Ön seçim de yok kurultay da…

Ön seçim de yok kurultay da…
CHP kurultayı, bir tarafta seçimlere bile kendi deyimiyle hançerle girmiş Kemal Kılıçdaroğlu ile “Böyle gitmez gayrı değişim şart” diyenler arasında geçti ve kurultayın galibi “Kelle isteruk” diyenlerin oldu malumunuz.Olabilir....

CHP kurultayı, bir tarafta seçimlere bile kendi deyimiyle hançerle girmiş Kemal Kılıçdaroğlu ile “Böyle gitmez gayrı değişim şart” diyenler arasında geçti ve kurultayın galibi “Kelle isteruk” diyenlerin oldu malumunuz.

Olabilir. CHP’de her şey olabilir.

Bunda beis yok.

Kelle isteyip değişim diyenlerin, moralsiz örgütü yeniden heyecanlandıran, isyan ateşini harlayan söylemi, tüzük değişikliği ve ön seçim idi.

Aslında seçimden kıl payı da olsa yenik ayrıldığında, durumun pek farkına varmayan Kemal Kılıçdaroğlu, sırtında tek bir hançerin olmadığını başını yastığa koyduğunda anladı. Öyle ki değişimcilerin söylemlerinden daha da ileri vaatler ortaya attı.

“Bu kurultay bitsin hemen tüzük kurultayı” dedi.

Yetmedi, kadın ve gençlik kotasını artırma, gençleri, görece yaşlılarla eşitleme sözü verdi.

Yetmedi “Tartışmasız, amasız, lakinsiz ön seçim” dedi. Kimse işitmedi. Bu da normaldi. “Bay Kemal şimdiye kadar neredeydin?” yanıtı daha net duyuldu.

Olabilir. CHP’de her şey olabilir.

Halen sırtında açılan yaraların müsebbiplerini sayadursun Bay Kemal, köşesine çekilip vakıf kurma işleriyle meşgul iken, CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel, değişime başladı bile.

Nasıl mı? “Ön seçim yok” diyerek.

Hadi hakkını yemeyelim. “Ön seçim bu seçime sıkışık takvim nedeniyle yetişmiyor” savıyla.

Tüzük kurultayı peki?

O da takvim çok sıkışık gerekçesiyle, “Hele şu yerel seçimleri atlatalım. Mayısta yapılır canım” denerek ertelendi.

Yerel seçimlerden olası bir yenilgiyle çıkılması durumunda kurultay deyip kelle isteyenlere “Alın size tüzük kurultayı” demenin de akıllıcası. Hukukçular itiraz etmeyin, biliyoruz, bir önerge ile genel başkan seçimi gündeme eklenebilir. Tamam da atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra neye yarar.

Olabilir. CHP’de her şey olabilir.

Kurultayın ardından sosyal medyada CHP delegelerinin esip gürlemesi, tuhaf itiraf ve iddiaları Özgür Özel’in iyi niyetli yeni CHP döneminden daha etkili.

Neler konuşuluyor neler?

Gizli değil, gruplarda da değil. Sosyal medyanın tam ortasında.

“Yahu gardaşım salona giderken böyle anlaşmamıştık. Hani ona rey verecektik? Birader sen iki saat nereye kayboldun? Bilmem ne otelin lobisindeki çanta gelirken yoktu elinde” gibi söylemler, sosyal medyada görüp saydıklarımdan bazıları.

Olabilir. CHP’de her şey olabilir.

Kemal Kılıçdaroğlu, bir söyleşimizde açıkça “CHP’yi yönetmek Türkiye’yi yönetmekten daha zordur” demişti. Gelinen nokta gösteriyor ki Bay Kemal de CHP’yi yönettiğini sanıyor imiş. CHP yönetilmiyormuş.

Ama Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkça savaş açtığı, “ölene kadar” dediği, namus sözü verdiği mesele var idi. Türkiye’nin varını yoğunu ele geçirmeye çalışan çetelerle mücadele. İsimlerini sayıyordu, onların yurt dışındaki paralarını Türkiye’ye getireceğini anlatıyordu. Hatta gayri ahlaki olarak elde ettikleri mal varlıklarına el koymaktan söz ediyordu.

Yurt dışındaki paralar geldi belki de. En azından minik bir kısmı.

Emeklilere ikramiye konusunda da böyle yapmıştı. Söylemiş ama iktidara gelemese de mevcut iktidarı yapmak zorunda bırakmıştı.

İnsanın “Kemal Bey muhalefette daha iyi” diyesi geliyor ama konu o değil.

Özüne geri dönelim, sayfayı yapanlar uyarıyor, diken üstündeyim inanın.

Bu değişim işi ne oldu arkedeşler?

Ne zaman değişeceksiniz? Yoksa biz mi değişek bu el?