Özlem Özdemir

Özlem Özdemir

Kadının Kurtuluş İnkılabı Cumhuriyet

“... Bir sosyal topluluk, bir millet erkek ve kadın denilen iki tür insandan oluşur. Kabil midir ki bir kitlenin bir parçasını geliştirelim, diğerini müsamaha edelim de kitlenin bütünü ilerletilebilmiş olsun? Mümkün müdür ki bir camianın yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı semalara yükselebilsin? Şüphe yok, terakki adımları, dediğim gibi iki cins tarafından beraber, arkadaşça atılmalı ve gelişme ve yenilik alanında birlikte kesin bir tavır almak gereklidir. Böyle olursa devrim başarılı olur...”

Mustafa Kemal, Kastamonu, 30 Ağustos 1925.

Cumhuriyet’in 102. yılını kutlarken, geçmişten öğrendiğimiz bir gerçek var: Cumhuriyet özgürlüğü, çoğulculuğu, aydınlanmayı ve geleceği temsil ederken, en çok da kadını simgeliyor. Yıllar boyunca erkek gölgesinde yaşayan kadınları özgürleştiren, onları toplumun eşit yurttaşları haline getiren, en çok da kadınlar tarafından inatla savunulan bir devrim olan Cumhuriyet…

Cumhuriyet, kadınların yüzyıllardır bağlandıkları zincirlerinden kurtuluşunu sağladı. Bu topraklarda kadınlar yüzlerce yıl erkeğe tabi kılınmış, nüfus sayımlarında dahi göz ardı edilmişti. Ancak laik Cumhuriyet sayesinde kadınlar varlıklarını yeniden keşfettiler. Türkiye Cumhuriyeti sadece 15 yılda çağ atlayarak uygar ülkeler arasında yerini aldı. Ve bu uygarlık, kadınların toplumun her alanında yer almasını, hatta kadınların uygun olmadığı düşünülen mesleklerde bile büyük başarılara imza atmalarını sağladı.

Kadınlar Özgürleşti

29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edildi ve kadınların kamusal alanda yer almasını sağlayan yasal düzenlemeler hız kazandı:

3 Mart 1924: Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kız ve erkekler eşit haklarla eğitim görmeye başladı.

25 Kasım 1925: Şapka İktisası Hakkında Kanun kabul edildi. Kadınların kıyafetiyle ilgili bir düzenleme yapılmadı. Kadınlar bu uygulamadan cesaretle kendi arzularıyla çağdaş giyimi benimsedi.

4 Ekim 1926: Türk Kanunu Medenisi (Medeni Kanun) ile kadınlar, erkeklerle eşit haklara sahip vatandaşlar olarak kabul edildi.

3 Nisan 1930: Belediye Kanunu ile kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanındı.

26 Ekim 1933: Köy Kanunu ile kadınlar köyde muhtar olma ve ihtiyar meclisine seçilme hakkına sahip oldular.

5 Aralık 1934: Kadınlar milletvekili seçme ve seçilme hakkını kazandılar. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı Türkiye’de; Fransa’dan 10 yıl, İtalya’dan 11 yıl, Belçika’dan 14 yıl, İsviçre’den 37 yıl önce tanındı.

8 Şubat 1935: Seçimlerde 17 kadın milletvekili Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdi. Bu, Türk kadınlarının siyasetteki gücünü gösterdi. 1935’teki bu seçim ile kadınların siyasi temsilinde ilk sırada yer alan Finlandiya’nın ardından ikinci sırada artık Türkiye yer alıyordu.

1935turkiyeoykullanankadin.jpg

5 Aralık Nedir?

5 Aralık Kadın Hakları Günü, işte bu nedenle Türk kadınları için çok önemlidir. Yanlışı düzeltmek dijital çağda, çelişkinin böylesi, imkânsız hale geldiyse de işin doğrusunu anlatmaya devam edelim: 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü diye bir gün yok, en azından dünyanın bundan haberi yok! 5 Aralık Kadın Hakları Günü’dür, sebebi de Türk kadınlarının siyasi kazanımlarıdır. Siyasi kazanım dediğimizde ise adını anmaya borçlu olduğumuz bir kadın var: Prof. Dr. Afet İnan. Afet Hanım, haklarımızı kazanmamızın öncüsüdür ve yaşamı boyunca kadın hakları konusunda çalışmıştır. Onu öncümüz yapan olay ise şöyledir: 1929’da Ankara’da lise öğretmenliği yaparken, uygulamalı bir derste belediye seçimi yaptırır. Öğrenciler, bir kız öğrenciyi belediye başkanı seçer, oysa henüz kadınların bu hakkı yoktur. Bunu bilen bir erkek öğrencinin ayağa kalkarak “kadınların seçme ve seçilme hakkı yok!” itirazına çok üzülen Afet Hanım, o gün ağlayarak Atatürk’e, “Türk kadını olarak oy kullanma hakkına sahip olamayışımıza çok üzülüyorum. Hiç olmazsa erkek öğrencim kadar bir hak sahibi olana kadar o sınıfta ders vermeyeceğim,” der. Zaten daha 1924 Anayasası hazırlığında kadınların temsilini isteyen Mustafa Kemal de ona dünyada bu işlerin nasıl olduğunu araştırmasını söyler. Afet Hanım, bir yıl kadar süren araştırmaların ardından Gazi’nin isteğiyle halkla bu bilgileri paylaşır. O’nun 3 Nisan 1930’da verdiği bu konferans ile halk hem çağdaş bir Türk kadını olan Afet Hanım ile tanışır hem de aynı gün kadınlar belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkına sahip olur. (Bu konuyu ayrıntılı biçimde Afet: Atatürk’ün Manevi Kızı Prof. Dr. Afet İnan’ın Yaşamöyküsü kitabımda yazdım.)

afet-kitabi-ozlem-ozdemir-onemli-olaylar-ve-biyografi-otobiyografi-kirmizi-kedi-yayinevi-ozlem-ozdemir-664177-58-b.jpeg

Bu konuda gidilecek daha çok yol olsa da, azimle mücadele eden kadınların varlığı insanı umutlandırıyor. Meclisimizin en azından yarısının kadınlardan oluştuğu aydınlık günlere…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Özlem Özdemir Arşivi