Sinan Meydan’dan Erdoğan’a ‘tek parti’ yanıtı
Gazete Pencere- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Nisan 2025’te 3. Uluslararası Yeditepe Bienali'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Atatürk ve İsmet İnönü’yü hedef alan “Tek parti faşizmi döneminde Batıcı jakobenlerin elinde milletimizin kültür hazinesi ihmal edilmiş, binlerce yıllık köklü miras reddedilmiştir” sözleri dikkat çekti.
Erdoğan’a yanıt Tarihçi Sinan Meydan’dan geldi.
Sinan Meydan, “Batıcı Jakobenler diye eleştirdiğiniz Atatürk ve arkadaşları, yüzde 90'ı okur yazar olmayan, yüzde 70'i salgın hastalıkların pençesinde, neredeyse hiçbir şey üretemeyen, sanayileşmemiş, aydınlanmamış, kadının adının olmadığı, yüzde 85'i köylerde yaşayan savaş yorgunu bir din tarım toplumuyla, çok değil 15-20 yılda üreten, tam bağımsız, laik, çağdaş bir Cumhuriyet, bir ulus devlet kurdu” ifadelerini kullandı.
“Cevap Veriyorum!” diyen Sinan Meydan sosyal medyada şunları yazdı:
“Tam bağımsız ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü dönemi CHP'sini "Tek parti faşizmi" ; milletçe her şeyimizi borçlu olduğumuz Atatürk ve dava arkadaşlarını da "Batıcı jakobenler" diye eleştiriyorsunuz.
"Batıcı jakobenler"in "elinde milletimizin kültür hazinesi ihmal edilmiş, binlerce yıllık köklü miras reddedilmiştir" diyorsunuz.
Cumhuriyeti kuranlar; Atatürk ve dava arkadaşları, milletimizin hangi kültür hazinesini ihmal etmiş? Hangi binlerce yıllık köklü mirası reddetmiş? Tam tersine Atatürk ve dava arkadaşları cumhuriyeti kurduktan sonra, yüzyıllardır unutulan, ihmal edilen milletimizin kültür hazinesine sahip çıktılar. Tek parti döneminde bizzat Cumhurbaşkanı Atatürk imzalı Bakanlar Kurulu kararnameleri ile Vakıflar Genel Müdürlüğü, aralarında 100'lerce tarihi caminin de olduğu kültür hazinelerini onardı, bakımını yaptı.
Atatürk ve arkadaşları "binlerce yıllık köklü mirası" reddetmediler, tam tersine yüzlerce yıldır ihmal edilen binlerce yıllık köklü mirasa, Türk kültürüne,Türk sanatına, Türk tarihine, Türk diline,Türk kadınına sahip çıktılar. Toplumu geri bırakan çürümüş kurumları kapattılar.
Sayın Cumhurbaşkanı! "Batıcı jakobenler" dediğiniz Atatürk ve dava arkadaşları, her şeyden önce Batı emperyalizmine karşı bir bağımsızlık savaşını kazanarak tam bağımsız bir devlet (Türkiye Cumhuriyeti'ni) kurdular.
"Batıcı Jakobenler" diye adlandırdığınız Atatürk ve arkadaşları, Osmanlı''da yüzyıllardır ihmal edilen,"Etrakı bi idrak" denilerek aşağılanan ve merkezden çevreye itilen Türkleri, adıyla, sanıyla, diliyle, kültürüyle bir millet (ulus) haline getirip çevreden merkeze taşıdılar. 1924 Anayasası 88.maddede milleti şöyle tanımladılar: "Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle (Türk) ıtlak olunur."
"Batıcı Jakobenler" diye eleştirdiğiniz Atatürk, Türk Tarih Kurumunu ve Türk Dil Kurumunu, Ankara Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesini kurdu. Türk tarihinin ve Türk dilinin araştırılmasını istedi. Atatürk'ün Türk tarihine ve Türk diline verdiği önem sayesinde binlerce yıllık Türk tarihini açığa çıkaracak bilimsel çalışmalar yapıldı. Osmanlı'da sadece İslam tarihi ve hanedan tarihi bilinirdi. Atatürk'ün isteği ile başlatılan tarih çalışmaları sayesinde hem Orta Asya'dan Anadolu'ya uzanan binlerce yıllık Türk tarihi araştırılıp yazıldı, hem de Anadolu ve civarındaki antik uygarlıklarla ilgili araştırmalar desteklendi ve bu uygarlıklara da sahip çıkıldı. Böylece tarihimiz hanedan tarihinin darlığından kurtarılıp hem binlerce yıllık kökleriyle buluşturuldu, hem de Hititler'den Sümerler'den Osmanlı'ya Anadolu'nun ve civarının binlerce yıllık tarihsel birikimine sahip çıkıldı. Tek parti döneminde tarih sergileri hazırlandı, tarih kurultayları düzenlendi, yeni tarih kitapları hazırlandı. Tarih bilinci oluşturuldu. Nitekim Osmanlı tarihini bile Cumhuriyetin yetiştirdiği Halil İnalcık gibi tarihçiler yazdı.
Cumhuriyeti kuranlar Türk tarihi gibi Türk diline de sahip çıktılar. Türk Dil Kurumu, Ankara Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi, yazı ve dil devrimleri, dil kurultayları, tarama, derleme ve türetme çalışmaları ile Cumhuriyet, Türkçeyi kurtardı.
"Batıcı Jakobenler" diye eleştirdiğiniz Atatürk ve arkadaşları Türk halk kültürüne sahip çıktılar. Atatürk'ün kültür kurumu Halkevleri bu yönde çok önemli çalışmalar yaptı. Örneğin Türküler derlendi, halk oyunları canlandırıldı. Köy Enstitüleri gibi kurumlarda Türk halk kültürüne önem verildi.
"Batıcı Jakobenler" diye eleştirdiğiniz Atatürk ve arkadaşları, yüzde 90'ı okur yazar olmayan, yüzde 70'i salgın hastalıkların pençesinde, neredeyse hiçbir şey üretemeyen, sanayileşmemiş, aydınlanmamış, kadının adının olmadığı, yüzde 85'i köylerde yaşayan savaş yorgunu bir din tarım toplumuyla, çok değil 15-20 yılda üreten, tam bağımsız, laik, çağdaş bir Cumhuriyet, bir ulus devlet kurdu.
Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk aydınlığı...”
Kaynak:Haber Merkezi