Kurumiçi girişimciliğin olmazsa olmazları

Günümüzde her kurumun sürdürebilir olabilmesi için kurumiçi girişimciliğe yönelmesi gerekiyor. Farklı sektörler ile ilgilenmeyip aynı işi yapmaya devam eden kurumlar önemli riskler alıyorlar: üretilen ürün veya hizmete talep azalabilir veya pazar payı küçülebilir veya yeni bir girişim sektörü altüst edebilir. Bunların hiç birisi olmasa bile, monotonluktan yılan en parlak yetenekler kaçabilirler. Değişimin hızının sürekli arttığı günümüzde, kurumiçi girişimcilik hiçbir dönemde olmadığı kadar önemli.

Kurumiçi girişimcilik kurumun tüm paydaşları (yönetim, çalışanlar, müşteriler, tedarikçiler, hatta dışarıdaki bireysel girişimciler) tarafından yeni fikirler üretilmesi, yeni iş kollarının açılması ve yeni şirketler kurulmasını hedefler. Ülkemizde de yayılmaya başlayan bu projelerin olmazsa olmazları şunlardır:

» Üst yönetim vizyonu ve desteği: Bu olmadan kurumiçi girişimciliğe harcanacak kaynaklar boşa gidecektir. Üst yönetimden kasıt şirketin hissedarları (genellikle aile) ve yönetim kuruludur. Bu desteğin net olması, projenin birkaç yıla yayılması ve iletişimin iyi yapılması gerekir.
Orta yönetimin silo mantığından vazgeçmesi: Potansiyel girişimcilerin hem heveslendirilmesinde hem de engellenmemesine orta yönetimin rolü çok önemlidir. Orta yönetimin projeye inanması ve bu projenin kendisine zarar vermeyeceğine ikna olması gerekir.

» Çalışanların yüreklendirilmesi: Yıllarca ast-üst ilişkisi içinde birer memur gibi çalışmış kişilerin birdenbire girişimci rolüne bürünmelerini beklemek gerçekçi değildir. Projenin mutlaka bu alanda uzmanlaşmış bir şirket ile yapılması, eğitimlerin verilmesi, ekiplere mentörlük yapılması gerekir.

» Süreç: Projenin ilk adımında (örneğin web sitesi üzerinden) yüzlerce fikir toplanır. Sonra bu fikirlerin 20-30 kadarına iki aylık bir süre ve 2.000 TL kadar bir can suyu verilir. İki ay sonunda proje sayısı 10-15 arasına indirilir ve ekiplere 30.000 TL gibi bir ön sermaye verilir. İki ay daha çalışan ekipler finale katılırlar ve finalde 1-3 ekip ile yatırım görüşmeleri başlatılmasına karar verilir. Bu süreç başlangıçta dışarıdan bir şirket tarafından koordine edilir fakat ekiplere kurum içinden olabildiğince mentörlük desteği verilir. Ekipler bir nevi sanal hızlandırıcıdan mezun olurlar.

» Yeni fikirler için kaynak (zaman ve para): Kurum projeye verdiği önemi projeye kaynak ayırarak göstermelidir. Kurumiçi girişimci adaylarına şirketin zamanından zaman verilmesi ve fikirlerini test edebilmeleri için az miktarda da olsa maddi kaynak sağlanması gerekir.

» Risk ve hata toleransı (+ EBİTDA toleransı): Bireysel girişimcilikte olduğu gibi kurumiçi girişimcilikte de birçok fikir ticari başarıya ulaşamaz. Kurumun bunu anlaması ve risk/hata toleransı geliştirmesi önemlidir. Girişimcilerin deneye/yanıla piştiğini düşünürsek, başarısız olan adayın bir sonraki denemeye yüreklendirilmesi önemlidir.

» Otonom proje takımları: Girişimci adayları kendi takımlarını kendileri seçebilmelidir. Takımlara olabildiğince otonomi verilmelidir. Ekip neyi, nasıl ve ne zaman yapacağına kendisi karar vermelidir.

» Ödül sistemi: Eğer bir takıma yatırım yapılacaksa, yapılan yatırımın takıma 18 ay boyunca yeterli olması ve bu yatırım karşılığında ana kurumun sadece %20 veya %25’lık bir pay alması, yani aslan payının takımda bırakılması önemlidir.

» Maaşlı girişimci olunmaması: Yatırım yapılan takımın üyelerinin şirketten istifa etmesi ve tüm enerjilerini kendi yeni şirketlerine yöneltmeleri önemlidir. Yatırımın yüksek maaşlar ile tüketilmemesi gerekir.

» Algı: Ana kurum yeni girişimleri kendi çocukları olarak görmeye yatkın olabilir. Fakat çok önemli bir fark vardır: ana kurum bilinen iş modellerini yürütürken, içerinden çıkan şirketler yeni girişimler olarak iş modeli arayışı içindedirler. Dolayısıyla, girişimler büyük kurumun küçük versiyonları gibi değildir ve kurum yöneticilerinin bunu anlaması önemlidir.

» İki öngörü ile bitirmek isterim:
Girişimci adayları için bireysel girişimcilik tek yol değil; kurumiçi girişimcilik birçok boyutta daha avantajlı.
Kurumların da girişimcilere ihtiyacı var; içerden girişim çıkaramayan kurumların sürdürülebilir olması zor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Erhan Erkut Arşivi