Sedat Cezayirlioğlu hukuk mücadelesini kazandı

Sedat Cezayirlioğlu hukuk mücadelesini kazandı
Erzincan İliç’teki altın madeninde siyanür sızıntıları yaşandı, toprak kaymaları oldu. 9 işçi yaşanan son faciada hayatını kaybetti. 8 yılda madene 48 dava açan TCDD emeklisi Sedat Cezayirlioğlu ise sonunda hukuk mücadelesini kazandı.

Gazete Pencere- Erzincan İliç’teki Çöpler Altın Madeni’nde 13 Şubat 2024’te yaşanan toprak kaymasında dokuz işçi liç yığınının altında kalarak hayatını kaybetti. Yaklaşık 10.5 milyon metreküp yani 20 milyon tondan fazla toprak kaydı, cevherdeki bütün siyanürlü solüsyon Fırat Nehri’ni besleyen Sabırlı Deresi’ne aktı.

Aslında bu, madendeki ilk kaza değildi. Aralık 2010’da altın üretimine başlayan madende daha önceden de siyanür sızıntıları yaşandı, maden toprak kaymalarıyla gündeme geldi. Hatta bu olaylar defalarca yargıya taşındı. Madeni kapatmak için dava açanlardan biri de TCDD’den emekli makinist, 58 yaşındaki Sedat Cezayirlioğlu’ydu.

Gazete Oksijen’den Esen Dolma’nın haberi şöyle:

Sedat Cezayirlioğlu, İliç’teki madene karşı ilk davasını Mart 2017’de açtı ancak davayı kaybetti. Bu dosyayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar taşırken madendeki her kapasite artışı ve her kazada da yeni bir hukuki mücadeleye girişti. Öyle ki sekiz yıl içinde ceza mahkemelerinde 15, idare mahkemelerinde 14, hukuk mahkemelerinde altı, Danıştay'da yedi, Anayasa Mahkemesi’nde dört ve AİHM ile Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde birer tane olmak üzere toplam 48 dava açtı.

2022’de kovuşturma yapılmadı

Bu davalardan biri Cezayirlioğlu’nun 2021’de madenin ruhsatlarının iptali için açtığı davaydı. Fakat dava devam ederken, 21 Haziran 2022’de, siyanür borusunda bir patlak meydana geldi. Cezayirlioğlu’nun savcılığa başvurması üzerine yapılan incelemede, 20 metreküp (32 ton) siyanürlü solüsyonün aktığı tespit edildi ve maden kapatıldı. Yine Cezayirlioğlu’nun sulh hukuk mahkemesinde açtığı delil tespit davasında ise bilirkişi, 20 metreküp değil, tam 210 metreküp siyanürlü solüsyonun Sabırlı Deresi’ne karıştığını tespit etti. Ancak bu rapor savcılıkça dikkate alınmadı ve 13 şüpheli hakkında ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ (KYOK) karar verildi. Ve maden, kapalı kaldığı 88 günün ardından faaliyetlerine devam etti.

‘Deprem’ ve ‘siyanür’ tehlikesi vurgulandı

6 Aralık 2023’te ise ruhsat iptali için açılan davada keşif yapıldı. Bilirkişi raporuna göre, 15 profesörden 13’ü madenin kapatılması gerektiği kanaatindeydi. Rapordaki gerekçeler, ‘madenin, Doğu Anadolu Fayı ile Kuzey Anadolu Fayı’nın birleştiği Bingöl Karlıova’nın uzantısı üzerinde yer alması’ ve ‘siyanür barajının, Türkiye sınırları dışına da çıkan ve beş ayrı barajı (Keban, Karakaya, Atatürk, Birecik ve Karkamış) besleyen Fırat Nehri’ni kirletme riski’ olmak üzere iki ana başlık altında toplanıyordu.

