Hekimler karşılarında polisi buldu

Hekimler karşılarında polisi buldu
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile sağlık emek-meslek örgütlerinin çağrısıyla sağlık emekçileri, özlük hakları ile ilgili düzenleme içeren yasa tasarısının iktidar tarafından Meclis içtüzüğüne aykırı biçimde geri...

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile sağlık emek-meslek örgütlerinin çağrısıyla sağlık emekçileri, özlük hakları ile ilgili düzenleme içeren yasa tasarısının iktidar tarafından Meclis içtüzüğüne aykırı biçimde geri çekilmesi ve taleplerinin karşılanmaması üzerine dün tüm yurtta G(ö)REV eylemine gitti.

G(ö)REV eylemi kapsamında hastanelerin ve işyerlerinin önlerinde basın açıklamaları düzenlendi. Basın açıklamalarında 8 Şubat’ta son defa tek günlük G(ö)REV’e gidildiği ve haklar alınana kadar mücadelenin büyütülerek devam ettirileceği vurgulandı. TTB Merkez Konseyi üyeleri de bulundukları illerde basın açıklamalarına katılım sağladı. G(ö)REV eylemi, hasta ve hasta yakınlarından da büyük destek gördü.

İstanbul’da Çam-Sakura Hastanesi’nde pankartlarıyla basın açıklaması yapmak isteyen sağlık çalışanlarına polis engel oldu, sağlıkçıları uzaklaştırmaya çalıştı. Polisin tavrı sosyal medyada tepkiye neden oldu.

Mersin’de de sağlıkçıların yürüyüşü polis tarafından englellendi.

Türk Tabipleri Birliği, tüm G(ö)REV eyleminde okunan metni ve Türkiye’nin dört bir yanından eylem fotoğraflarını internet sitesinde yayınladı.

Van’da 'G(ö)revdeyiz' diyerek iş bırakan sağlık emekçilerinin hastane önünde
yapmak istedikleri basın açıklaması polis müdahalesiyle karşılaştı.
Olayda TTB yöneticileri de aralarında 10 kişi gözaltına alındı.

SES'TEN GREV ÇAĞRISI

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi de kamu çalışanlarına 2022’nin ilk 6 aylık dilimi için verilen maaş zammının ocak ayı enflasyonuyla eridiğini belirterek dün greve gitme çağrısı yaptı.

SES’ten yapılan yazılı açıklamada, “Tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini, geleceklerine sahip çıkmak için, çalışırken ve emeklilikte insanca yaşamaya yetecek ücret için mücadeleye çağırıyoruz ve 8 Şubat’ta gerçekleştireceğimiz ‘g(ö)revimize’ katılma çağrısı yapıyoruz” denildi.

İSTANBUL TABİP ODASI BAŞKANI SAİP: TALEPLERİMİZ KARŞILANMAZSA GREVLERE DEVAM EDECEĞİZ

İstanbul Çapa’daki grevde açıklama yapan İstanbul Tabip Odası (İTO) Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, BiDeBunuİzle YouTube kanalında Yavuz Oğhan’ın sorularını da yanıtladı. Prof. Dr. Saip, hekimlerin topluma adanmış bir mesleğin mensupları olduğunu hatırlattı, “Devam eden bu bozuk düzene karşı alternatifsiz değiliz. Bize dayatılan bu çalışma koşulları, bu sefalet ücretinin kader olmadığını biliyoruz. 14 Mart Haftası’na giderken büyük sağlıkçı buluşmaları gerçekleştireceğiz. Taleplerimizin karşılanmaması durumunda daha uzun süreli göreve (greve) hazır olduğumuzu da buradan kamuoyuna bildirmek istiyoruz” dedi.

AİLE HEKİMLERİ DE GREVE GİDİYOR

Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHDF) da 17-18 Şubat tarihlerinde grev çağrısı yapmıştı. Aile hekimleriyle ilgili yeni bir yönetmelik hazırlanmasını isteyen AHDF, 30 Haziran 2021’de çıkarılan Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin kötü niyetli yöneticilerin mobbing’ine yol açabileceğini belirtiyor. Söz konusu yönetmeliğe göre entegre hastanelerde çalışan aile hekimleri iki yıllık sözleşme döneminde mazeretli bile olsa beş kez nöbete gitmezse sözleşmesi feshedilecek.

Ayrıca aile hekimlerinin sözleşmelerinin uzatılıp uzatılmayacağına il sağlık müdürlüğünün kurduğu komisyonlarca karar verilecek.

SAĞLIK ÇALIŞANLARI NE İSTİYOR?

“Oyalama Değil Hakkımız Olanı İstiyoruz! Ekonomik ve Özlük Haklarımız, Halkın Sağlık Hakkı İçin G(ö)REV’deyiz!

