoruz. Vatandaşlarımızın özgürce gidip gelmelerini istiyorum"

Müslim, Suriye'deki geçici hükümetin Kürt düşmanlığını devam ettirmek istediğini de şu sözlerle öne sürdü:

"10 Mart Anlaşması tüm Suriye içindi. 1'inci ve 2'nci madde tüm Suriye’deki etnik gruplar içindi. Dürzi var, Alevi var. O anlaşma Alevi katliamı varken oldu. Alevi katliamı dursun diye bu anlaşma oldu. Görünen o ki hükümetin fikirleri bu yönde değildi. Hükümet şu ana kadar tek hükümet olsun, iktidarlık olsun istiyor. Herkes üzerinde hüküm sürsün, kimse de sesini çıkarmasın istiyor. Bugün Alevilere, Dürzilere yapılanlar var, Aleviler mecbur kendilerini koruyacaklar. Dürziler Suriye’nin kuruluşu 1946'dan beri hep Suriye'yi savundular. Ama hükümet ‘Herkes Müslüman olsun. Dürziler Müslüman değil, Aleviler dinden çıkmış’ diyorlar. Şu an hükümete karşı tepki bundan dolayı oluyor. Hükümet bugüne kadar Kürt meselesi de dahil düşmanlığı devam ettirmek istiyor. Bu Suriye’nin geleceği için iyi değil

DAİŞ bizimle savaşırken herkes kaçıyordu. İdlib'e gidip isimlerini, kıyafetlerini değiştirdiler. Orada olanlar gizli tiyatroydu. HTŞ Hükümeti iktidara gelince içinde hala vardı. Uyuyan hücreler de uyandı. Hükümet devrilince çok grup eline silah aldı. Onların müftüsü çıkıp ‘Onlar Müslüman, onlarla savaşmayın’ diyor. Ahmet Şara, sen müslüman düşmanları ile görüşüyorsun bu caiz değil' diyorlar. Dêra zor'dakiler uyandılar, silah eline aldılar. O yüzden çıkıp hükümet DAİŞ ile savaşacak diyemeyiz. Hem ideolojik hem fikir olarak aynılar, o yüzden bu meseleyi ciddi görmüyoruz. Uluslararası güçler de bunu düşünmeye başladı"

Müslim, Öcalan'ın da süreç komisyonu görüşmesine değindi. Müslim, şunları söyledi:

"İstediler ki Kürt Halk Önderi çıkıp ‘Tüm Suriye’yi, tüm Kürtleri feda ediyoruz’ desin. Ama Kürt Halk Önderi bir kez daha ispatladı. 'Rojava halkı cihadistlere teslim olacak' demeyecek. Diyor ki, ‘Orada demokratik bir sistem olacak ki entegrasyon olsun. Demokratik sistem olmazsa Suriye’de entegrasyon olmaz.’ Demokratik sistemin inşası Türkiye’ye de etki edecek. Yine demokrasi üzerine duruyor. Demokrasi yoksa entegrasyon da yok. ‘Nerede entegrasyon olacaksa demokrasi içinde olacak’ diyor. Biz de demokrasiyi savunuyoruz ama kafa demokrasi kafası değilse o zaman entegrasyon da zor. Hep dile getiriyoruz; dört parçadaki halkımız her zaman mücadele ediyor. Kürt halkı da bu sürece öncülük yapıyor. Nerede olursa olsun beraber demokrasiyi getirmek istiyoruz, çünkü demokrasi gelirse bize çözümü de getirecek. Bu sürece de Kürt halkı öncülük yapıyor"

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar