Mutlu Hesapçı

Mutlu Hesapçı

MEVSİMLERİN İÇİNDE HEP AŞK OLSUN 

“Belki uzak bir günde, büsbütün başka insanlar olarak tekrar karşılaşırız ve belki gülüşerek birbirimize ellerimizi uzatırız…” İçimizdeki Şeytan’da bu cümleyi kurar Sabahattin Ali ve umut duygusunu bu cümlesiyle tekrar gün yüzüne çıkartır. Çünkü içimizde kalan aşk eğer tamamlanmamışsa yaşamaya devam eder ve o karşılaşma anı olsun isteriz. Yanlış bir zamanda doğru kişiyle karşılaşmışsak ama aşkın mevsimi değilse diye düşünürüz. İşte tam da bu duyguları anlatan, filmin içinde bu cümlenin de geçtiği, sorgulatan ve bizi adeta aşka davet eden bir film ‘Aşk Mevsimi’ ve bugün vizyonda. Aşkın mevsimi mi olur? Diyerek başlıyoruz hikâyeye ve öyle güzel anlatıyor ki aşkı ve onun yaşattıklarını adeta sizi aşka getiriyor diyebilirim. 

Murat Şeker ve Ali Tanrıverdi’den aşk filmi; ‘Aşk Mevsimi’  

Film, sektörde çok sevdiğim iki güzel insanın Murat Şeker ve Ali Tanrıverdi’nin imzasını taşıyor. Yapımcılığını ve yönetmenliğini Murat Şeker’in üstlendiği, senaryosunu Ali Tanrıverdi ile Murat Şeker’in birlikte kaleme aldığı ‘Aşk Mevsimi’ filminin başrollerini Dilan Çiçek Deniz ve Cem Yiğit Üzümoğlu paylaşıyor. Filmin kadrosunda Fırat Tanış, Duygu Sarışın, Hakan Bilgin, Ertuğrul Postoğlu, Lila Gürmen, Mert Asutay, Çiçek Dilligil, Murat Karasu ve Perihan Savaş gibi birbirinden başarılı ve usta isimler yer alıyor. 

 

“Hayatının aşkı mı yoksa hayat arkadaşın mı?”

Bozcaada’dan İstanbul’a uzanan bir aşk hikâyesi son zamanlarda izlediğim Türk filmleri içindeki en güzel aşk hikâyelerinden biri oldu. Neden bizim içinde bulunduğumuz aşkı anlatan bir filmimiz yok derken o boşluğu doldurdu. Çünkü filmlerde hep hikâyenin bir köşesinde kaldı aşklar, başrol olamadı. Oysa sadece aşkı anlatan, güncel aşklara ayna tutan, kadının ya da erkeğin tarafından bakmayarak aşka bakan bir hikâye gerekiyordu, tam da mevsimiydi ‘Aşk Mevsimi’ geldi. İlk aşk, son aşk, aşk zannettiklerin, aşkı ertelemelerin, hayatının aşkı mı yoksa hayat arkadaşın mı ikileminde kalan aşk, tek taraflı aşk, imkânsız aşk… İçinden aşk geçirdiğin bütün bu cümlelerin karşılığında belki de yaşamadan geçirdiğin, mevsimi değil diyerek aşksız kalan sen. İşte filmi izlerken aşkın türlü tanımlamaları kafamda döndü durdu, kendimi düşündüm ya bende Şirin gibiysem? Ya onca yıl filmdeki can alıcı sorunun içinde kaldıysam; “Hayatının aşkı mı yoksa hayat arkadaşın mı?” İkisi bir arada olmuyor mu? “Dün dolaş hep aynı telaş” değil mi? 

 

Aslında herkes aynı duygunun, aşkın peşinde… 

Hatıralar arasında dolaşan bir aşk, fonda muhteşem görüntüler, kulağınızda şarkılar… Büyülü bir masalın içindesiniz sanki bütün aşklarınızın ya da aşk zannettiklerinizin arasında dolaşıyorsunuz ve ağlıyorsunuz. İkinci şans olsa ya da o aşk olsa istiyorsunuz. Aslında herkes aynı duygunun, aşkın peşinde ama ahh o zamanlama ve aşktan eline yüzüne bulaştırma… ‘Aşk Mevsimi’ mi olur elbette olmaz aşk olduğunda mevsimler bile yer değiştirir oysaki! Neşet Ertaş yazımı kışa çevirdin diye boş yere dememiştir. 

 

‘Aşk Mevsimi’ vizyonda!

Murat Şeker öyle güçlü ve görsel bir dünya yaratmış ki Bozcaada, deniz, kum, güneş, İstanbul, şahane mekânlar, ortamlar, mumlar, şaraplar, yemekler, sofralar, mimari harikası evler, resimler ve daha birçok güzel detay; dolayısıyla insanın o atmosferde aşık olmaması da ayrıca mümkün değildir diye düşünüyorum. Üstüne bir de duygularımıza tercüman olan şarkılar eklenince aşka sahip çıkacağınıza söz vererek çıkıyorsunuz filmden. O yüzden ‘Aşk Mevsimi’ filmine gidin aşka geç kalmadan yetişin derim ya da aşkı bulanlar değerini bilmek için izleyin.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mutlu Hesapçı Arşivi