Hibritten kaçarken Çinlilere tutulmak

Hibritten kaçarken Çinlilere tutulmak
Avrupalı markalar belki birkaç hibrit modelle savaşacakken, şimdi tüm Çinli markalarla rekabet etmek zorunda kaldı. Bu işin sonu nereye varacakbilinmez ama bu rekabetten çıkamayan bazı geleneksel markaların pazardan silinme ve yerlerini...

Avrupalı markalar belki birkaç hibrit modelle savaşacakken, şimdi tüm Çinli markalarla rekabet etmek zorunda kaldı. Bu işin sonu nereye varacak
bilinmez ama bu rekabetten çıkamayan bazı geleneksel markaların pazardan silinme ve yerlerini Çinli markalara bırakma riski var.

AVRUPA menşeli markalar, sürekli sertleşen emisyon standartlarının geleceğini seneler önceden bilmelerine karşın bu yönde dişe dokunur bir
yatırım yapmak yerine, dizel araçları üretip satmaya devam ettiler. Kim bilir, belki de Avrupa Komisyonu’nun nasılsa o gün geldiğinde kendi markalarını zora sokmayacaklarına inanıyorlardı. Ancak, birkaç sene önce Avrupa Komisyonu emisyon ile ilgili yol haritasından taviz vermeyeceğini net bir şekilde ortaya koyunca, işin ciddiyetinin farkına vardılar ve bu takvime göre yıllardır hibrit teknolojilere yatırım yapmış firmalarla Avrupa pazarında rekabet etmenin çok güç olacağını gördüler.

Büyük panik başladı

Acilen bir şeyler yapılmalıydı. Ancak hibrit veya şarjlı hibrit (Plug-in) teknolojilerin geliştirilmesi o kadar da hızla hayata geçirilecek gibi görünmüyordu. Bunun üzerine de geliştirilmesi nispeten daha kolay olan, tam elektrikli otomobil teknolojisine yöneldiler. Hatta tam elektrikli otomobillerin devreye girmesiyle, hibritlerin bir tehdit olarak ortadan kalkması için de birçok ülke 2030-2035 senelerinde hibrit dâhi içten yanmalı motoru olan araçların satışına izin vermeyeceklerini ilan ettiler. İlk bakışta bu plan gayet mantıklıydı. Hibrit tehdidi ortadan kalkacak ve tam elektrikli otomobilleri Avrupa’da satacaklardı. Ve tam elektrikli otomobilin faydaları konusunda ciddi bir PR çalışması yapıldı, herkes EV otomobilleri konuşmaya başladı. Ancak, Avrupalı otomobil üreticilerinin belki de hesaba katmadığı, ya da yeterince ciddiye almadığı bir başka
tehdit vardı; Çin gerçeği! Hibritlerden kaçalım derken, bugün maliyet avantajları ve gelişmiş kaliteleriyle birçok Çinli otomobil markası Avrupa pazarına girme hazırlığında! Ve tabir yerindeyse, panik başladı! 

Pazardan silinme riski

İşin başka bir boyutu, son 4-5 senedir tüm kaynaklarını da tam elektrikli araç teknolojisi geliştirmeye ayırdıklarından yani tüm kozlarını EV üzerine oynadıklarından artık bu yoldan geri dönüş imkânı da pek kalmadı. Hani bugün Avrupa Komisyonu, içten yanmalı motorların satış sürecini serbest bıraktık dese tüm kaynaklarını EV üzerine yapmış bu markalar için artık geri dönüş şansı da kalmayacağından ciddi finansal zorluklarla karşı
karşıya kalabilirler. Bir anlamda belki birkaç hibrit modelle savaşacakken, şimdi tüm Çinli markalarla rekabet etmek zorunda kaldılar. Bu işin sonu nereye varacak bilinmez ama bu rekabetten çıkamayan bazı geleneksel markaların pazardan silinme ve yerlerini Çinli markalara bırakma riski
dikkate değer boyutta görünmekte.

Çinlilere Avrupa'dan ilk büyük ödül

'Avrupa'nın satın alınabilecek en iyi otomobil ödülü' olan 'Autobest 2024'ün kazananı Çinli BYD'nin elektrikli Dolphin modeli oldu. Dolphin 20.057 puan ile birinci olurken, Hyundai Kona 344 puan gerisinden ikinci, üçüncü ise Jeep Avenger oldu. Böylece Çinli Dolphin, hem uluslararası çapta hem de Avrupa'da ilk ödülünü almış oldu.

