Seçil Erzan'ı tehdit ettiği iddia edilen Cüneyt Demir konuştu

Seçil Erzan'ı tehdit ettiği iddia edilen Cüneyt Demir konuştu
Denizbank şube müdürü Seçil Erzan’ın 'Fatih Terim Fon'u adı altında para topladığı olaya ilişkin Erzan'ın "Kesinlikle ismini veremem, korkuyorum" dediği kişi olduğu öne sürülen Cüneyt Demir sessizliğini bozdu.Futbolcuları...

Denizbank şube müdürü Seçil Erzan’ın 'Fatih Terim Fon'u adı altında para topladığı olaya ilişkin Erzan'ın "Kesinlikle ismini veremem, korkuyorum" dediği kişi olduğu öne sürülen Cüneyt Demir sessizliğini bozdu.

Futbolcuları dolandırdığı gerekçesiyle tutuklanan Denizbank şube müdürü Seçil Erzan, Kapalıçarşı'daki birinden para aldığını iddia ederek, "Kesinlikle ismini veremem, korkuyorum" demişti. Erzan'ın ismini vermek istemediği kişinin Cüneyt Demir olduğu ileri sürüldü.

NTV'de yer alan habere göre, Erzan'ın memleketi Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde pansiyon işletmeciliği yapan Demir, kendisinin de 150 bin dolar dolandırıldığını söyledi. Hem bankadan hem de Erzan'dan şikayetçi olan Demir, 25 Nisan'da suç duyurusunda bulunduğunu ve bu kapsamda İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde ifade verdiğini belirtti.

Demir, fona para yatırmasının Erzan'ın babası ile çalışan bir yakınının arkadaşının kızı Seçil Erzan'ın banka müdürü olduğunu ve karlı bir fon yönettiğini söylemesi üzerine bankada bulunan parasını çekip, Erzan'ın yanındaki Nazlı Can'a teslim etmesi ile başladığını anlattı.

"Müfettişler dolandırıldığımı söyledi"

Parayı 3 Mart'ta verdiğini söyleyen Demir, "23 Mart'ta verecekti. 23 Mart gelince vermedi. Aradan birkaç gün daha geçti. En sonunda öyle günler birbirini takip etti. Mesajlaştık. Birkaç sefer telefonla görüştük. Bana falan gün, 'İstanbul'da paranı vereceğim' dedi. Ama o gün gittiğimde, kendisine ulaşamadım. Dolayısıyla çalıştığı bankaya müracaat ettim. Banka da kendisinin izinde olduğunu, çalıştığı şubenin izinde olduğunu, bana genel müdürlüğe ulaşmamı söylediler. Bunun üzerine kalktım, genel müdürlüğe ulaştım. Genel müdürlük de o gün cuma günüydü, dedi ki 'bugün geç oldu, pazartesi gel.' Ayın 10'una denk geldi. Ayın 10'unda gittiğimde, bir daha görüşemedik ve ayın 11'inde salı günüydü; banka müfettişleri ile bankada görüştüm. Orada bana; 'parayı nereden verdin, ne şekilde verdin, nasıl verdin?' diye sorular sordular. Orada dolandırıldığımı anladım. Oradaki müfettiş arkadaşlar, bana onun böyle bir fonunun olmadığını, aslında dolandırıldığımı söylediler" dedi.

"Kapalıçarşı'da dövizci değilim, Çorlu'da bir esnafım" diyen Demir, şöyle devam etti:

"Oysaki gerek Seçil Erzan ile olan görüşme kayıtlarımda ve onun bana gönderdiği mesajlar savcılık dosyasında mevcuttur. Tehdit ettiğime dair en ufak bir kanıt olmadan bununla alakalı suç duyurusunda bulunacağım. Kapalıçarşı'da dövizci değilim, Çorlu'da bir esnafım. Hayatım boyunca Kapalıçarşı'ya 2 sefer gitmişliğim vardır. Olayın zaten mağdur tarafıyım, burada dolandırıldım, birikimlerimden 2 daire paramız gitti. Bütün birikimimiz gitti.

Üstüne üstlük böyle kara bir leke ile ifade edilmesi hem onurumu hem gururumuzu inanılmaz şekilde etkiledi. Psikolojik olarak da bizi mahvetti. İnsan hayatının bu kadar ucuz olmaması gerekiyor. Onurumla, gururumla, namusumla, şerefimle çalışırım ve bu ülkede vergisini düzenli ödeyen insanlardan birisiyim. Benim ne Seçil Erzan hakkında bir tehdidim var ne de Seçil Erzan'ı tehdit edecek bir durumum var. Kesinlikle bu konu asılsız, bunun hakkında da pazartesi günü gerekli suç duyurusunda bulunacağım. Adaletin er ya da geç tecelli edeceğine inanıyorum. Bu kadar karmaşık bir durumun kısa bir zamanda çözülmeyeceğini biz de biliyoruz. Ama sürecin takipçisiyiz, artık göreceğiz."

"Nasıl olduğunu anlamadım"

Seçil Erzan ile Hasan Ç., aracılığıyla tanıştığını ve Kapalıçarşı'da buluştuklarını belirten Demir, şunları söyledi:

"Hasan abinin yönlendirmesi ile Seçil Erzan, o dönemde aradı beni, gittik, görüştük. Ondan sonra iki ayağımı bir ayakkabıya soktu. Nasıl olduğunu da anlamadım zaten. İki gün içinde öyle bir allak bullağa getirdi. Buradan şubedeki paramı Kapalıçarşı'daki bir banka şubesine transfer ettim. Oraya gittim, oradan paramı çektim. Oradan bir puan daha uyguna döviz alacağız diye döviz yaptım. Kapalıçarşı'nın alt tarafında Seçil Erzan ile buluştum. Bana orada müşteri ziyaretine geldiğini, akşam Çorlu'ya geleceğini söyledi, 'Paranı burada teslim et, sana Çorlu'da akşam makbuzlarını getireceğim' dedi. Ayrıca paramızı öyle büyük paralar kazanacağız diye de vermedik ona. 150 bin dolar verdim, yanımda Nazlı Can da vardı. Normal fona koyacak diye verdim. Normal bir fonla paramızı değerlendirecek diye verdim. Bunu vermemin sebebi de Hasan Ç., uzun yıllardır parasını o bankanın fonunda tutuyor diye. Hem Hasan abiyi bilmem, tanıyıp güvenmem hem de Seçil hanımım ailesini çok iyi tanımam. 10-13 yıl birlikte esnaflık yaptık. Benim Seçil Erzan'ı tehdit ettiğimi, benden korktuğu gibi haberler çıktı. Kesinlikle benim Seçil Erzan'ı ne tehdit etmişliğim var ne tehdit edecek bir durumum var ne de benim onunla öyle bir pozisyonum var."