Kavga değil çare sandık

Kavga değil çare sandık
Şaşırmak konusundaki hayretimiz yeni değil, insanlık şaşırdıkça mutlu yahut mutsuz olur.“Bugün de şaşırdık” Bu artık bizim memlekette olmuyor. Şaşırma, şaşırtma dönemini bitirdiler. Artık “Bunu bile yaparlar”...

Şaşırmak konusundaki hayretimiz yeni değil, insanlık şaşırdıkça mutlu yahut mutsuz olur.
“Bugün de şaşırdık” Bu artık bizim memlekette olmuyor. Şaşırma, şaşırtma dönemini bitirdiler. Artık “Bunu bile yaparlar” dönemi başladı.
Evet bu ülkede son 20 yılda yaşananlar “şaşkınlık” kavramını silip attı zihinlerden.
Şaşkınlık Kurtuluş savaşı idi, Çanakkale idi, Cumhuriyet’in ilanı, egemenliğin çocuklara, milli mücadelenin başlatılmasının gençlere bayram olarak verilmesiydi.
Şaşkınlık, bugünün medeni toplumlarından çok önce kadınlara rey hakkı verilmesi, Medeni Kanun idi. Şaşkınlık, Soyadı Kanunu” idi, Tapu Kadastro idi, Sosyal Güvenlik Kanunu idi.
5 müteahhite memleketin ihale edilmesine mi şaşıyorsunuz, bakın son Osmanlılara… Gemiye binmeden öncekilere de bakın.
Fesliden öğrendikleri tarihle, Abdülhamit’in büyük padişah olduğunu ve toprak kaybetmediğini sandılar. En çok toprak kaybettiren O idi oysa bu vatandan. Vahdeddin’i vatansever sanıp iman ettiler. İstanbul’u törenle teslim eden, Fatih’i mezarında ters döndüren adama. Şimdi ‘çakarlı’ torunları gündem tutmaya çalışıyor.
Niye şaşıyorsunuz yahu?
FETÖ ile el ele girip “Yetmez ama evet” diyerek millete demokrasi getireceğinizi sandığınız operasyonun sonuçları sizi neden şaşırtıyor?
“Ay muhalefet nerede?” Yahu siz Cihangir’de takılırken, Anayasa Mahkemesi’nin kapısının önünde.
Gözününüz görmüyor.
Bu memleketin bu hale, ki daha başlangıç, geleceğini verdiğiniz reylerle kabul ettiniz. Bitmez tükenmez sol nefretiniz, sizi bu hale getirdi.
Eski solcuydunuz, parayla tanışıp liberal olduktan sonra solculara akıl vermeye, yerleştiğiniz yeni yerden söylenmeye başladınız. “Ah canım Kemalist düzen de… Ah canım Kemalistler bunlardan daha gerici, ah canım apartımanda bir Kemalist var Cumhuriyet Bayramı’nda bayrak asıyor, ah canım bu Kemalistler İslam’a karşı. Hayır bizim kuaför de öyle diyor” laflarıyla küçük dünyanıza memleketi meze ettiniz.
Ne oldu ah canım?
Hadi bağırın çağırın “Bay Kemal” deyin, “Tek parti” deyin, “Eyyy CEHAPE” deyin, rahatlayın. “Adam çok güçlü sorun CHP” deyin, “Yeni bir sol lazım” deyin…
Oyalanın durun.
Bakın Meclis’in, koca TBMM’nin, AK Parti, MHP, CHP ve HDP’nin oylarıyla kabul ettiği İstanbul Sözleşmesi, oylamada tek red oyu yoktu, bir gecede yok oldu.
Ya, ah canım…
Daha yeni başlıyor.
Farkında değil misiniz?
İktidar ayakta durmak için kavga istiyor, safları sıklaştırmak istiyor. Bütün hassasiyetlere tek tek yumruk atıyor, tekme savuruyor. Ama siz kolayı seçiyorsunuz. “Hesap bize kalmasın” diyorsunuz.
Oysa sürekli kavgaya davet ediyor karşınızdaki. Ama o yürek yok sizde. Siz onunla kavga etmek yerine yani mindere çıkmak, güreşe tutuşmak yerine antrenörünüzle kavga ediyorsunuz, maçtan kaçıyorsunuz.
Buna rağmen üstten konuşuyorsunuz;
“Zaten muhalefet, zaten Kemal, zaten Meral, zaten Selahattin, zaten Temel, zaten Ahmet zaten Ali…”
Kendinizden başka kimseyi beğenmiyorsunuz? Ve kendinizi çok ciddiye alıyorsunuz.
Kendinden, yaptıklarından emin olan sandıktan korkmaz. Cicilediğiniz, yüreklendirdiğiniz iktidar sandığınız kadar güçlü değil. Sandıktan korkuyor. Tekrar yetmez ama yaptıklarına devam edebilmek için yolun kutuplaştırmadan geçtiğini görüyor, çaresiz son silahına sarılıyor.
Bunun çaresi var. Sandığı istemek, sadece sandığı istemek. Tencere tava çalarak, zıp zıp zıplayarak değil her gün Merkez Bankası’nın yok edilen 128 milyar dolarını, faizleri, gelmeyen aşıları, pahalılığı, işsizin, işlinin halini konuşmaktan geçiyor.
Hesabı ödememek için kargaşa arayan çatışmadan medet umanlara karşı çare sadece sandık.