Memetcan Demiray

Memetcan Demiray

Maske çoktan düştü!

Yıllarca Meksika'ya ait sandığımız "burrito" meğer Kuzey Kore icadıymış! Bu sırada televizyon yarışmalarında "paganizm ve satanizm" arayan, internet radyolarını "yasaklayan", vaizlerin öğretmenlerden fazla maaş aldığı bir ülke 2023'te kendi savaş uçağını tanıtacakmış. İnanıp inanmamak size kalmış!

Dost ve kardeş ülke Kuzey Kore geçen hafta ilginç bir haberle gündemdeydi. Devlete ve tek parti iktidarına gönülden bağlı Rodong Sinmun gazetesi, "burrito"nun 2011 yılında Başkan Kim Jong-il tarafından icat edildiğini belirtiyor ve halkın bu dürüme büyük ilgi gösterdiğini söylüyordu! Fotoğraflarda "burrito" kuyruğuna girmiş Korelilerin neşesi gözlerden kaçmıyordu!
Koreören medyasının bu anlamlı haberi ajanslara düşer düşmez Batı'da hasetle karşılanacaktı. Sahi, Meksika sözlüklerinde kökeni 1895'e dayanan "burrito" nasıl bir anda "Koreli" oluvermişti? Bir gece yarısı ansızın Kanun Hükmünde Kararname'yle mi? Yok efendim. "Lan nasıl?".. Hem Pyongyang'da kim kaybetmişti de halk "fast food"a erişebilmişti? Bizzat şimdiki büyük reis (ve tabii Kim Jong-il'in oğlu!) Kim Jong-un değil miydi gıda krizi yaşadıklarını söyleyen?..
Elbette dış güçlerin, doğa olaylarının ve Covid'in etkisiyleydi bu geçici durum yoksa tabii ki Kuzey Kore dünyaya meydan okuyan, iri ve diri bir ülkeydi! Çatlasanız da patlasanız da "burrito" artık ileri demokrasinin yerli ve milli bir simgesiydi.

MASKELİ YARIŞMA MI? "LAN NASIL?"..

Bu sırada uzak bir coğrafyada "Maske: Kimsin Sen?" adlı bir yarışma başlıyordu. Yedi yılda tüm dünyayı etkisi altına bu yeni yarışma, görece gündemden düşmüş ünlülerin maske takıp şarkı söylemesi üzerine kuruluydu. Stüdyodaki seyirciler performanslara oy veriyor, en düşük oyu alan ünlü maskesini çıkarıp yarışmaya veda ediyordu. Yani?.. Maksat gülüp eğlenmekti. "Lan nasıl?".. Yok mu fonda tamtamlar, birbirinin kuyusunu kazan yarışmacılar ve "eleme konseyi"?.. Hayır efendim. İyi de bu bizim toplum yapımıza uymazdı ki…
Nitekim halk da ertesi gün telefonlara sarılacak, yarışmayı Radyo Televizyon Üst Koresi'ne şikâyet ederek vatandaşlık görevini ifa edecekti. Her şeyden önce ekranda bu maskeleri gören çocuklar travma yaşıyordu. Kellelerin havada uçuştuğu, su gibi kan akan dizilerle büyütmüştük biz evlatlarımızı… Şimdi birileri çıkmış, sözde maskelerle çocuklarımızı zehirlemeye çalışıyordu. Satanizm, paganizm, siyonizm, empresyonizm… Kokteyl terör örgütü misali, ulusal bütünlüğü tehdit eden her şey vardı! Ermenistan'dan Peru'ya, Kamboçya'dan Yeni Zelanda'ya onlarca ülkeye sinsice sızan "The Masked Singer"ın foyası o uzak coğrafyada meydana çıkmıştı!

