Kemal Bey'in 200 lirası

Kemal Bey'in 200 lirası
“Efendim bastığımız maliyetine yetmiyor, arzda sıkıntı var 500 TL basmalıyız.” Önerisine hem elinin tersi hem gözünün şiddetiyle karşı çıktığını öğrendim Sayın Cumhurbaşkanı’nın…Benden önce öğrenmiş olmalı...

“Efendim bastığımız maliyetine yetmiyor, arzda sıkıntı var 500 TL basmalıyız.” Önerisine hem elinin tersi hem gözünün şiddetiyle karşı çıktığını öğrendim Sayın Cumhurbaşkanı’nın…

Benden önce öğrenmiş olmalı ki Sayın Bay Kemal, cebinde uzun süredir sakladığı, hanımefendiden bile olabilir, 200 TL’yi gösterip konuşuyor. Hayır, ay sonu gelmişken başladı bu işe o güne kadar o para nasıl durdu cebinde anlamadım. Seçim sonuçlarının ardından alışveriş belli ki Selvi Hanım’a kalmış. Yoksa ay sonu 200 TL’yi cepten küt diye çıkarmak herkesin harcı değil.

Meselem bu değil de 200 TL’nin hikayesi pek güzel. 

Önce bu kâğıt parayı basalım mı basmayalım mı tartışması yaşandı. Sonra arkasına kimin resmi koyacağız kavgası. Memleketimizde bilirsiniz istişare edilmeden adım atılmaz.

2009 senesiydi, itiş kakış rahmetlik büyük düşünürümüz kalbimizin kâhyası canımız Yunus Emre’nin temsili fotoğrafı kondu. Memleket mutlu oldu. Gözü malda, mülkte, parada, altında hiç olmayan Yunus Emre de hakkını helal eylesin en kıymetlimizin arkasına pek yakıştı Allah var.

Olaylar olaylar.

Yahu meseleye geleceğim de. O vakit 200 lirayla 136 tane ilk ABD Başkanı George Washington resminin neşredildiği dolardan alabiliyorduk. Keşke 250 basıp eşitleseydik.

Baz etkisi deyip susayım ekonomistler çok kızar. 

Neyse;

Gel zaman git zaman. Yunus Emre’li 200 TL’yi çok sevdik. Öyle ki, alışverişe çıkıyorsun zaten memlekette paradan 6 tane sıfır atılmış, bütün haftanın hatta on beş günlüğün mutfak işini hallediyorsun. Fişini saklayanlar baksın. 200 lirayla aldıklarının aynısını 1.000 liradan aza alabiliyor mı?

Sonra dış güçler devreye girdi. 

Başta Çin. 

Bir virüs yolladılar âleme, mahvettiler hepimizi. 

Sonra Rusya çıldırıp Ukrayna’ya saldırdı, arkasına öbür dış güçleri aldığını zanneden Ukrayna aslan kesildi.

Dış güçlerin içerdeki kuvvetleri yok mu? 

Var. 

Bir de onlar devreye girdi. 

Bir sabah uyandık, ekonomi politikamız yerli milli organik pamuklara sarılmış halde karşımızda. 

Ne oluyor demeye kalmadı 200 liramız eridi gitti.

Basıldığında cebimizden çıkarmaya kıyamadığımız 200 lira ile üç çeyrek, yanlış okumadınız gram değil çeyrek altın alıyorduk. Şimdi üç çeyrek almak için Yunus Emre’li liradan 28 tane gerekiyor, kimde var bilmiyorum.

Giderek yoksullaşırken bunun kader yahut dış güçlerin oyunu olduğunu sanmak, bozandan yapmasını beklemek de bize özgüdür.

Olsun.

Yani olan bize değil de Yunus Emre’ye oldu anlayacağınız. Şununla bitireyim. Gani rahmet olsun Yunus Emre ne diyor?

“Mal da yalan mülk de yalan var biraz da sen oyalan”