Aytuna Tosunoglu

Aytuna Tosunoglu

HATIRLAMAK İYİDİR

Wuhan’da, 34 yaşında Çinli bir doktor, sosyal medya üzerinden yazdıklarıyla ilk önce yakın çevresini uyarmıştı. Tarih henüz eylül sonu, ekim başı gibiydi. Yıl, iki bin on dokuz. Mealen dedi ki, “Dikkat edin yeni bir virüs salgını olabilir, acil polikliniğimize başvurularda hissedilir bir artış var, nasıl bulaştığını henüz anlayamıyorum ama bulaşıcılığı yüksek olabilir.” Dedi.

Aradan iki ay geçti ve adı konan virüsün insandan insana nefes yoluyla ve havadan bulaştığı yolundaki bilgilerini yine sosyal medya üzerinden paylaştı. Yıl hala iki bin on dokuzdu ve doktor Çin hükümeti tarafından, “Halkı galeyana getirebilecek dedikodu mahiyetinde bilgiler yaymak” suçlamasıyla tutuklandı. Kısa süre sonra hasta olduğu anlaşılınca tutuksuz yargılanmak üzere hastanesine geri gönderildi.


Aslında Çinli doktor Li Wenliang’ın bire bir ne dediğine yer vermem daha doğru olacak. Times Dergisi’nin araştırmacı gazetecilerinden biri olan Elsie Chen, doktor ile WeChat sosyal medya platformu üzerinden bir görüşme gerçekleştirdi. Tarih, bir Şubat iki bin yirmi.
Elsie Chen, Dr.Li’ye soruyor, “Virüsün bulaşıcılığının yüksek olduğunu ne zaman anladınız? Görünüşe göre siz kendinize bulaşmasını önlemek için pek önlem alamamışsınız. Öyle mi?” Dr.Li cevap veriyor, “Hiçbir bulaşma belirtisi göstermeyen bir hastamı evine gönderdikten kısa bir zaman sonra hastalandım. O zaman anladım, çünkü aynı hasta evdeki yakınlarına da bulaştırdı ki ben rahatsızlanmaya başlarken onlar da hastaneye kaldırıldılar. Dikkatsizliğim belirti göstermeyen bu hasta nedeniyle oldu.” Chen ikinci sorusunu soruyor, “30 Aralık 2019 tarihinde WeChat grubundaki takipçilerinize ‘SARS benzeri bir virüs bu’ derken insandan insana bulaşma riskinin yüksek olduğunu gördüğünüz için mi öyle dediniz?” Dr.Li yanıtlıyor, “Evet. Bundan şüphelendim. Tedbirli olmak, koruyucu önlemler almak her zaman daha iyidir. O yüzden öyle söyledim.” Chen, şüphe konusunun üstüne giderek soruyor, “Bu noktada neden bu kadar şüphelendiğinizi açıklar mısınız? Hali hazırda konuyla ilgili haberler mi almıştınız?” Dr.Li cevap veriyor, “Meslektaşlarımdan bilgiler geliyordu, biliyorduk ki evlerinde karantinaya alınan insanlar vardı.” “Ne zamandı bu? Aralık sonunda mıydı?” diye soruyor, gazeteci. Dr.Li bu soruya “evet” yanıtını veriyor.


Times Dergisi’nde gazetecilik yapan Chen’in soruları bu kadarla kalmıyor elbette. Sormaya devam ediyor, “Peki, sizden başka bulaşıcılık bilgilerini insanlarla paylaşan, kendilerini korumaları gerektiğini anlatan doktorlar var mıydı?” Dr.Li bu soruya, “Benim gibi düşünen meslektaşlarım vardı. Ama kendi aramızda da tartışıyorduk, doğruya ulaşmak için” cevabını veriyor. Chen devam ediyor sorularına, “Meslektaşlarınız ne diyordu? Gelinen noktada durumu nasıl değerlendiriyorlardı?” Dr.Li cevaplıyor, “Biz SARS’ın güçlenerek geri döndüğünü düşünüyorduk. Eğer öyleyse biz doktorların hem zihinsel hem fiziksel olarak buna hazır olmamız gerektiğini konuşuyorduk. İnsanları uyarmamız gerektiğini düşünüyorduk.” Chen soruyor, “Neler olduğuna geri dönüp baktığınızda, hükümetiniz sizi insanları uyarmaktan ve eldeki bilgilerinizi paylaşmaktan alıkoymasaydı durum şimdi çok farklı mı olurdu? Yani, bilgi kamuoyu ve doktorlar için halka açık ve şeffaf olsaydı daha iyi olur muydu?” Bu soruya Dr.Li, “Yetkililer salgın hakkında daha önce bilgi vermiş olsaydı bence çok daha iyi olurdu. Açıklık ve şeffaflık olmalıydı” diye cevap veriyor.
Röportajın devamını yarın (Pazar) yazacağım. Yerel bilgi kaynaklarının öneminin 2021’de artacağının altını çizerek…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aytuna Tosunoglu Arşivi