Sinan Ateş'in annesi gözyaşlarını tutamadı: Oğlumu Bahçeli'nin bilgisi dahilinde öldürdüler

Sinan Ateş'in annesi gözyaşlarını tutamadı: Oğlumu Bahçeli'nin bilgisi dahilinde öldürdüler
Ankara'da öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in annesi, Özgür Özel ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada "Benim oğlumu Devlet Bahçeli'nin bilgisi dahilinde öldürdüler. Bak bunu buradan yine söylüyorum, benim oğlumu onlar yediler" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, adalet arayan ailelerle bir araya geldi. Yaklaşık iki saat süren görüşmenin ardından aileler, ANKA Haber Ajansı'na konuştu.

Ankara'da öldürülen Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in ablası Selma Ateş şunları söyledi:

"Sağolsun adalet arayan bütün ailelerin yanında olduklarını gösterdiler. Sadece bizler değil, katledilen bütün insanlar için adalet arayışı hepimiz için devam ediyor. Sağ olsun Sayın Özgür Özel de bu desteğini bize verdi. Acıyı hep birlikte yaşadık. Herkesin çocuğuyla birlikte, eşiyle, ailesiyle, annesiyle, babasıyla hep birlikte tekrar öldük. Çünkü hepimizin bir acısı var. Hepimizin ortak bir acısı var. Ama en büyük problemimiz de adalet. Maalesef ülkede adalet yok. Adalet olmadığı için hepimiz buradayız. Sadece tek bir isteğimiz var. O da adalet. Başka hiçbir şey istemiyoruz. Sokak ortasında katledilen insanların, tecavüze uğrayan kadınların, motokuryelerin, çocukların hepsinin hesabının sorulması gerekiyor. Ülkede artık bazı cezaların ağırlaştırılması gerekiyor. Eğer bu cezalar ağırlaştırılmazsa bu insanlar daha çok azgınlaşacak demiştik. Bugün cezaevlerinde milletvekilleri, gazeteciler olması gereken kişiler değil. Aslında olması gereken kişiler işte bu katiller. Ama maalesef bizler burada adalet ararken onlar ellerini, kollarını sallayarak sokaklarda rahat rahat gezebiliyorlar. Bizler gece gündüz durmadan adalet arayışına devam ediyoruz. Gözümüzün yaşı dinmiyor. Ama herkese ödüller dağıtılıyor. Sadece bu Sinan Ateş için değil herkes için, Samet Özgül için de Rabia'mız için de diğer katledilen genç kızlarımız için de bizim tek bir hedefimiz, tek bir amacımız var, o da adalet. Bu da yerine gelene kadar bu insanların hepsinin hesabı sorulana kadar son nefesimize kadar adalet arayışımıza devam edeceğiz. Hiç kimseden korkmuyoruz, korkmadan da bu yolda ilerlemeye devam edeceğiz. Sayın Özgür Özel zaten desteği açık bir şekilde bizlere gösterdi. Bizler de her daim bizim yanımızda ve destekçimiz olan herkesin yanında olacağız."

Saniye Ateş: "Ölene kadar peşindeyim"

Sinan Ateş'in annesi Saniye Ateş ise şöyle konuştu:

"Adaletin olmadığı bir dünyada adalet arıyorsun. İğneyle kuyu kazar gibi. Ölene kadar bu davanın peşindeyim. Benim çocuğumun katilleri belli. Ben olmayan yerde adalet arıyorum. Benim oğlumu MHP'den öldürdüler. Devlet Bahçeli'nin bilgisi dahilinde öldürdüler. Bak bunu buradan yine söylüyorum, benim oğlumu onlar yediler. Çünkü benim oğlum milletvekili değildi. Önce PKK'ya ihale ettiler oğlumu. PKK öldürmeyince bu sefer kendileri ne yaptılar? Kendileri öldürdüler. Benim çocuğumun adalet yerini bulana, bu düzen değişene kadar, böyle emekliyerek de olsa ben bu adaletin peşine düşeceğim. Ölene kadar peşindeyim. Benim iki tane yavrum yetim kaldı. Bir hafta önce torunum geldi. Babasının mezar taşına sarıldı. 'Benim babam şimdi ne yapıyor burada babaanne' diyor. Ben ne deyim, ne anlatayım ona? Devlet mi yönetiyordu? Devleti mi yıktı benim oğlum? Hırsız mıydı? Eğer ki yaşamak için hırsız mı olmamız lazımdı? Çalmamız, çırpmamız mı lazımdı? Ne yapmamız lazımdı? Ben düzgün evlat yetiştirdim diye benim yavrumu katletmeleri mi gerekiyordu? Ben asla hakkımı helal etmiyorum. Hani bizimle helalleşmeyecekler ya önce benden helallik alsınlar. Benim oğlumu yediler. Neydi bir koltuk sevdası mıydı? Benim oğlumun öyle bir sevdası yoktu zaten. Benim oğlumun asla öyle bir sevdası yoktu. Beni taşa tutarlar diye korktu mu Devlet Bahçeli o koltuktan inmek için? Mutlaka korkusu vardı, beni taşa tutarlar eğer ki genel başkanlığı bırakırsam diye herhalde benim oğlumu öldürttürdü. Allah mezar vermesin ona, ölmesin. Bak hep namazımı kılıp dua ediyorum. Devlet Bahçeli ölmesin, ömründe şu iki seneki kadar ona edilen hakaret hiçbir zaman edilmemiştir. Bu kadar eğer utanmadan, sıkılmadan bu hakaretleri yiyorlarsa Allah daha beter etsin. Yaradan Allah öyle bir rezil etsin, bunu ki benim yüreğimin ateşi böyle o kadar alevlendi o kadar alevlendi ki inan taştı. Ama Allah ona mezar vermesin ya Rabb'im. Ölemezsin. Ölemezsin Allah süründürsün. İnşallah bir gün adalet yerini bulur. Allah bütün adaleti arayanların yar ve yardımcısı olsun."

