“Tasarruf genelgesine göre kreş de yapamıyoruz kültür merkezi de”

“Tasarruf genelgesine göre kreş de yapamıyoruz kültür merkezi de”
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, "Tasarruf genelgesine göre kreş ya da kültür merkezi yapamıyoruz. Ama bu hizmetlerimize engel değil" dedi.

Bursa, bu yıl ikinci kez düzenlenen Bursa Uluslararası Edebiyat Festivali ile dünyanın dört bir yanından yazarları ağırladı. “Cesaret” temasıyla gerçekleştirilen festivalin açılışında bir grup gazeteciyle birlikte Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ile sohbet etme fırsatı da bulduk.

İstanbul’da adını sıkça duyduğumuz başkanı Buğra Gökce’nin tutuklu olduğu İstanbul Planlama Ajansı gibi Bursa Planlama Ajansı kurulmuş, şehirdeki üniversiteler ve odalarla bir danışma kurulu oluşturulmuş. Bursa’nın geleceği için kent anayasasını da hayata geçirmeyi planlıyorlar.

Türkiye’de ilk kez hayata geçecek projeyi Mustafa Bozbey; “Kent anayasasını da şehirde tüm katmanların uzlaşıyla ortaklaşacağı ve herkesle görüşerek katılımcılıkla planlıyoruz. Yani katılmayan kesim yok. Çocuklar da katılıyor, kadınlar da katılıyor, çiftçi de katılıyor, esnaf da iş dünyası da. Her kesimden insanın katıldığı bir planı haziran ayına kadar onaylamayı düşünüyoruz” diyerek anlattı.

Biz şehre edebiyat festivali için geldik aynı zamanda Bursa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu 20. yaşını kutlamaya hazırlanıyor. Önümüzdeki hafta uluslararası bir fotoğraf festivali gerçekleştirilecek. Neredeyse her hafta bir etkinlik var. Bozbey’e siyasi iktidarın muhalif belediyelere baskı aracı olarak kullandığı tasarruf tedbirlerini soruyoruz. ‘Herkes bilir ki tasarruf tedbirleri daha çok kültür sanat üzerinden ilerler. Siz bu tasarruf tedbirlerine kültür sanat üzerinden nasıl direniyorsunuz’ sorumuza cevabı hem düşündürücü hem de üzücü.

2024’te koltuğa oturan Bozbey, “Bursa'yı ve Bursalıları dönüştürmek, değiştirmek amacıyla yola çıktık. Bu dönüşüm eğitim, kültür sanat ve sporla olur. Bu üçlü bileşen bizim için çok kıymetli. Böyle dönüştüreceğiz biz. Aksi takdirde sadece fiziksel anlamda değişimle, insanları değiştiremezsek zaten sonuç alamayız. Cumhurbaşkanının tasarruf genelgesine göre şimdi kreş yapamıyoruz. Kültür merkezi yapamıyoruz, hizmet binası yapamıyoruz. Ben bunların aşılacağını düşünüyorum. Bunları aştıktan sonra biz ihtiyaç olan alanlarda bu tür yatırımlarımızı da yapıp gençlerimizi, kadınları ve her yaştan insanı oraya getirip hem sosyal hem kültürel anlamda onları geleceğe hazırlayalım istiyoruz. Amacımız bu. Tabii bunları yapıyor muyuz? Şu anda da yapıyoruz. Hemen hemen her hafta bir kültür sanat etkinliğimiz var bizim. Tiyatrolar, söyleşiler, konserler...”

“ÇOCUĞU DEĞİŞTİRİRSEK AİLE DE DEĞİŞİR”

“Kentin merkezinin doğu yakası biraz sıkıntılı orada yoğun bir çalışma var bu konuda. İki ya da üç sene sonra göreceksiniz orada farklılaşacak insanlar. Yani orada bir mahallede ya da bir köyde kırsalda bir çocuğun gitar çalması, bir keman çalması, bir saz çalması o kadar önemli ki. Orada kırsalı değiştiriyor sadece aileyi değil. Çünkü çocuğu değiştirirsek, dönüştürürsek aile dönüşmeye başlıyor. 17 ilçemiz var, ilçelere götürüyoruz tiyatroyu. İnanılmaz bir talep de var. Üzülerek belirteyim ki bazı ilçelerimizde salon bulamıyoruz. Tiyatro özel salonlarda oynanıyor biliyorsunuz. Demek ki tiyatroya gereksinim duyulmamış. Sadece söyleşiler için düşünülmüş. Orada öyle bir salon yapılması lazım idi ki orada bir tiyatroya getirdiğinizde hakikaten uygun tiyatroya uygun olacak, söyleşiye uygun olacak, konsere uygun olacak.”

“BURSA, DEĞERLERİNİ KAYBETTİ”

Yeşil Bursa’nın eskisi gibi yeşil olmadığını hepimiz biliyoruz. İklim değişikliğinin su stresini artırdığı büyükşehirlerden olan Bursa’da geçtiğimiz ay su kesintileri de yapıldı. Başkan Bozbey, “Bursa inanılmaz bir hızla değerlerini kaybeden bir kent. Son 20, 25 yıl boyunca değerlerini kaybetti Bursa. Tekrar bu değerlerini kazanacak şehir. Sadece doğayı değil havayı da kirletiyoruz. Yeniden Yeşil Bursa hedefimize kitlenmiş durumdayız. Bütün planlamalarımızı, yaptığımız çalışmaları onun üzerine kuruyoruz” diyor.

“BURSA’NIN %60-62'Sİ RUHSATSIZ KAÇAK KONUTLARDAN İBARET”

“45 dakikada dağa gidiyorsunuz, 45 dakikada denize. Türkiye'de böyle bir kent yok. Yurtdışındaki örneklere bakıyorum bizim dağa davrandığımız gibi hoyrat davranmamışlar. Kayak yapılan merkez yukarıda, aşağıda bir köyü planlamışlar turizm alanına dönüştürmüşler. Uludağ'da bunu yapsaydık belki Türkiye'nin değil dünyanın sayılı yerlerinden bir tanesi olurdu. Yapamamışız. Biz götürmüşüz otelleri kayak yapılacak yerlere koymuşuz. Bursa Ovası var tarımsal açıdan inanılmaz derecede zengin, verimli bir toprağa sahip. Fakat 60'larda sanayinin Bursa'da yoğunlaşmasıyla maalesef ki kaçak bölgelerin, sanayinin, kaçak konutların ki bugün Bursa’nın %60-62'si ruhsatsız kaçak konutlardan ibaret. Bu kaçak yapılarla verimli topraklarımızın önemli bir kısmını maalesef kaybetmişiz.29 tane coğrafi işaret alan ürünümüz var bizim. Göçün de getirdiği sorunlardan kaynaklı biz hem tarım topraklarını kaybetmişiz hem doğamızı kirletmişiz. Şimdi bunları durdurma, ortadan kaldırma, yeniden kazanma girişimlerimizi başlattık.”

DENİZİN İSYANI: MÜSİLAJ

Aynı zamanda Marmara Belediyeler Birliği Başkanı da olan Mustafa Bozbey’e müsilajı soruyoruz. Bu yaz çok konuşmasak da denizin dibindeki tehlike devam ediyor. Müsilaj için oluşturulan bilim kurulu ile düzenli olarak görüştüklerini söyleyen Bozbey, bakanlık koordinasyonuyla belediyelere yeterli destek verilirse sonuç alınabileceğini düşünüyor.

“Ergene ile beraber Marmara havzasını bütün olarak düşünmek lazım. 30 milyon insan yaşıyor Marmara'da. Ancak arıtmayla ilgili, deşarjla ilgili o kadar çok sorun yaşanmış ki ve halen de yaşanıyor. Şu anda denizin 3-4 metre altı müsilajın etkilerinden dolayı bir tabakayla kaplanmış durumda.

Altta küçük balıklar nefes alamıyorlar, beslenecek alan bulamıyorlar. Yıllardır denizi hoyratça kullandığımız için ağları kesmişiz, atmışız. Hayalet ağlar oluşmuş aşağıda. Onların etkileri var. Ve evsel atıkları, sanayi atıklarını tam jeolojik olarak arıtmadan derelere vermişiz ya da nehirlere aktarmışız. Oradan da doğru denize gitmiş. Bunun sonucunda elbette ki deniz de isyan bayrağını çekiyor mu? Çekiyor. Çekti. Ne zaman çekti? 2021'de yaşadık bunu.”

%60 EVSEL ATIKLAR, %40 SANAYİ ATIKLARI

“Yapılacak tek şey var. Biz biliyoruz ki müsilajın sebebi %60 evsel atıklar, %40 sanayi atıkları. Öncelikli olarak evsel atıkları kim arıtacak? Belediyeler. O zaman finansman modelleri geliştirilerek yer seçimi ve finansman konusunda da ilgili bakanlıkların destek vermesiyle bu sorun birkaç yıl içerisinde ortadan kalkabilir düşüncesindeyiz. Maliyeti yüksek tabii, İstanbul’da ileri biyolojik arıtma tesislerinin yapılması sanıyorum 5 milyar dolar civarında. Bizde de yaklaşık 450- 500 milyon dolar civarında bir maliyet çıkıyor. Bir yılda olmayabilir ama 5 yıllık bir projeksiyonda her yıl bazı işleri yaparak 5 yılın sonunda Marmara'daki bütün belediyeler ileri biyolojik arıtma tesislerini tamamlamış ve %100 atık suları arıtarak denize ya da nehirlere deşarj edebilir duruma gelebilir. Ya da 5 yıl olmaz 10 yıl olur ama bunun mutlaka süreç haritasıyla ortaya konması lazım ve bunun belediyelerle de paylaşılması lazım. Belediyeler de olacak, bakanlık da olacak."

whatsapp-image-2025-11-27-at-15-11-28.jpeg

Mustafa Bozbey'in kaybettik diye bahsettiği değerler Bursa’nın dağı, denizi, ovası… Sadece Bursa değil ülkemizin her yerinde değerlerimizi yitiriyoruz. Mücadele etmek ya da seyirci kalmak bizim elimizde. Yeniden ziyaret ettiğimde daha yeşil bir Bursa bulmak ümidiyle..

Kaynak:Nilay Can

Öne Çıkanlar