Yargıtay’ın AYM üyeleri hakkındaki suç duyurusuna muhalefetin tepkisi: Bu bir darbedir!

Yargıtay’ın AYM üyeleri hakkındaki suç duyurusuna muhalefetin tepkisi: Bu bir darbedir!
AYM'nin tutuklu TİP Hatay Milletvekili Can Atalay için hak ihlali kararı vermesinin ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyayı gönderdiği Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne dosyayla...

AYM'nin tutuklu TİP Hatay Milletvekili Can Atalay için hak ihlali kararı vermesinin ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyayı gönderdiği Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne dosyayla ilgili verdiği “Seçimden önce TCK 312. madde kapsamında suç işleyen milletvekilinin dokunulmazlıktan yararlanamayacağı” şeklindeki mütalaaya siyasilerde tepki gösterdi.

CHP Genel Başkanı Özel TBMM'yi Olağanüstü toplantıya çağırdı

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, bugün saat 21.00'de TBMM Grubu'nu Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin kararını değerlendirmek üzere basına kapalı olarak olağanüstü toplantıya çağırdı.

CHP Genel Başkanı Özel sosyal medya hesabından 2Bugün saat 21.00'de Grubumuzu yargıdaki son gelişmeler üzerine olağanüstü kapalı toplantıya çağırdım. Yaşanan gelişmeler hafife alınamaz, görmezden gelinemez. Bu, anayasayı ihlal suçunun ötesinde anayasal düzene karşı kalkışma girişimidir. Derhal bastırılmalıdır" açıklaması yaptı.

TİP Genel Başkanı Baş'tan AYM'ye çağrı

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında karara tepki gösterdi.

Erkan Baş şunları söyledi:

"Onlarca gün, yüzlerce kilometre değil gerekirse binlerce kilometre koşacağız, yorulmayacağız ama Can yoldaşımızı özgürlüğe kavuşturacağız. Hatay halkının hakkını alma mücadelesi olarak görüyoruz biz Can Atalay'ı özgürlüğe kavuşturma mücadelesini. Bu ülkedeki yurttaşın seçme ve seçilme hakının güvencesi olarak görüyoruz Can Atalay'ın özgürlüğü mücadelesini. Türkiye'de pek çok yerde adalet sarayları var ama Türkiye'de adalet namına saraydan başka hiçbir şey yok. Adaletle, yargıyla, hukukla ilgili bütün konular dönüyor dolaşıyor sarayda bağlanıyor. Görüyoruz ki Can yoldaşımızı bir gün daha içeride tutabilmek için resmen ülkenin yargı makamlarına taklalar attıran bir iktidarla karşı karşıyayız."

"Bu paralel yapı uygulamalarına son verin"

"Türkiye'de bir kez daha bir paralel yargının ortaya çıktığı gerçeği ile Can Atalay davası örneğinde karşı karşıya olduğumuzu saptamak lazım. Anayasa Mahkemesi açık bir karar veriyor. Ama başka bir mahkemenin savcısı çıkıyor diyor ki ‘Can Atalay serbest bırakılamaz.’ Bu oyun değildir, oyuncak işi değildir. Açık söylüyorum herkes kendine gelecek, bu ülkede bir Anayasa varsa , AYM varsa, bunun kararları varsa Can Atalay derhal serbest bırakılmalıdır. Bir rezillikle karşı karşıyayız. Dün savcının verdiği mütalaa Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na dayanak bulamamış kendisine gidiyor İngiltere’den, Amerika’dan falan bahsediyor. Artık komik duruma düşüyorlar. Ama onların komik duruma düşmesi bizim ülkemizin bir acısı haline geliyor. Biz bunu kabul etmeyeceğiz. Biz Can Atalay'dan vazgeçmeyeceğiz. 20 yıldır yok milli irade yok sandık hikayeleri anlatanların düştükleri bu aciz durumu halkımızın dikkatine sunuyoruz. Biz Can Atalay'ı cezaevinden çıkaracağız. Bizi kendileri ile karıştırmasınlar, bizim milletvekillerimiz ihale kovalamak, çantacılık yapmak için görev almıyorlar, halk bize görev vermiş biz bu görevi yerine getireceğiz, hiçbir güç bunu engelleyemez. Mutlaka ve mutlaka Can çıkacak. Yeter bir ülke bu hale getirilemez. Sizin acizliğinizin cezasını milyonlarca yurttaş çekemez. Bu paralel yargı uygulamalarına son verin. Daha önce dinlemediniz bu ülkenin başına neler geldi hep beraber gördük. Aynı paralel yargı uygulamaları devam ediyor. Buradan AYM'ye çağrı yapıyorum. TBMM Başkanlığı’na çağrı yapıyorum; Numan Kurtulmuş, AYM Can Atalay ile ilgili aldığı tahliye kararını size iletmedi mi?"

İYİ Parti'li Kavuncu: Bu rezaletin en önemli sebebi de bu ucube sistemin yarattığı etiklerdir

İYİ Parti Teşkilat Başkanı Buğra Kavuncu'da Yargıtay'ın AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına tepki gösterdi. Kavuncu, "Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, AYM'nin Can Atalay kararına uyulmamasına ve AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına yönelik kararı hukuk skandalıdır. Bu rezaletin en önemli sebebi de bu ucube sistemin yarattığı etkilerdir. Ülkemizdeki bütün kuvvetler hem kendi aralarında hem de kendi içlerinde birbirine girmiş durumda. Bunun adı devlet krizidir. Ciddiyetten ve devlet bilincinden uzaklaşmanın sonucu budur" dedi.

,

HEDEP'li Beştaş: Artık çöküşe giden yolun sonuna gelindiğinin işareti

HEDEP Grup Başkan Vekili Meral Danış Beştaş da açıklama yaptı. Açıklamada şunlar belirtildi:

"Artık çöküşe giden yolun sonuna gelindiğinin işareti! Ne demek? Yargıtay, AYM üyeleri ‘istenen’ kararı vermedi diye, mahkemeye şikayet ediyor! Anayasanın 153. maddesine göre hakkında suç duyurusunda bulunulması gereken, Anayasa Mahkemesi üyeleri değil bu kararı veren Yargıtay üyeleridir. Suç işleyenler şikayetçi, müştekiler şikayet edilen…Kobane davası tam da böyle. Bu durumda Yargıtay üyeler."

İYİ Parti'li Zorlu:Artık Türkiye’de hiçbir vatandaşın hukuk güvenliğinin kalmadığı” anlamına gelir

İYİ Parti Sözcüsü Kürdaş Zorlu da şu açıklamada bulundu:

100 yıllık Cumhuriyetimizde maalesef vahim bir hukuk skandalı daha yaşanmıştır. Yargıtay, Can Atalay hakkında hak ihlali veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Oysa AYM kararları yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar. Yargıtay’ın AYM kararına uymaması hukuken izah edilemezken AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması “Artık Türkiye’de hiçbir vatandaşın hukuk güvenliğinin kalmadığı” anlamına gelir.

Ne yazık ki mahkemeler vasıtasıyla hak, hukuk, adalet tesis edilmediği gibi siyasi iktidar eliyle ülkenin adalet kalelerine darbe vurulmaktadır. Bu karar kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü, mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığını bir kez daha rafa kaldırma girişimidir. Bilinmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve devletin de mahkemelerin de meşruiyet kaynağı Anayasamızdır. İktidarın gücünü pekiştirmek için hukuku bir araç olarak kullanmasına, AYM’yi itibarsızlaştırmasına ve mahkemeler eliyle gövde gösterisinde bulunmasına izin vermeyeceğiz.”

Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ: Ortada bir devlet krizi vardır

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'da açıklama yaptı. Özdağ, açıklamasında şunları belirtti:

"Türkiye bir devlet krizi yaşamaktadır: Yargıtay 3.Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin Şerafettin Can ATALAY hakkında aldığı karar ile Anayasayı ihlal ettiğini iddia ederek Yüksek Mahkeme’nin ihlal kararı veren üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Aynı Daire, Anayasa Mahkemesi kararını yok sayarak, ATALAY’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için kendi kararını, uygulanmak üzere T.B.M.M.’ne göndermiştir. İlk olarak; her Türk vatandaşı, temel hak ve özgürlükler ile adil yargılanma ilkesinin ihlali gibi konularda, Anayasa Mahkemesi’ne ‘Bireysel Başvuru Hakkı’na sahiptir. Anayasamızın 153. Maddesinin son fıkrasına göre, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” Bu bakımdan Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi kararını tanımayıp, Ağır Ceza Mahkemesi’ne kendi kararını göndermesi açık bir Anayasa ihlalidir. İlave olarak; sadece ihlal kararı veren Yüksek Mahkeme üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması hukukun genel ilkeleri ve hakimlik teminatına aykırıdır. Bu haliyle anılan suç duyurusu tamamen hukuk dışıdır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı işleme koymadan derhal iade etmelidir. Aksi halde hak arama özgürlüğü kapsamındaki her ihlal kararı hakkında suç duyurusu yolu açılmış olacaktır. Sonuç olarak; 3. Ceza Dairesi yapmış olduğu suç duyurusu ile Anayasa Mahkemesi’ni tanımamış, Şerafettin Can ATALAY’ın hak arama özgürlüğü kapsamındaki adil yargılanma hakkını ihlal etmiş ve böylece kendilerine tevdii edilmiş yargı yetkisini Anayasa ve hukukun temel ilkelerine aykırı kullanmışlardır. Ortada ciddi bir devlet krizi vardır. Bu krizin çözümü için, kuvvetler ayrılığı ilkesi kapsamında her merciin hukuka saygılı olması ve Anayasa Mahkemesi kararının esas alınması gerekmektedir. Anayasamızın savunması Giriş bölümünde bütün yurttaşlara bir görev olarak verilmiştir. Zafer Partisi, Anayasal düzene saygı duyan bütün siyasi partilere, barolara, üniversitelere ve yurttaşlarımıza Anayasamızı savunma görevini hatırlatmayı görev bilir.

Davutoğlu: Bunun adı darbedir

Gelek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise, "Bunun adı darbedir. Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi kararını tanımayıp, üstüne hak ihlali kararı veren üyeler hakkında suç duyurusunda bulunmasının başka izahı olamaz. Bu karar demokrasiye ve hukuk devletine darbedir, asla kabul edilemez" dedi.

Tülay Hatimoğulları: Bu hukuksuzluk dünya hukuk tarihinin kara sayfalarına geçecektir

HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, karara ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Hatimoğulları’nın açıklaması şöyle:

"Her türlü siyasi müdahale ve hukuk dışı kararın altına imza atan Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması, yargı darbesinin geldiği durumun vahametini gösteriyor. Türkiye’yi bu noktayı AKP-MHP iktidarı getirdi.

İktidar; muhalifleri, Kürt halkını ve hak talep eden herkesi yargı sopasıyla hizaya getirmek istiyor. AYM’ye bu müdahale, hukuki güvencenin ve adaletin askıya almasını daha yüksek bir evreye taşıma anlamına gelir. Bu hukuksuzluk dünya hukuk tarihinin kara sayfalarına geçecektir.

Türkiye halkları vesayet kurumlarını kabul etmez. Bu yargı darbesi derhal son bulmalıdır. Hukuk sisteminin, anayasanın ve yasaların adalet ve demokrasi ekseninde yeniden ele alınması çağrısı yapıyoruz. Can Atalay derhal serbest bırakılsın.

Demokrat Parti'den çağrı

Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Cemal Enginyurt, CHP, İYİ Parti,Demokrat Parti, Saadet Partisi, DEVA, Gelecek ve Zafer Partisi'ne çağrı yaparak "Yargıtay önünde toplanalım" dedi. Enginyurt, Anayasa Mahkemesi Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin suç duyurusunu "Hukuk devleti anlayışına darbe" olarak niteleyerek "Tepki göstermedikçe yarın hepimizi tutuklayacaklar" dedi.