Bir yandan Covid-19 pandemisi bir yandan da hayat pahalılığının başını alıp gittiği bu günlerde, gerçeklerden koparak sıcak bir sinema salonunda ve ancak filmlerde gerçekleşmesi mümkün olacak ışıltılı bir masal izlemek ve kafanızı dağıtmak istiyorsanız “Evlen Benimle” bu bağlamda uygun bir seçim olabilir. Film diğer yandan salt bir masal dünyası sunmadan, satır aralarında kadın haklarıyla ilgili göndermelerde bulunuyor ve sosyal medyaya yönelik eleştiriler de içeriyor.

Bu hafta içinde basın gösterimi olan iki farklı dünyadan iki farklı film 11 Şubat’ta vizyona girdi. Bu filmlerden ilki, gösteri dünyasına oyuncu olarak başlayan ve bu süreçte epey dirsek çürüttükten sonra 2000’lerde bir pop ikonasına da dönüşen ve bilinen sahne ismiyle “JLO”, yani Jennifer Lopez’in başrolünde oynadığı “Evlen Benimle” (Marry Me)... Filmin gösterim tarihi de son derece manidar!.. Kapitalizmin büyük tezgahlarından birisi olan “Sevgililer Günü” nün (Valentine’s Day) arifesinde vizyona sokuldu.

IŞILTILI BİR MASAL

Bir yandan Covid-19 pandemisi bir yandan da hayat pahalılığının başını alıp gittiği bu günlerde,  gerçeklerden koparak sıcak bir sinema salonunda ve ancak filmlerde gerçekleşmesi mümkün olacak ışıltılı bir masal izlemek ve kafanızı dağıtmak istiyorsanız “Evlen Benimle” bu bağlamda uygun bir seçim olabilir. Film diğer yandan salt bir masal dünyası sunmadan, satır aralarında kadın haklarıyla ilgili göndermelerde bulunuyor ve sosyal medyaya yönelik eleştiriler de içeriyor.

Pop ikonası Kat Valdez (Jennifer Lopez), kendisi gibi bir pop ikonu olan yakışıklı Bastima (Maluma) ile küresel olarak izlenecek bir törenle evlenmek üzeredir. Nikahları birlikte söyledikleri ve hit olan single, Merry Me şarkısını da seslendirecekleri bir konser sırasında kıyılacaktır. Güzel Kat için her şey bir peri masalı gibidir; ta ki görkemli gelinliğiyle sahneye çıkmadan ve nikahtan saniyeler önce müstakbel kocasının kendisini asistanıyla aldattığını sosyal medyadan öğrenene kadar...

Konser öncesi yaşadığı şok üzerine şarkısını yarım bırakarak seyirciyle yaşam, aşk ve sadakat üzerine sohbete başlayan Kat, kırılan onurunu kurtarmak için seyircilerin arasından, arkadaşının ve kızının zoruyla bu konsere gelen ve elinde arkadaşının Merry Me posterini tutan matematik öğretmeni Charlie Gilbert’a (Owen Wilson) evlenme teklif eder ve onu sahneye davet eder... Film birbirinden tamamen faklı dünyaları olan bu ikilinin yaşamlarının kesişip kesişmeyeceğini öğrenmeyi seyirciye vaadediyor.

SOSYAL MEDYA ÇAĞINDA AŞK

Yazımızın başında da vurguladığımız gibi “Evlen Benimle”, ancak filmlerde gerçekleşebilecek bir olguya yoğunlaşırken, bolca konser görüntüleri, sosyal medyanın yaşamı ele geçiren yansımaları ve  parlak neonlardan oluşan bu dünyanın perde arkasına da yoğunlaşan bir film. Bir ana akım sinema örneği olarak kadın yönetmen Kat Coiro, kendi türü içinde başarılı ve rahat akan bir film kotarmış. Film ana karakter Kat Valdezi oynayan Jennifer Lopez’in gerçek yaşamını anımsatan kimi benzerlikler de içeriyor.

Jennifer Lopez, daha önce Evlen Benimle gibi romantik ya da romantik komedi türünde başka filmlerde de oynamıştı. Bunlardan birisi olan ve çekici, esrarengiz bir dans öğretmenini canlandırdığı ve Amerikan sinemasının önemli oyuncularından Richard Geere ile başrollerinde oynadığı “Aşka Davet” (Shall We Dance-2004), sinefillerin hafızalarında hala yerini koruyor.

“Evlen Benimle”, özellikle müziğin başrolde olduğu, oyunculuk bağlamında Jenifer Lopez’in ve Owen Wilson’un performanslarının ortalama bir seviye tutturduğu bir film olarak dikkati çekerken, özellikle Bastima rolünde Kolombiyalı ünlü bir pop ve reggaeton (hip hop türünden etkilenerek ragga’dan türemiş bir müzik türü) şarkıcısı ve besteci olan Maluma’nın öne çıktığının altını çizelim.