Sağlığı alınıp satılan bir meta, hastaneleri işletme, hastaları müşteri ve sağlık çalışanlarını köle olarak gören anlayışın yürürlüğe koyduğu sağlıkta dönüşüm programı ile, sağlık emekçilerinin emeği ucuzlatılmış, çalışma koşulları kötüleşmiş halkın sağlık hakkı elinden alınmış gelinen aşamada sağlık sistemi işlemez hale gelmiştir.

Pandeminin katmerleştirdiği sağlık emekçilerinin çalışma koşullarında artan zorluklar ve ekonomik krizin de derinleştirdiği ekonomik hakları ile ilgili büyük kayıpları yaşamaya devam ediyoruz. Siyasal iktidar sağlık hizmetlerini üreten hekimleri ve sağlık çalışanlarının haklarını görmezden gelmekte, tercihini sermayeden yana kullanmaktadır. Tüm toplumsal kesimler gibi bizler de artık geçinemiyoruz.

Koruyucu sağlık hizmetlerinden daha çok tedavi edici sağlık hizmetlerinin sunulduğu, sağlık hizmet sunumunda sevk zincirinin tamamen ortadan kaldırıldığı, kışkırtılmış sağlık talebi yaratan bu sağlık sistemi toplumun nitelikli sağlık hizmeti alma hakkını elinden almaktadır.

Sağlığa erişim giderek zorlaşmakta, katkı-katılım payları ile ekonomik krizin derinleştiği koşullarda yurttaşın cebinden giderek daha fazla para çıkmaktadır. Bu işlemeyen, sağlık değil sağlıksızlık üreten sağlık sisteminin tüm yükünü ise sağlık emekçileri çekmekte, emeklerinin karşılığını alamadan her geçen gün umutsuzluğa sürüklenmektedirler.

Bu yoğun emeğin karşılığında insanca yaşanabilecek temel ücrete erişmek yerine oyalama tasarılar, ek ödeme yalanları ile geçiştirilmektedir. Performans ile sağlık çalışanları birbirine düşman edilmekte, nitelik değil nicelik önemsenmektedir. Liyakatsiz atamalar, yönetici mobbing’leri, KHK’ler ve soruşturmalar gibi antidemokratik uygulamalar ile sağlık hizmeti vermeye çalışan sağlık emekçilerinin iyilik hali ortadan kaldırılmaktadır.

Sağlık emekçileri arasında ayrımcılık yapılmaktadır. Pandemi sürecinde her türlü çalışma riskini göze alarak, hayvan hastalıkları ile mücadeleden, gıda güvenliğine kadar her alanda canla başla çalışan Veteriner Hekimler, hiçbir iyileştirmeden faydalandırılmamaktadırlar.

Sağlık sisteminde tüm olumsuzluklar sağlık emekçilerine yansıtılmakta, pandemiyle daha derinleşen yanlış sağlık politikaları, ülkeye olduğu gibi sağlığa da yansıtılan şiddet dili daha da can yakmakta, canımızı almaktadır. Hemen her gün sağlık emekçileri ölümlere varan şiddet ile karşı karşıya gelmelerine rağmen şiddeti önleme yasası ise bakanlığın gündeminde dahi değildir.

Uzun süredir sağlık alanında yaşanan bu olumsuz tabloya karşı hep beraber daha iyi bir sağlık ortamı için birlikte mücadele ediyoruz.

TÜRKİYE'NİN DOKTOR GÖÇÜ NEW YORK TİMES'TA: “ERDOĞAN İÇİN ÜZÜCÜ BİR GÖSTERGE”

The New York Times gazetesi, Türkiye’de uzun ve ağır çalışma saatleri, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet ve kötüleşen ekonomi, artan enflasyonla maaşları eriyen doktorların yurt dışında daha iyi seçenekler arayışına girdiğini belirterek, doktor göçünü mercek altına aldı.

New York Times İstanbul büro şefi Carlotta Gall imzalı haberde, doktorların Türkiye’den gitmeye yönelmesinin, “iktidardaki 18 yılında evrensel sağlık hizmetini genişleterek itibarını güçlendiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için üzücü bir gösterge olduğu” belirtildi.

Pandeminin etkisinin yanı sıra, yükselen enflasyonla birlikte sağlık sisteminin bağlı olduğu profesyonellerin gözardı edildiği belirtildi. Haber şöyle devam etti: “Doktorlar, ezici iş yükü, giderek azalan karşılık, Erdoğan yönetimi altında mesleğe yönelik azalan saygı ve giderek artan şiddet olaylarından şikâyetçi.”

Türk Tabipleri Birliği’ne göre, 1400’den fazla Türk doktor, bu yıl yurt dışında çalışmak için görevinden ayrıldı. Son on yılda bu sayı 4 bin oldu.