Kardeşi için adalet isteyen Zeynel Nihadioğlu da şunları söyledi:

"Hatay'dan geldim. Kardeşim Tahsin Nihadioğlu'nun şüpheli ölümüyle ilgili aslında bir adalet mücadelesi yürütüyoruz. Bilindiği üzere büyük yıkım yaratan 6 Şubat depremlerinden sonra Hatay Defne Elektrik Mahallesi'ndeki ağır hasarlı evinden çıkarken şüpheli olduğu gerekçesiyle asker ve polisler tarafından işkenceye uğradı. İşkencecilerini elinden onu dönemin Hatay Milletvekili Barış Atay ve mahalleli depremzedeler aldı. Yaşadığı işkenceyi basına anlattı canlı yayında. Sosyal medya kanallarından paylaştı. Ayrıca işkence yapan polislerin aracını kendi telefonuyla fotoğraflamayı başardı. Ardından işte suç duyurusunda bulunacağını belirtti. Bir gün sonra da şüpheli bir trafik kazasında hayatını kaybetti. O günden bugüne biz bir adalet mücadelesi veriyoruz. Yaklaşık 29 ay oldu. İşkenceci polislerin kimliğinin tespit etmiş olmasına rağmen bir kez ifadeleri alındı. Sürekli olarak kovuşturmaya yer olmadığına karar veriliyor. Yani savcılıklar arasında dosyalar geziyor. Kovuşturma yer olmadığına karar verildi. Bir Anayasa Mahkemesi süreci içerisindeyiz şu anda.

Kardeşimin ölümüyle ilgili yani onu öldüren şoförün kazayla sözde kazayla öldüren şoförün de en ufak tedbirlerden dahi mahkeme bir tedbir koymadı. Yani mesela yurt dışı çıkış yasağı gibi, denetimli serbestlik gibi herhangi bir yaptırım uygulamadı. Dolayısıyla kısa bir süre içerisinde serbest bıraktı. Ve biz bunun büyük bir adaletsizlik olduğunu söylüyoruz. Bugüne kadar yargılanan tek bir kişi yok. Hakkında soruşturma açılan dava açılan tek bir kişi olmadı bugüne kadar. Dolayısıyla da biz fiili olarak hem hukuki olarak hem eylemsel olarak ülkenin çeşitli yerlerinde basın açıklamaları, eylemler gerçekleştiriyoruz. Bugün burada da Özgür Özel'le bu konuyu görüşmek için geldik. İçeride pek çok aile var. Gerek depremzede aileler var, onun dışında birçok adalet arayan aile var. Onlar sorunlarını iletiyor. İleriki zamanlarda bu süreçle ilgili zaten bir dayanışma içerisinde bulunacaklarını ifade ettiler."