6 NUMARALI KOMPARTIMAN

Başka Sinemanın dağıtımcısı olduğu ve Rosa Liksom’un (Finlandiyalı yazar ve sanatçı) aynı isimli romanından uyarlanan “6 Numaralı Kompartıman” (Hytti nro 6) öğrenci olduğu yabancı bir ülkede Finli genç bir kadının, tanımadığı kaba saba bir Rus adamla aynı kompartmanda uzun süren bir tren yoculuğunu anlatan bir yol filmi.

Laura (Seidi Haarla), Moskova Üniversitesi’nde arkeoloji okuyan Finlandiyalı bir öğrencidir ve edebiyat profesörü olan ve aşk ilişkisi yaşadığı tez danışmanı Irina’yla (Dinara Drukarova) eğitim aldığı dalla ilgili Petroglif’leri (tarih öncesi dönemlerde kaya yüzeyinin bir kısmını kazarak, oyarak veya aşındırarak yapılan resimler) görmek için planladığı yolculuğa, Irina’nın son anda gelmekten vazgeçmesi nedeniyle tek başına çıkar. Bu yolculuk, dondurucu soğuğun hakim olduğu kuzeye, Murmansk’a ilkel sayılabilecek koşullarda yapılan bir tren yolculuğudur. Özellikle bu yolculuğu 6 numaralı kompartımanda kazınmış saçları, içip durduğu votkası, kaba saba hali ve kadın düşmanı sözler söyleyen ve Murmansk’ta bir madende çalışmaya giden Ljoha (Yuriy Borisov) ile paylaşmak zorunda kalması daha da zorlaştırır.

BİRBİRİNDEN AYRI DÜNYALARI BİRLEŞTİREN KOMPARTIMAN

Birbirine zıt dünyaları olan bu iki insanın aynı kompartmanda yapmak zorunda kaldıkları yolculuk onları zaman içinde bir tür ahbaplığa da mecbur eder. Diğer yandan geçmişin iki kutuplu dünyasının süper gücü Sovyetler Birliği’nin çözülmesi sonrasında, dünyanın en büyük ülkelerinden birisi olan Rusya’nın bakir coğrafyasına, aynı zamanda bu büyük ülkedeki yoksulluk koşullarına ve yaşamın içerdiği zorluklara tanık olmayı seyirciye vadeden bir film “6 Numaralı Kompartıman”...

Yazımıza konu olan ilk filmin ışıltılı dünyasıyla karşılaştırılamayacak ölçüde karanlık tonlar içeren bir film olan “6 Numaralı Kompartıman”, aslında dünyayı sömüren ve sınırlı sayıda insanın lüks içinde yaşamasını sağlayan kapitalizmin bedelini ödeyen insanlar ve toplumlar hakkında da bizi düşünmeye yönelten bir yapım.

YOKSULLUĞUN YARATTIĞI IŞILTISIZ DÜNYA

Dünya üzerindeki adaletsizliğin ve yoksulluğun sonucu olan ışıltısız dünyaların ruh üşümesini başarıyla yansıtan bir film olan “6 Numaralı Kompartıman”ın yönetmeni Juho Kuosmanen, öyküsünü anlatmak için bir treni metafor olarak kullanmış. Bir bakıma yaşadığımız dünyayı da kabaca temsil eden bu trende, en alttakilerle üsttekilerin yaşamı arasındaki çelişkilere de yönetmen Kuosmanen gönderme yaparken, bu bağlamda kültürel farklılıkların yarattığı çelişkilerin de altını çiziyor.

“Uygar dünya”nın olguları, yoksulluğun tümüyle yenilemediği ülkelerde sıradan insanlar nezdinde bir fantazi olmaktan öteye gidemezken, “6 Numaralı Kompartımanda”, iki insanın dünya görüşleri arasındaki farkların turnusol kağıdı olduğu kadar, toplumların yaşamlarındaki farklılıkları anlamak açısından da ipucu oluşturuyor.

“6 Numaralı Kompartıman”, altını çizdiğimiz olgulara duyarlı olmayan insanların kolay seyredebileceği bir film değil. Ana akım sinemanın karşıtı, bağımsız ve minimal bir sinema örneği olan yapımda yönetmen Kuosmanen, ideolojilerin, kültürel farklılıkların insan davranışlarını ve reflekslerini de belirlediğinin altını çiziyor. Bu bağlamda seyirci için de bir yüzleşme fırsatı sağlarken, yaşamın anlamı hakkında sorular sormaya da fırsat yaratan bir film “6 Numaralı Kompartıman”...

Filmin basık dünyasını ve fiziksel anlamda iliklerinizde hissettiğiniz soğuğu seyirciye geçirmede özellikle görüntü yönetmeni Jani-Petteri Passi’nin görüntülerinin filme önemli katkısının olduğunu  vurgularken, başrol oyuncuları Yuriy Borisov ve Seidi Haarla’nın başarılı oyunculuk performanslarının da altını çizelim.

KAYNAKLAR: