Maskesiz tek adam

Maskesiz tek adam
Kurultaylar partisinin en farklı kurultayının ilk gününü yaşadık… ‘İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’ hem adıyla hem içeriğiyle kurultaya ilk günden damgasını vurdu.Beyanname aslında Türk halkına yeni bir çağrıydı.CHP’nin...

Kurultaylar partisinin en farklı kurultayının ilk gününü yaşadık… ‘İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’ hem adıyla hem içeriğiyle kurultaya ilk günden damgasını vurdu.
Beyanname aslında Türk halkına yeni bir çağrıydı.
CHP’nin 7’nci Genel Başkanı, 6’ncı kez aday olduğu kurultayın adını “İktidar Kurultayı” diye günler öncesinden koymuştu.
İktidara yürüyen bilgelikte tarihi bir konuşma yaptı.
Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinin en ağır bunalımını, buhranını yaşadığını söyledi Kılıçdaroğlu. Adını da koydu;
“Yönetim, demokrasi, ekonomi, toplumsal ve kişisel sağlığımızı, birliğimizi ve beraberliğimizi derinden dinamitleyen bir buhran”
El hak doğru.
Yasama, yargı ve medyanın vesayet altında olduğunun altını kalın çizgilerle çizdi. Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığının tehlike altında olduğunu örnekleriyle anlattı.
Şu sözleri dikkat çekiciydi;
“Dostlarımızla iktidar olacağız, firavunun iktidarını yıkacağız. Her firavunun bir Musa’sı, her Nemrut’un bir İbrahim’i vardır. Herkese saygı duyarak, vatandaşın ayağının türabı olacağız.”
CHP’den daha önce neredeyse hiç duymadığınız sözlerdi bunlar. Ama daha önemlisi var. Manifesto. Adı “İkinci Yüzyıla Çağrı”
Millet İttifakı’nı kuran Kemal Kılıçdaroğlu, ittifakın iktidar olması halinde Türkiye’yi nelerin beklediğini açıklamış oldu.
Nasıl bir Türkiye hayal ediyor CHP Lideri? İttifak ortaklarıyla hangi noktalarda tam bir uzlaşma içindeler? İkinci yüzyıla çağrı işte bunların yanıtıydı.
Yeni anayasa ile “Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sisteme” yeniden dönüş ilk evvel. Ve Partili Cumhurbaşkanı döneminin sona ermesi.
Halkın canının en çok yandığı adalet meselesi çağrının önceliklerinden. Hakimler ve Savcılar Kurulu, Anayasa Mahkemesi, yüksek yargı organları ve mahkemeler üzerinde yasama ve yürütmenin doğrudan ya da dolaylı vesayetine son verileceğinin altını çiziyor.
Hepimizin derdi özgür basın ve düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün güvence altına alınması. Manifestonun ilk sıralarında.
Ve Kürt meselesi. Kürt meselesi için çözümün adresini net bir dille TBMM olarak gösteriyor Kemal Kılıçdaroğlu. Hiç eğip bükmeden üstelik. Ve kayyum döneminin de tarihe karışacağını bildiriyor.
Ve kadına şiddet. Şiddetin önlenmesinin öncelikli bir devlet politikası olacağını söylüyor. İstanbul Sözleşmesi’nden geri
adım yok.
Terörle ödünsüz mücadele edilecek, bu da Kemal Bey’in üzerinde önemle durduğu bir madde.
Devlette liyakatin tesisi, Seçim Yasası’nın değiştirilmesi, yani barajların kaldırılması, Siyasi Ahlak Yasası’nın çıkarılması da ha keza.
YÖK’ün kaldırılması müjdesi de CHP’nin aslına dönüşünün bir işareti. Nitekim YÖK bugün yerindeyse, bunun Deniz Baykal’ın Tayyip Erdoğan’ın milletvekilliğinin önünün açılması karşılığında olduğu CHP’lilerin zihninde hala.
Kurultayda maskeye dikkat edildi, maskesiz tek adam vardı, sözleriyle ve delegelere oylatıp kabul ettirdiği manifestosuyla Kemal Kılıçdaroğlu.