Selin Sümbültepe: "Biz yas tutamadık"

6 Şubat depremlerinde yıkılan MCG Tower'da annesini, babasını ve yakınlarını kaybeden Selin Sümbültepe, şunları kaydetti:

"MCG Tower davasını temsilen buradayım. Başkanımızla da görüşme yapmaya geldik. Burada Ankara'nın bu binasında olmak gerçekten çok büyük bir şanstı. Öncelikle teşekkür ederim. Seneler geçiyor bir sene sonra gelen bilirkişi raporunda herkes asli kusurlu denmesine rağmen hiçbir sanık tutuklanmadı ve üstüne üstlük yeni bir bilirkişi raporu atanacağı söylendi. Ve içeride artık sanıklar birbirine suç atma raddesine geldiler. Durum bu kadar barizken suçlar bu kadar açıkken, hak hukuk mücadelesini senelerdir vermemize rağmen hiçbir geri dönüş alamamamız bu kadar yavaş sürmesi, bu olayların, bunun sürünceme kalması, kaplumbağa hızında ilerlemesi artık bizi yıldırmaya çalıştıklarını düşüyoruz. Yılmayacağız. Seneler de sürse sürekli bunun arkasında olacağız. Biz yas tutamadık, hak, hukuk, adalet aramaktan biz yasımızı tutamadık.O yüzden artık bilirkişi raporlarının adalet sisteminin bütün adaleti arayanlar için, adalet peşinde aileleri için tüm deprem duruşmaları için bir an önce hayata geçmesini bekliyoruz."

"Özgür Özel'e 6 Şubat deprem davalarının sadece iktidara atılacak bir durum olmadığını ilettim"

Adalet Peşinde Aileleri Platformu'ndan Döne Kaya da şöyle konuştu:

"İki yıldan sonra iddianamemiz hazırlandı ancak. İki duruşma gerçekleştirdik. Mayısta olan ikinci duruşmamızın bir sonraki duruşmasını kasım ayına ertelediler. Dosyaların sürünceme de bırakıldığını savcı ve hakimlerin böyle bir tavır içerisinde olduğunu düşünüyorum. Üçüncü adli tatil başlayacak. Ancak doğru düzgün bir adaletin geldiği davamız yok. Daha ne kadar adalet arayacağız? Biz sadece sevdiklerimiz için adalet aramıyoruz. Ben bu mücadeleye başladığımda başka dokuz aylık bebekler vefat etmesin diye çıktım. Ve bu düzeni sağlayana kadar da mücadele edeceğiz. O yüzden kamuoyu olarak bu baskıyı oluşturmak zorundayız. Çünkü Türkiye'de adalet olması gerektiği gibi işlenmiyor. Twitter'da ve sosyal medyalardan kamuoyu baskısıyla bir adalet sağlanabiliyor. O yüzden de tüm kamuoyunu adalet temennimizi sürdürmeleri için, deprem davalarına davet ediyoruz. Gelemeyenler takip etsin. Çünkü oradaki duruşma anındaki kalabalıklık bile inanın davanın gidişatını etkiliyor. Zaten Sayın Özel ve partisi bizi sürekli süreç boyunca destekledi. Özellikle Nermin Hanım, Hatay'da her duruşmada, her toplantımızda yanımızdaydı. Ancak kendilerine şunu ilettim, 6 Şubat deprem davaları sadece iktidara atılacak bir durum değil. Bu zamana kadarki tüm siyasi partilerin oluşturduğu bir durumdan kaynaklı. Şeffaf bir şekilde sorumlu olan herkesin A veya B parti fark etmeksizin adalet karşısına çıkarıp yargılanması gerektiğini ilettim kendisine. Ve kendisi de desteklediğini, mücadelemizde yanında olacağını beyan etti."

Eren Can: "Özgür Özel davaların takipçisi olacağını beyan etti"

Hatay Antakya Rana Apartmanı'nda annesi ve babasını kaybeden Eren Can ise şunları söyledi:

"Depremin üzerinden yaklaşık iki buçuk sene geçti. 29 ay sonra bugün halen bilirkişi raporunun alınmadığı, iddianamenin düzenlenmediği, neredeyse tek dosya diyebilirim, aynı zamanda bir avukat olarak başka davalarda yakınlarını kaybeden ailelerin vekilliğini yapıyorum. Deprem davalarında adalete erişmek için yoğun bir mücadele veriyoruz. Bir yandan da bunun bir mağduru olarak kendi dosyamda da bunun sıkıntısını yaşıyorum. Bir yandan da yakınını kaybeden bir insanım. Ve depremin üzerinden iki buçuk sene geçmiş olmasına rağmen iddianamenin dahi düzenlenmemiş olması Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden beklenen bilirkişi raporunun gelmemiş olması, iki buçuk senede adaletin tesis edilmemiş olması hem bizim vicdanımızı yaraladığı gibi hem de kamu vicdanını yaralamaktadır. Bu konuda kamuoyu desteğe daha fazla ihtiyaç duyduğumuzu düşünüyoruz. Hatta bugün bunun için de CHP Genel Merkezi'ne geldik. Özgür Özel'le görüştük. Özgür Bey'e bu durumları aktardık. Kendisi de davaların takipçisi olacağını beyan etti. Teşekkür ediyoruz. Umarım takipçisi olurlar diyoruz."

Kaynak:ANKA

Öne Çıkanlar