Özel’den Erdoğan’a İstanbul Sözleşmesi çıkışı: Bir seçim uğruna…

Özel’den Erdoğan’a İstanbul Sözleşmesi çıkışı: Bir seçim uğruna…
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında katıldığı bir etkinlikte Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmasına tepki...
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında katıldığı bir etkinlikte Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmasına tepki gösterdi. Özel, “Bir seçim uğruna Hizbullah terör örgütünün avukatlıklarını yapanlar, yapacakları ittifaka ön şart koştukları için ‘bekar kadınları sahiplendirmek lazım’ diyen bir zihniyetle ittifak kurulması uğruna bir kişi tek başına çekilmiştir.

Gazete Pencere Haber Merkezi

Özgür Özel, Eskişehir'de Annelere ve Kadınlara Saygı ve Şükran Anıtı'nın açılışında konuştu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında katıldığı bir etkinlikte Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmasına tepki gösterdi. Özel, ‘Bekar kadınları sahiplendirmek lazım’ diyen bir zihniyetle ittifak kurulması uğruna bir kişi tek başına çekilmiştir” dedi.

Özel, Medeni Kanun’a karşı yapılacak saldırılara karşı  MHP’li ve AKP’li kadınlara çağrıda bulunarak, “Medeni Kanun’a ağır bir saldırının hemen ardındayız. Hep birlikte direnmenin, hep birlikte mücadele etmenin gereği vardır.  CHP olarak biz buradayız ve hep birlikte mücadeleye hazırız” ifadelerini kullandı.

"CHP er ya da genç ama cesaretle siyasette eşit temsili getirmek durumundadır"

Özel'in konuşmasından öne çıkanlar

Ama seçilecek yerden kadın aday noktasında çok iddialıyız. Bundan önce sadece Aydın Büyükşehir Belediye Başkanımız vardı. Tek kadın büyükşehir belediye başkanımızdı. Şu anda Eskişehir, Aydın, Tekirdağ, Kahramanmaraş ve Sakarya olmak üzere beş büyükşehir belediye başkanımızda kadın adaylarımız var. Her birisi birbirinden güçlü, birbirinden iddialı isimler. Bütün illerde, ilçe belediyelerinde çok iddialı kadın adaylarımız var. Cumhuriyet'in yüz akı kentlerden bir tanesi olan İzmir'imizde tamamı seçilecek yerden 9 kadın adayımız var. 1 milyona yakın nüfuslu üç ilçemizde İzmir'in en büyük dört ilçesinden üçünde kadın adaylarımız var. Özellikle yaptığımız ön seçimlerde artık kadın kotasını pencere usulü yani toplamda yüzde 30’la değil ilk üçte, ikinci üçte, üçüncü üçte diye pencere usulü kadın kotasını uyguladık. Bundan sonra hedefimiz eşit temsildir. Kadına seçme, seçilme hakkını dünyadaki bugün gelişmiş bütün ülkelerden kiminden 40 yıl, kiminden 30 yıl önce tanımış ve kadınların bu hakkı elde ettikleri, hak ettikleri bu topraklarda CHP er ya da genç ama cesaretle siyasette eşit temsili getirmek durumundadır. Bu konuda önemli adımlar atıyoruz. Çok önemli bir iddiamız var ve bundan sonra kadınların ve gençlerin siyasete doğrudan dahil oldukları ve cumhuriyetin esas teminatının bu olduğunu hepimizin gördüğü bir süreci yaşamak durumundayız."

"Maalesef bir seçim kazanmak uğruna..."

Eğer bana sorsanız ki elinde bir nazar boncuğu var, AK Parti'ye ödül vereceksin. Hangi yaptığı işten dolayı ödül verirsin?’ diye sorsaydınız İstanbul Sözleşmesi'nin İstanbul'da imzalanmasını ve Meclis’e getirip onaylanmasını söylerdim. Bu kadar önemli bir işti. Hep birlikte katkı vermiştik. İmzalandığı tarih son 15 yılda kadın cinayetlerinin azaldığı tek yıldır. Devletin, iktidarıyla muhalefetiyle, tüm kurumlarıyla niyetini beyan ettiği yıldır. Kadına karşı şiddetin cezalandırılacağı ve bu konuda bir kararlılığın çok net vurgulandığı bir yıldır. O yıl kadın cinayetleri de kadına karşı şiddet de düşmüştür.

Sonrasında uygulamalardaki gecikmeler, savsaklamalar, uygulama eksiklikleri yeniden cesaret vermeye başlamıştır. Maalesef bir seçim kazanmak uğruna geçmişte Hizbullah Terör Örgütü’nün avukatlıklarını yapanlar, yapacakları ittifaka ön şart koştukları için ve bugün ‘Bekar kadınları sahiplendirmek lazım’ diyen bir zihniyetle ittifak kurulması ve onların talepleri uğruna TBMM’nin oy birliğiyle geçirdiği uluslararası anlaşmadan bir kişi tek başına çekilmiştir. O andan itibaren Türkiye'de kadına karşı şiddet eğilimindekiler cesaretlenmiştir. Kadın cinayetlerine yönelik caydırıcılık azalmıştır. Hemen ardından yeni bir mevzi kazanmak isteyenler bu sefer kadına karşı şiddetle ilgili kanunu tartışmaya açmışlardır. O konuda taviz beklemektedirler. Maalesef uygulayıcıların bu konuda ‘Cumhurbaşkanımız İstanbul Sözleşmesi'nden çıktıysa demek ki kadına karşı şiddet konusunda uygulamada da daha tavizkar olmak gerekir’ anlayışı hakim olmaya başlamıştır. Bundan sonraki adımlar nafakadan başlayarak kadınların Cumhuriyet ile birlikte kazandıkları tüm hakların, miras hakkı dahil, tartışmaya açılmaya çalışıldığı bir süreci yaşıyoruz. Medeni Kanun’u bir sur gibi görüyorlar kadın hakları için. İstanbul Sözleşmesi'yle orada koca bir gedik açtık diyorlar. Nafakayla, miras hakkıyla saldırmaya devam ediyorlar. Medeni Kanun’a ağır bir saldırının hemen evvelindeyiz. 8 Mart vesilesiyle söylüyorum. AK Partili, MHP’li kadınlara seslenmek gerekiyor. Bu iş siyaset üstü bir meseledir. Hep birlikte direnmenin, hep birlikte mücadele etmenin gereği vardır. Ben burada CHP'nin yaptıklarını değil, bu konuda CHP'nin direnmek ve mücadele etmek isteyen hangi siyasi görüşten olursa olsun bütün kadınlarla siyaset üstü bir dayanışma için söz verdiğini ifade etmek istiyorum. Birlikte olalım. Medeni Kanun’a, kadının sosyal hayata katılmasına, miras hakkına, nafaka hakkına karşı yapılacak saldırılarda hep birlikte Türkiye'de yaşayan bütün kadınlar adına ve Cumhuriyet'in teminatı, kadın erkek eşitliği adına CHP olarak biz buradayız. Varız ve hep birlikte mücadeleye hazırız."