Çin’den gelen araçların sadece %29’u elektrikli

Türkiye, Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara yönelik önce yüzde 40 ek vergi koydu, ardından da elektrikli araç getirecek marka ve distribütörlere kendilerine ait 20 servis kurma zorunluğu getirdi. Ama ilk 10 ay sonunda baktığımızda Çin’den ithal edilen araçların sadece yüzde 29’u elektrikli modellerden oluşuyor. Benzinli ve dizellere ise ithalat serbest.

TÜM dünyada otomotiv devlerinin kâbusu olan Çin, bir taraftan 30 milyon adetlik satışla açık ara en büyük pazar unvanına sahipken, bu yıldan itibaren en büyük otomotiv ihracatçısı da oldu. 2021’de Güney Kore’yi, 2022’de Almanya’yı bu yıl da Japonya’yı geçerek en büyük ihracatçı olan Çin, 10 ay sonunda yüzde 62 artışla 4 milyon 237 bin aracı dünya pazarlarına gönderdi. İhracatın 3 milyon 292 bin adedi otomobil, 641 bin adedi ise ticari araçlardan oluştu. İhraç ettiği araçların yüzde 31’i ise yüzde 100 elektrikli araçlardan oluştu.

Rusya en büyük pazarları

Çin’in ihracatın 1 milyon 725 bin adedi Avrupa’ya, 859 bin adedi Asya ülkelerine, 722 bin adedi Latin Amerika, 456 bin adedi ise Ortadoğu’ya yapıldı. Çin, bu dönemde Afrika’ya 173 bin araç ihraç ederken, Kuzey Amerika’ya ihracat ise 94 bin adette kaldı. 10 ay sonunda özellikle Avrupa’ya ihracat yüzde 93,82 büyümeyle dikkat çekti. Çin’den araç ihracatında Rusya 736 bin adet ile birinci sırada yer alırken, Türkiye 94 bin 505 adetle 12’nci sırada yer aldı. Rusya’ya Çin’den ithalat 10 ayda yüzde 615 artarken, Türkiye’ye ise %403,7 arttı.

Türkiye'nin payı yüzde 2,2

Çin’den Türkiye’ye yapılan ihracat, Çin’in toplam araç ihracatının %2,2’sini oluşturdu. Türkiye’nin Çin’den ithal ettiği 94 bin 505 aracın 70 bin 421 adedi otomobil, 24 bin 84 adedi ise ticari araçtan oluştu. Çin’in ihraç ettiği araçların 28 bin 471 adedi elektrikli ve şarjlı hibrit (yeni enerji aracı) 66
bin 34 adedi ise içten yanmalı araçlardan oluştu. Türkiye, Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara yönelik önce yüzde 40 ek vergi koydu, ardından da
elektrikli araç getirecek marka ve distribütörlere kendilerine ait 20 servis kurma zorunluğu getirdi. Ama ilk 10 ay sonunda baktığımızda Çin’den ithal edilen araçların sadece yüzde 29’u yani 28 bin 135 adedi elektrikli modellerden oluştu. Benzinli ve dizellere ise ithalat serbest.

10 aylık sonuçlar

4.2 milyon
Çin’in ihraç ettiği araç

1.3 milyon
Çin’in ihraç ettiği elektrikli araç

1.7 milyon
Avrupa’nın Çin’den ithal ettiği araç

94.505
Türkiye’nin Çin’den ithal ettiği araç

28.135
Türkiye’nin Çin’den ithal ettiği elektrikli araç

Ruslar Türkiye'de Çinlilerle büyüyor

ÇİNLİ Chery'nin bayisi olarak bu yıl Türkiye'de otomotiv pazarına adımını atan Rus Atmo Group, şimdi de Çinli SWM markasının Türkiye distribütörü oldu. Çinli Shineray Group bünyesinde yer alan İtalyan asıllı SWM markası, ilk etapta G01 ve G01F modelleriyle Türkiye'ye girecek. 150 bg gücünde 1.5 lt benzinli motora sahip her iki modelden, G01 Türkiye'de 922 bin TL'den başlayan fiyatlarla, G01F ise 1 milyon 270 bin TL'den başlayan fiyatlarla satılacak. Araçlar Ocak 2024'ten itibaren teslim edilecek.ATMO Grubu’nun Türkiye CEO’su Anton Chernov, "2024’ün ilk çeyreğinde de ürün gamımızı, 3’ü SUV ve 1’i de ticari araç olmak üzere 4 yeni modelle genişleteceğiz. Türkiye pazarında hedefimiz 2024 yılında ilk 20 marka arasında yer almak. Orta vadede hedefimiz ise Türkiye’de en fazla tercih edilen ilk 10 marka arasında yer almak" diye konuştu.