İYİ Parti ve Akşener nereye koşuyor?

İYİ Parti ve Akşener nereye koşuyor?
Eski İçişleri Bakanı Meral Akşener, “Partimizin iç işlerine karışıyorlar” diyor da karışanları yanlış yerde aramıyor mu? Yakın çevresine hatta bizzat genel başkanlık makamının olduğu kata bakması daha hayırlı olmaz...

Eski İçişleri Bakanı Meral Akşener, “Partimizin iç işlerine karışıyorlar” diyor da karışanları yanlış yerde aramıyor mu? Yakın çevresine hatta bizzat genel başkanlık makamının olduğu kata bakması daha hayırlı olmaz mı? Eminim orada da ayna vardır. 

Siyasette öfkenin yeri vardır. Öfke hele de ahalinin sorunları karşısında çözümsüzlüğe, çaresizliğe, vurdumduymazlığa gösterilirse hak ettiğinden de fazla ses getirir.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in partisinin adeta alabora olması karşısında, durumu operasyon olarak görüp “Bu, bir savaş ilanı. Varım” diye meydan okuması, öfkeyle izah edilebilir belki ama yaptığı bu çıkış onlarca çelişkiyi beraberinde getirmez mi?

Sayın Akşener, partisinin iç işlerine karışıldığını söylüyor. Hiç yabancı mı bu meseleye? Kendi partisi dururken başka partinin iç işlerine karışmayı en iyi kendisi bilmez mi?

Hayır hayır, CHP’den söz etmiyorum. Ayrıldığı MHP’yi hatta programının kaleme alınmasına katkı sağladığı AK Parti’yi hatırlatıyorum.

Eski İçişleri Bakanı Meral Akşener, “Partimizin iç işlerine karışıyorlar” diyor da karışanları yanlış yerde aramıyor mu? Yakın çevresine hatta bizzat genel başkanlık makamının olduğu kata bakması daha hayırlı olmaz mı? Eminim orada da ayna vardır.

İYİ Parti’deki savruluşu mağlup olunan genel seçimler ya da yaklaşan ve iş birliğine kapatılan yerel seçimlerde aramak ne kadar gerçekçi?

Bence hadise topu taca atıp süreden çalmak.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından yapılan kongre var.

Hatırlayınız.

Kendi partililerine olmadık ithamlarda bulunan genel başkan, onlara parmak sallayan genel başkan, kongrenin ardından parti yönetimini istediği gibi dizayn eden aynı genel başkan.

Milletvekili listelerinin belirlenmesinde teşkilattan ziyade başka önceliklerin olduğu iddiaları bir kenara ama bu konuda son sözü söyleyen de aynı genel başkan.

Bu listelerin başındakiler daha kısa sürede hem kendisiyle hem partisiyle yolunu derin görüş ayrılığı ile ayırıyorsa, neden sorusunu biz değil bizzat Akşener kendi kendine sormalı.

CHP’den sadece destek gören İYİ Parti genel başkanının sözleriyle durumu savaşa çevirmesi, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Ortak olmasa da komşu olalım” çağrısının kabulünün de çok ötesinde artık.

Düne kadar cumhurbaşkanı adayı, olmadı cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olarak topluma anlattığı belediye başkanlarını şimdi seçtirmemek için işi güvenlik diliyle operasyon hatta savaşa dönüştürmek kendi seçmenine de izahı zor mesele.

Seçimler yapılır, belediyeler el de değiştirebilir.

Ya sonra?

İYİ Parti seçmenine “Peki kurulduğumuzdan beri biz ne yaptık?” sorusuna ne yanıt verecek?

İYİ Parti’nin yanıt vermesi gereken o kadar çok soru var ki… Akşener’in aynı zamanda hısımı olarak bilenen Ümit Dikbayır’ın iddialarını, Ekrem İmamoğlu cephesiyle unutturmak mümkün mü? Salim Ensarioğlu ile daha önce kabinede görev alıp parti kurucusu yapıp yol yürüdükten sonra Şeyh Said meselesiyle ilgili görüşlerini öğrenmek şaşırtıcı değil mi?

Ahmet Zeki Üçok’un, Bahadır Erdem’in 2019 seçimleriyle ilgili öngörülerini unutup “Ne iş birliği kardeşim” diyerek partiden uzaklaştırmak mı parti yönetmek misal?

Koray Aydın’ı darbe konusuyla teşkilattan uzaklaştırıp yeniden ortaklık yemini etmek nasıl oluyor sorulardan bir diğeri.

Cumhurbaşkanı adaylarınız olan Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş ile laf dalaşına girmek mi siyasetiniz?

Bunlar benim sorularım değil. İYİ Parti’den yükselen sorular.

Ama benim de bir sorum var.

Sayın Akşener, gerçekten ne yapmak istediğinizi biliyor musunuz, yaptıklarınızla hem kendinize hem partinize kötü final hazırladığınızı görmüyor musunuz?

Bu soruyu iş birliği tartışmalarının dışında sorduğumu söyleyeyim.

Çelişki dağlarını daha fazla yükseltmeden bence bu sorulara yanıt vermelisiniz.