“Değişene kadar söylemeye devam: ‘Değişmeli!’”

Son teklisi Değişmeli’yle, dünya meselelerine patlattığı kafasından çıkanları sert notalara döken Ferit Tunçer, bayır aşağı yuvarlandığımız zamanlara bir ‘çığlık’la karşı koyarken dinleyiciyi de kendisine eşlik etmesi için gaza getiriyor.

Ferit Tunçer’i, 90’larda fırtınalar koparan AF grubunun solisti olarak tanıyoruz. Biraz daha yakına gelirsek Türkiyeli rock-metalciler İllegal Süttozu ve nrAson’da gruplarında görüyoruz kendisini. Tunçer, geçen yıl tek tabanca yolun devam etmeye karar verdi ve ilk teklisi Hüküm’ü yayınladı. Yakın zamanda da yeni şarkısı Değişmeli’yi OnAir Sahne etiketiyle piyasaya sürdü. Ferit Tunçer, Hüküm’le attığı sound ve söz adımlarını Değişmeli’de de devam ettiriyor. Dünya meselelerine epey kafa yorduğu belli, isminden de anlaşılacağı üzere mesajını direkt ileten bir parçayla karşımızda Ferit Tunçer. Sanatçı, notalara döktüğü ‘çığlığı’ için, “Bu çığlığın ilk sahibi ben değilim, ama ben de bu çığlıkta bir yankım olsun istedim,” diyor.

Türkiye’de rock-metal müziğin en verimli çağı olan 90’larda bu piyasaya adım attınız. Ödüller aldınız. Neredeyse 30 yıllık bir süreden bahsediyoruz. Günümüz rock-metal ortamıyla o dönemi karşılaştırmanızı istesem neler gelir aklınıza?

80'lerin sonu ve 90'lı yıllar rock ve metal müzik dünyadan sonra ülkemizde de özellikle İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir ve Eskişehir gibi öğrencilerin yoğun olduğu şehirlerde varlık gösterdiği mekanların çokluğu ile daha etkin olduğu yıllardı. Hatta birçok şehrin açıkhava tiyatroları ve sahnelerinde çoğu zaman belediyelerin de desteklediği konserler oluyordu. O dönemki izleyicinin katılımı bugüne kıyasla sahnedeki rock metal müzisyenlerini fazlasıyla tatmin edecek düzeydeydi.

2018’de nreAson’dan sonra uzun sayılabilecek bir sessizlik döneminiz oldu. Geçen yıl Hüküm’ü yayınladınız. Ona gelene kadar neler yaptınız?

nreAson .Dirt albümünü yayınlanmadan kısa süre önce grup arkadaşlarımızın bir kısmı yurtdışına yerleşti. Sessizlik diye adlandırdığımız dönemde ise bir süre Suspect'e eşlik ettim ve devamında salgın ile hepimiz bir süre aynı sessizliği yaşadık. Bu sürede de bir süredir planladığım sevdiğim heavy metal ve hard rock türünde şarkılara vokal coverlar yaparak YouTube üzerinden yayınladım. Bir yandan solo projemin kayıtlarını yaptım.

Şimdi de yeni şarkınız Değişmeli’yle karşımızdasınız. Şarkı nasıl ortaya çıktı?

Bu soruya şarkının diğer söz yazarı Özden'e söz veriyorum. 

Özden: Bir insan olarak yaşadığımız ülke ve dünyada adaletsizliğin, eşitsizliğin, anti demokratik uygulamaların artması ve doğanın çılgınca yağmalanması sonucunda geleceğe hatta bugüne dair belirsizlikler çoğalıyor. Hangimiz için ekonomik konulardan, kişisel özgürlüklere, hayallerimize hatta nefes aldığımız havanın suyun sürdürülebilirliğini dahi kapsayan şekilde bir belirsizlik hali zamanla tüm sohbetlerimizin ana konusu haline gelmeye başlamadı?  Tüm bu olumsuz hali olumluya döndürmek değiştirmek yine insan ve toplumların seçimi ile olacak, hepimiz bunu biliyoruz. Ama mışlarlar yaşayıp çözülebilir sorunları halı altına süpürdükçe aynı dertler sorunlar ardı ardına nesilleri etkiliyor ve etkileyecek. Çözümler belli o zaman önemli olan adım atmaktan değişmekten korkmamak lazım. Şarkıda bu hissi, artık mışlara sığınıp yaşamamak gerektiğini ve elindeki seçme ve değiştirme gücünü hissettirip hatırlatmak istedik dinleyiciye.

 “Ölüyorsun/Kanıyor her yanın/Tutamıyorsun” diyorsunuz. Bu sözleri “Vaktimiz daralıyor” diye tercüme edebilir miyiz?

Edebilirsiniz. En yakın örneği vermem gerekirse küresel ısınmanın etkilerini gelecek 20 yıl 30 yıl sonra etkisini göreceğimiz konusunda uyarılar duymazdan gelindi yıllarca. En kötüsünü şu an yaşamasak da etkilerini yaşamaya başlamadık mı? Vaktimiz daralmıyor mu?

Değişmeli de Hüküm gibi aynı dertleri paylaşan bir şarkı. Arka arkaya yayınladığınız bu ‘sesini çıkartan’ şarkılar bir birikmişliğin sonucu mu? Öyleyse nedir içinizdeki bu ‘çığlık’ın sebebi?

Bu çığlığın ilk sahibi ben değilim, ama ben de bu çığlıkta bir yankım olsun istedim. Yıllardır sanatçılar sesle, sözle, resimle ve her sanat biçimiyle bu dertleri ifade ettiler ama insanın insana, diğer canlılara ve hatta gezegene manevi ve maddi tahribatı, hükmetme çabası, özgürlüklerini kısıtlama isteği bitmedi. Bu etkilerle gelecek nasıl şekillenecek sorusunun cevaplarıdır bu şarkılar.

Özellikle şarkılarını kendi yayınlayan ya da bağımsız plak şirketleriyle çalışan müzisyenlerde aynı sizde olduğu gibi bir ‘itiraz’ durumu var. Bunu neye dayandırıyorsunuz ve bu ‘itirazların’ ‘ses yükseltmelerin’ dinleyici tarafına bir karşılığı olduğunu düşünüyor musunuz?

Yaşadığımız hayat olumlu ve olumsuz tüm etkenleriyle hislerimiz ve duygularımızı şekillendirir. Toplumla sanatçı arasındaki karşılık ortak duyu bu eserlerin ortaya çıkmasına sebep oluyor ve karşılık alıyor. Burada çok önemli bir nokta var bağımsız plak şirketleri sanatçılarına bu yansıma halinin ortaya çıkardığı şarkıları yayınlamasını destekliyor ve fırsat veriyor. Kendi açımdan bu ilişkiyi ele aldığımda OnAir Sahne'nin itiraz ve ses yükseltme halimizin yansıdığı şarkılarıma sözlerinden görsel işlerine her yanıyla desteklemeleri ve sahip çıkmaları beni özgür kılmaları bağımsız bir plak şirketinin sanatçı ile ilişkisi nasıl olmalıdır konusunun mükemmel bir örneği. Bu güzel ilişki için OnAir Sahne'ye, Burak ve Beyza'ya çok teşekkür ediyorum. Beyza'nın şarkıyı tanımladığı çok güzel bir söz ile bu değerli röportajı bitirmek isterim: Değişene kadar söylemeye devam: “Değişmeli!”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Burak Soyer Arşivi