RADYO MU? DİNLEMEYİVERİN…

Tüm yurtta ve dış temsilciliklerde lanetlenen yarışma pek tabii Güney Kore orijinliydi ve Güney Kore neydi? Asla bir "burrito" cenneti değildi. O uzak coğrafyanın "milli iradesi" de büyük oyunu derhal fark etmişti!
Aynı hafta Radio.Garden'a da "erişim engeli" getirilecekti. Bir dünya haritası üstünde gezinmeyi ve oradaki radyoları dinlemeyi sağlayan Radio.Garden'ın suçu ise "yayın lisansı almaması" ve tabii "lisans ücreti" ödememesiydi. "Lan nasıl?".. Adamlar Ekvador'dan Laos'a, binlerce kanalı canlı yayınlarlar da devletleri görmezler mi? Hayır efendim. O halde çare?.. Eldeki bütün enstrümanları kullanmak ve mahkeme kararıyla siteyi kapatmaktı!
Neticede vergilendirilmiş kazanç kutsaldı. Esnaf olarak fiş mi kesmedin, holding olarak kredi mi batırdın? Sorun değil. O uzak coğrafyada vergini ödemen için her sokak başı benzin istasyonları ve Tekel bayileri vardı. Radio.Garden şöyle iki şişe rakı alsaydı mesela?.. Bu iş tatlıya bağlanmaz mıydı?

SÜT KALMADI, UÇAK ÜRETELİM!
Onu da bir bilene, yani din âlimlerine danışmak lazımdı. Zira vaizlerin öğretmenlerden daha yüksek maaş aldığı o uzak coğrafyada her şeyin başı itikattı! İman tekeden süt çıkarırdı ki "iyi süt"ün litresi 10 liraları aşmıştı! "Lan nasıl? Biz mi bir şey yaptık?".. Hayır efendim. Şu halde sütle mütle uğraşmanın vakti değildi. Doğrudan "milli muharip uçak" üretmeli ve paraya para dememeliydi!
Bunun için ihtiyacımız olan ilk şey aşktı. Çünkü her şey vatan sevgisiyle başlardı. Bir de tesis tabii… Koca uçak "sanayide" mi yapılacaktı? Eh, yanına da şöyle iki bin üç yüz mühendis olsa… Gece gündüz çalışsalar, 2023 dedi mi uçağı hangardan çıkarıp göstermek mümkündü! 2025'te bir uçurup duruma bakmak da planlar arasındaydı. Çekişi iyi mi, kilometrede ne yakıyor? Her şey tamamsa ve Allah'ın da izniyle "milli muharip uçak" 2029'da selâlar ve dualarla havada olacaktı! Uzak bir coğrafyada gözler ışıl ışıl, göğüsler kabarmıştı!

KUZEY KORE BİZİ KISKANIYOR!

Bu sırada Elon Musk, SpaceX ile beş, en geç on yıl sonra Mars'a insan göndereceğini açıklıyor. Japon "uçan araba" üreticisi Skydrive'dan Keisuke Yasukochi ise ürettikleri Cartivator adlı aracın 2025'te satışa çıkabileceğini Las Vegas'taki önemli bir teknoloji fuarında (CES) duyuruyor. Peki yıllardır hep konuşulduğu halde uçan arabalar neden hayatımıza bir türlü giremedi? Yasukochi'ye göre öncelikle insanların bu fikre, yani tepelerinde uçacak nesnelere hazır olması gerekiyor. Tabii bürokrasinin de… Örneğin kentleri iniş ve kalkış noktalarıyla uçan arabalara hazır hale getirmek… Tüm bunlar zaman istiyor.

Yani… Kültürel altyapı olmadıktan sonra isterseniz "en ileri" teknolojiye sahip olun. Fayda etmiyor. İşte ABD'de ressam Kelly Latimore, polis tarafından öldürülen George Floyd'u anmak için İsa'yı "siyahi" olarak tasvir ediyor. Ne din elden gidiyor, ne kıyamet kopuyor.
Uzak bir coğrafya ise basit bir televizyon şovunda "Tapınak Şövalyeleri" avlıyor! "Amerikan Merkez Bankası'nı beş aile yönetiyor" diyen bir bakan, vatandaştan altınlarını istiyor ve "kopçasıyla iade" vadediyor. Bir başka siyasetçi açık açık "Hazineyi satalım, seçime yatıralım!" diyebiliyor. Ve içlerinden eli kalem tutan biri, "Benzin ve emlak vergisi zamları dar gelirli vatandaşın değil, bir avuç zenginin sorunudur" diye yazmaya cesaret ediyor. Hem de hiç utanmadan, maskeye ihtiyaç duymadan…
"Burrito" haberini yayan gazeteyi çırak çıkarır o uzak coğrafya… Vallahi dost ve kardeş ülke Kuzey Kore bile kıskanıyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Memetcan Demiray Arşivi