30 Ocak’ta ruhsatlar iptal edildi

Çok geçmeden, 13 Şubat 2024’te o felaket gerçekleşti… 16 Şubat 2024’te bakanlık, maden ocağının çevre izin ve lisans belgesini iptal etti. Temmuz 2024’te ise önce bakanlık tarafından madenin ÇED raporları iptal edildi, 30 Ocak 2025’te de Cezayirlioğlu’nun 2021’de açtığı davada Danıştay, madenin bütün ruhsatlarının aşağıdaki gerekçelerle iptal edilmesine karar verdi:

Tesisin deprem performans raporunun olmadığı,

İliç’in hemen batısındaki Divriği fayının nihai ÇED raporunda dikkate alınmadığı,

Ocakta gerçekleştirilecek patlatmaların yığın liçi şevleri de dahil kırık/çatlakların zamanla gelişmesine katkı yapabileceği ve geniş alanları etkileyebileceği,

2021 yılı ve sonrasına ait analiz sonuçlarına göre, yüzey suları ile toprakta demir, kurşun, arsenik ve alüminyum gibi ağır metallerin sınır değerleri aştığı

Toprak kayması durumunda, toprak analizlerindeki siyanür değerinin çevresel açıdan risk teşkil edeceği,

İşletme sahasının yer altı suyunu ve dolayısıyla Karasu Nehri’ni kirleteceği,

Yığın liçi tesisinin Fırat Nehri’ne ve Çöpler köyüne çok yakın konumda bulunduğu, atık depolama tesislerinin Sabırlı Deresi’ni, dolayısıyla Fırat Nehri’ni besleyen dere yataklarının üzerinde yer aldığı.

“Üretim değil bakım ve onarım”

Ancak şirket ‘kesin karar’ olmasına rağmen faaliyetlerine devam etti. Cezayirlioğlu ise hem kaçak faaliyetleri nedeniyle 19 Nisan günü şirket hakkında suç duyurusunda bulundu hem de bakanlığa başvurdu. 25 Nisan günü bakanlıktan gelen yazıya göre, “il müdürlüğüne gerekli talimatlar verilmişti”. Aynı gün Anagold Madencilik ise yaptığı kamuoyu açıklamasında “Tesisimizde, yalnızca bakım ve onarım çalışması faaliyeti yürütülmektedir. Bu çalışmalar, bölgenin doğal topoğrafyasına uygun olarak yapılan rutin bakım faaliyetlerinden ibarettir. Maden sahamızda üretime yönelik herhangi bir faaliyet kesinlikle bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.

Hala mühürlenmedi

Öte yandan 28 Nisan Pazartesi günü, Cezayirlioğlu’na Erzincan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nden gelen yazıda ise “bakanlığın 16 Şubat 2024’te çevre izin ve lisans belgesini iptal etmesinin ardından yapılan faaliyet durdurma işleminden bu yana madende her türlü işlemin durduğu” belirtildi. Bunun üzerine şirket de faaliyetlerini durdurdu. Ancak bakanlık ruhsatların tamamının iptal edildiği 30 Ocak’tan bu yana (30 Nisan itibarıyla) hala mühürleme işlemi yapmadı.

Şirket 23 kez şikayet etti

Cezayirlioğlu, sekiz yıl önce başlayan hukuki mücadelesinde yalnızca açtığı davalarla uğraşmadı, şirket de kendisi hakkında 23 kez suç duyurusunda bulundu. Öyle ki bir günde üç farklı suç duyurusu geldiği oldu. Bununla birlikte Cezayirlioğlu’nun deyimiyle “maden, onu işinden de etti”. 2020 yılında TCDD’de makinist olarak görevini sürdürürken baskı nedeniyle emekliye ayrılmak zorunda kaldı. 13 Şubat 2024’teki facianın ardından ise önce ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçundan gözaltına alınarak 30 saat nezarethanede tutuldu. Ardından da maden sahasına 3 kilometre mesafeye kadar girmesi yasaklandı.

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar