MİLLİ TAKIM RÜYA GİBİ

MİLLİ TAKIM RÜYA GİBİ
Her şey Çağlar Söyüncü’nün topla hızlı ve akıllı çıkışı, Burak Yılmaz ve Hakan Çalhanoğlu’nun tek paslarıyla Yusuf Yazıcı’ya harika bir alan sunulması ve onun nefis bir yere gönderdiği topa Ozan Tufan’ın düzgün...

Her şey Çağlar Söyüncü’nün topla hızlı ve akıllı çıkışı, Burak Yılmaz ve Hakan Çalhanoğlu’nun tek paslarıyla Yusuf Yazıcı’ya harika bir alan sunulması ve onun nefis bir yere gönderdiği topa Ozan Tufan’ın düzgün vuruşuyla başladı. Zira dakika henüz 4’tü.

Hollanda galibiyetinin moralinin üstüne Şenol Güneş’in millilere sayesinde dünya üçüncüsü olduğumuz 2002 Dünya Kupası maçlarını izlettiğini öğreniyoruz.
Anlamlı, önemli. Elindeki genç ve yeni jenerasyonu havaya sokmaya çalışıyor. Kadrosundan, taktik planından, en önemlisi kendinden emin bir Şenol Güneş var yine karşımızda.
Zeki Çelik sakatlanınca Sassuolo’dan kampa katılan her iki ayağını da kullanabilen Mert Müldür sahadaydı. Ozan Kabak’ın rahatsızlığı da yine Sassuola’dan Kaan Ayhan’ı oynattırdı Hoca’ya.
Alexander Sörloth’un direkte patlayan topu, “Bugün şans da bizden yana” dedirtiyordu adeta. Norveç’in gol makinaları Erling Haaland ve Alexander Sörloth’un ne zaman ne yapacağı belli olmuyor nihayetinde.
Direğin izin vermediği, dönen top, Norveç’e gol olarak döndü. Milliler, 30’uncu dakikayı görmeden 2’nci golü buldular. Yusuf Yazıcı’nın kullandığı kornerde meşin yuvarlak Çağlar Söyüncü’nün şahane kafasıyla ağlarla buluştu.
Yusuf Yazıcı, ilk yarı biraz daha konsantre olabilse soyunma odasına 3 farkla gitmek mümkündü.
İlk yarı, sahadaki 22 adamdan topla en az buluşan isim Haaland oldu. Bu da defans bloğunun konsantrasyonunu gösteriyordu.
İkinci yarıya Norveçli teknik adam Stale Solbakken, kalecisini değiştirerek başladı. Rune Jarstein yerini Andre Hansen’e bıraktı.

Milli Takım telaşsız başladı ikinci yarıya. Norveç’in baskı yapacağı, üstümüze daha çok geleceği belliydi ve bu bir fırsattı.

  1. dakikada Ozan Tufan, Hakan Çalhanoğlu’ndan aldığı topu, harika bir plase ile ağlarla buluşturdu. Şenol Güneş’e koştu. Ozan’ı Bursaspor’da keşfeden O idi neticede. Alanya’da da dirilten Sergen Yalçın olduğunu da not düşelim. Müthiş bir gol attı.
    Bu gol, maçın da skorunu belirledi. Sahaya ilk giren sonrandan giren, hatta yedek kulübesinde oturan tüm oyuncular, üzerlerine düşen görevi eksiksiz yerine getirdi.
    Şenol Güneş, elemelere ne kadar hazırlıklı olduğunu gösterdi. Norveç gibi bir takıma deplasmanda, ki maçın İspanya’da oynanmasını onlar istediler, 3 gol atmak kadar gol yemeden dönmek de önemli. Üstelik dünyanın konuştuğu iki önemli forvet sahadayken.
    Şenol Güneş, “Bizim çocuklar” sloganının da altını çizdi. Bravo Hoca…
    Bu maç ile Milli Takım tarihini de güncelledi. Artık galibiyet ve yenilgi sayısı 224. Yani fatura temize çekildi. Alacak verecek kalmadı. Şimdi Letonya maçı var. Maç, Salı günü Olimpiyat Stadı’nda oynanacak. Milliler o maçın ardından da tabelaya 3 puan yazdılar mı, gerisini onlar düşünsün.
    Hayat, çoğu kez favorilerin büyük kayıplarına sahne oluyor. Buna da sürpriz denmiyor mu?
    Ama Milli Takım sürpriz yapmıyor. Akıllı, ısrarlı, güçlü ve inançlı bir şekilde hedefine yürüyor.
    Salı günü Letonya maçını da alırsa, Milli Takım eylüldeki rövanşlara çok az iş bırakacak gibi görünüyor. Gerçekten rüya gibi.